Herkese Bilim Teknoloji Dergisi 96. Sayısı. Yakın geleceğe bir bakış. Kaya sınıfı nasıl oluşuyor. 21 Mayıs 2021 tarihinde rahmetli Prof. Dr. Doğan KUBAN ın çok önemli bir makalesi yayınlandı. Bu yazıdan alıntılayarak bu 2023 seçim için önemli ip uçlarını vermiş olacağız. Sayın KUBAN ın yazısından ‘’Toplumun en geniş sınıfını, benim bir şelalenin arkasındaki kayaya benzettiğim için KAYA SINIFI dediğim, insanın bilemediği bir evrim mekanizması içinde gelişmesini yaratan sürecin sonucu olan toplum kesimidir.’’ Kapadokya yı anımsayın. Peri bacaları nedir. Toprak erozyonu ile aşınarak geride en sert yapı kalır. Milyonlarca ton su akar ama bu kayalar aşınmaz. D. KUBAN, ’’akan suya direnen kayalar evrimsel değişmeyi temsil eder, akar su ise yaşadığımız çağa uygun tarih gibi akar gider kaybolur.’’ Kaya Sınıfı en kalabalık politik söylemden en az etkilenen kaya gibi dayanıklı, politikadan çok yaşama sarıldığı için kurucu, devirici, olasılıkla evrimin taşıyıcı toplum kesimidir. Yapısal olarak evrim dışındaki değişmelere ( Suni yapay somut olmayana )karşı koyar. Cumhuriyeti kuran geç Osmanlılar da bu sınıftandır.
D. KUBAN çok önemli bir toplumsal tespit yapmış oluyor bu yazısı ile. Bilhassa tarihi önem taşıyan 2023 seçimlerim için çok uygun buldum ve paylaşıyorum.
Bir Kaya Sınıfı örneği:
1915 – 2018 yılları arasında yaşamış bir köylü ailesinden bu örneği veriyorum. Cumhuriyetin erken döneminde ORDU yöresinden bir köyün geniş klanından bir aile SİLİFKE ye göç eder. Bunlar daha sonra 1980 de bu kez SALİHLİ ye göç ediyor. Bu gün bu aileden Salihli de ve Ordu da 80 kişiyi geçen iki gurup var. Salihli deki hepsi okumuş, içlerinden üniversite bitiren de var. Çocukları içinde üniversiteye giden var. ORDU da kalanlar daha az okumuş. Sadece bir din hocası var . Bu değişmeyi izler ve benzerlerini de değerlendirirseniz, batının daha yoğun okuduğunu, nüfus artışı açısından göç veren yörelerde ki nüfus artışa oranla az olduğunu görüyoruz. Batının nüfusu göç aldığı için artmaktadır. Şunu diyor KUBAN, batıya göç eden ailelerde nüfus az, kalanlarda ise yüksek olduğunu söylüyor.
Yaptığım gözlemlerde Kaya grubundakilerin ( yani Ordu da kalanlar) tek ilgilendiği olgu yaşama tutunmak, aylık gelirini arttırmak olmasıdır. Politika, parti, ideoloji, din gibi sorunlarla ilgilenmediklerini ( Din konusu tabi hassas konu. Sorgulamanın az olduğu ve kabullenme ile Allah’ın kelamı kabul edilmesidir) Yaşamlarının tek garantisi, para kazanmaktır. En kalabalık olan Kaya Sınıfı çağdaş dünya yada sahip çıkıyor, nimetlerinden de uzak kalmıyorlar. İdeolojik eğilimleri yok yada tutku halinde değil, her şeye rağmen bir ideolojik particilikleri de yoktur. Halk arasında çağdaş yaşama eğilimlerine de uzak değillerdir. Batının gelişmiş daha eğitimli, kapitalist sistemle özü itibariyle iç içe olan kesimine göre Kaya Sınıfı, gelişmiş teknoloji ile tanışmış toplumların dünya görüşüne yakın bir benzer yaşama aslında açık ve hazır olmalarıdır. Şunu demek istiyor Sayın KUBAN, Ordu da kalanlar Salihli ye gidenlerden çok daha uzak değiller. Açık ve yatkın, ancak batıya göçenler gibi değer yargıları hala yerinde, sosyolojik olarak batının kapitalist sisteminde kaybolmamış, entegre olmamış, saf ve doğal yaşamını devindiren bir yapı.
Ülke nüfusunun çoğunluğunu Kay Sınıfının oluşturması, okumuş olmak eğiliminin de giderek artan amaçladığı geleceğini gerçekleştirmesi, yeterli potansiyele sahip kirlenmemiş bir gelenek. Kaya Sınıfı batıya göç eden akrabalarına karşın daha bozulmamış, çağdaş toplum adı altında kapitalizme yenilmemiş kesimdir. Ülke geleceğinin garantisi olan bu kesim. Şununla özetliyor KUBAN ‘’ kuşkusuz bu amacın tanımının daha iyi anlatılması bir ulusal gerekliliktir.’’ Yani amaç dediği, öz varlığını ve ruhunu korumuş olmasıdır. Sayın KUBAN tespitlerini de yapıyor. ‘’ 21 yy dünyasında yaşam düzeyine ulaşılması iki reformu gerektiriyor. Bunu yapacak ülke ( Türkiye) ülkenin her köşesinde gereksinmeyi duyurmalıdır. Yeterli olmasa da bu okumuş sınıfın kapitalist sömürünün İslam dünyası için hazırlanan tuzaklarına takılmayacak kadar aydınlatılmalıdır. ( Asıl yaşadığımız sorun da bu ) Reform niteliğinde ikinci temel sorun da toplumun gerçekleştirmek zorunda olduğu sanayileşme aşamasıdır. ( Ki bu konuda günümüz de epey yol almaya başladık.) Türkiye nin önünde ki bu sorunu kavramaya başladık Üretim ekonomisi de bunu bir parçası hatta özüdür. Son yıllarda daha çok gözlemlediğimiz teknoloji ve sanayileşme zorunluluğu, üniversite ve Endüstri iş birliği. YÖK gibi politize olmuş bir kurum ile bunları gerçekleştirme sıkıntısı .Yanlışlıklar üzerine kurulu 1980 darbesinin göstergesi olarak YÖK kurumu. Güney Kore nin 1/500 oranında patent üretmesinin nedeni de, terk edilmesi gereken üniversite öğretim kalitesidir. Ama son yıllarda bu konuda da gelişmeler gösteriyoruz. Savunma sanayinde %25 den % 75 leri geçen düzeye erişiyor olmamız. Sanayide de bunu ortaya koyacak mühendislik düzeyin de de çok umutluyuz. İşte Kaya Sınıfının ihtiyacı olan ikinci temel sorun da burada yatmaktadır. Saf ve değer yargılarını yitirmemiş, ihtiyacımız olan bu Kaya Sınıfını gerçek bir bilimsel teknoloji ve sanayi ile bütünleştirmek olmalıdır.
2023 seçimlerinde yaşadığımız absürd ve ülke gerçeğine ihanet olarak niteleyeceğimiz bir muhalefet olgusuyla karşı karşıya olmamızdır. Tutucu dediğimiz muhafazakarlık, korumak anlamında ise Cumhuriyetle zaten bir atılım yapmış olan bu ülkede bir deneyim sahibi değilmiyiz. Korunması gereken demek belli değilmi. Neyi terk etmeliyiz ve Kaya Sınıfına sarılıyoruz. Kaya Sınıfını kurtarıcı olarak görüyoruz. Her seçimde haritayı sarı kırmızıya boyamak, neyin göstergesi. Bugün AKP nin oy aldığı sarı renkli boyalı illerimiz bu Kaya sınıfının özelliğini taşıyan bölgeleri gözler önüne seriyor. CHP nin oy aldığı kırmızı boyalı sahil beldeleri ne kadar üst düzey eğitimli ve sermaye birikiminin yığıldığı bölgelerde olsa da aradığımız kurtarıcı özde bu ülkenin varlık nedeni olan Kaya Sınıfını oluşturmayan kesimlerdir. Bunu çok açık olarak görüyoruz.
Demek ki bir ülkeye sahip çıkmak, beka sorunu yaşamaması için, gelişimini sürdürmesine ihtiyacı olan saf ve bozulmamış insanı için 5 dil bilmek,3 üniversite bitirmek ve kariyer yapmanın, bir ülkenin bağımsız ve kendine malik olması açısından bir kriter olmadığını böylece kavramış oluyoruz. Bir ülkeyi hayati ve yaşamsal olarak bağımsızlığını zora sokacak teslimiyetçi yaklaşım yabancı dil bile bilmeyen Kaya Sınıfın dan gelmiyor. Ülkeyi peşkeş çekecek iki yüzlü batıya teslim olmuş yönetici kesimde Kaya Sınıfı yoktur. Modern diye çağdaş diye batının tüm değer yargılarına sahip çıkan bir Kaya Sınıfı yoktur. Kurtuluş savaşını da yapanlar bu Kaya Sınıfıydı. Batıya teslim olanlar bu Kaya Sınıfından hiç hoşlanmayan ve hor görenlerdir. Varlık nedeni unutmuş olup bu gün bölücü, ihanet odakları ile iş birliği yapan, sözde vatanseverlerde bu Kaya Sınıfından hiç hoşlanmazlar.
Bu yazı ile bu toplumun öz nüvesini oluşturan bir kesimi, ağırlığı olup da gözden ırak tutulan mayasını ele aldık. Kaya sınıfından Suriye de ne işimiz var Libya da ne işimiz var lafını duyamazsınız. Mavi Vatan tezimizi komşularımıza tehdit gibi komik bir laf bu sınıftan çıkmaz. Genç bir bakan çıkıyor, sondaj gemilerin alımını planlıyor, yıllarca verimsiz diye beton dökülen petrol kuyularının yeniden devreye sokulmasını sağlıyor. Üstü örtülen Nadir Toprak Elementini yine malum çevrelerin engellemesine rağmen ortadan kaldırıyor. Kaya sınıfının savunduğu bakan olur. TOGG için maket, elektrikli yerli otomobili alaya almak için egzoz borusu nerde demez. Karadeniz de Sakarya sahasında bulunan Doğal Gaz için, aslında kuyu muyu yok, Ruslar denizin altından boru döşedi, doğal gaz bulduk diye halkı kandırıyorlar demez. SİHA, TİHA, TB 2, Kızılelma insansız savaş uçağı, TF X – MMU, Hür Jet vb için, biz seçilirsek dokunacağız demez. Akkuyu Nükleer tesisine ne ihtiyaç var biz seçilirsek kapatacağız lafını hiç kullanmaz. Şehit olur sıvasız köy evine bayrak asılır. Çok ulusu küresel şirketlerle çalışan yerli ama milli olmayan sermaye patronları TÜSİAT ile devlete ayak direyenlerin tesislerinde düşük ücretle çalışır. Grev yaparsa hain olur. Çünkü onlardan köle olması istenir. Her zaman ezilen bu Kaya Sınıfıdır. Artık Köyde çift süren değil şehirde işçi sınıfını oluşturmaya başlarlar. Adı emekçi olmuştur bu Kaya Sınıfının. Elit küçük burjuva kesimi sınıfsal olarak bile konumlanma oyunu içinde Sosyalist olmuştur. Gerçek emekçi kesimi parya olup sahte solun elinde kullanım aracı olmuştur. Kaya Sınıfı hiç bozulmamıştır. Gerçek bir emekçi kesimi olan bu Kaya Sınıfı hep rahatsız etmiştir.
Devamı yarın...