Recep, Şaban derken, bugün “11 ayın sultanı” bir Ramazan ayına daha kavuştuk. Hicri Ay takviminde toplam 12 ay olmasına rağmen bu tabir, yani “11 ayın sultanı”, Ramazan'ın diğer aylardan daha üstün olduğu ve dolayısıyla Ramazan'ın geriye kalan 11 ayın sultanı olduğu kabul edilerek verildiği söylenir.
Konu ile ilgili bir Hadiste; "İslâm, beş şey üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şehâdet etmek; Namaz kılmak, Zekât vermek, Kâ'be'yi haccetmek ve Ramazan Orucunu tutmak" şeklinde.
Yani bu beş şey, İslam binasının temelini oluşturuyor.
Bakara Suresi 184. Ayette ise; "Ey iman edenler, sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi, size de oruç farz kılındı. Umulur ki sakınırsınız."
İslam âlimleri, “Oruç tutmak sadece aç kalmak değildir” der!
İslam’ın temel bilgilerinden yoksun bırakılmış günümüz Müslümanlarında geleneksel bir oruç anlayışı hâkim. İşte imsak vaktinden güneş batıncaya dek aç kalmak gibi… Ramazan'ın gerçek anlamı bu mu?
Ramazan'ın gerçek anlamı; kulluk bilincini yenilemek, her ibadetin bir nimet ve kurtuluşa vesile olan eylemler olduğunu bilmek, ruhu saflaştırmak, nefsi terbiye ve tezkiye, kalbi tasfiye etmek; bütün kötü düşünce ve duyguları hatırdan bile geçirmemek, onlara karşı iradeyi sağlamlaştırmak, sadece midemizle değil orucu bütün uzuvlarımızla hatta hücrelerimizle ve ruhumuzun, benliğimizin derinlikleriyle tutma; Rabbimizle, insanlarla ve eşyayla ilişki biçimimizi gözden geçirmek, Kur'an ahlakıyla ahlaklanmak, model, salih, hayırlı insan olma bilincimizi yenilemek, hayır ve hasenatımızı artırmak, infakımızı bolca yapmak, dost, komşu ve misafir ilişkilerimizi yenileyerek güzelleştirmek... tir.
Ramazan ayı Balkanlarda sevinçle karşılanıyor. Mesela, Sancak’ta gençler Futbol Turnuvası düzenliyor. Türkiye’de aynı neşe ve sevinci Edirne’de pek hissetmiyoruz!
Daha sistematik biçimde sıralayacak ve madde madde sayacak olursak şöyle denir:
Oruçla insan iyi bir sabır eğitimi yapar. Acıktığı halde ağzına bir lokma ekmek alamaz, susadığı halde bir yudum su içemez. Öfkelenecek olsa öfkesini yutar, kötü söz söyleyecek olsa ağzını tutar. Oruç, zengini fakirin hizmetine koşturur: Cenab-ı Hak kullarından bazılarını fakir olarak, bazılarını da zengin olarak yaratmış, bu da bizim için bir imtihan! Zenginlerden zekât ve sadaka vermek suretiyle fakirlerin yardımına koşmalarını istemiştir. Oruç, sağlığımızın sigortasıdır. Oruç, vücut fabrikamızın yorulmasına, eskimesine karşı bir direnme, bir bakımdır. On bir ay müddetle vücutta biriken yağları eritir. Böylece çeşitli rahatsızlıklara sebep olan aşırı yeme-içmenin önüne bir ölçüde geçilmiş olur.
Oruç bedenin zekâtıdır. Zekât sadece maldan verilmez. Allah'ın ihsan ettiği her nimetin kendine göre bir zekâtı vardır. Meselâ, malın zekâtı bir kısmını fakirlere vermek, bedenin zekâtı da oruç tutmaktır.
Oruç, nefsi terbiye eder. Oruç şehveti kırar. Nefsi mağlup eder. Azgınlıktan ve kötülükten korur, dünyanın aşağılık lezzetlerini, makam ve üstün çıkma kavgalarını hakir gösterir. Kalbin Allah'a teveccühünü artırır. Ona meleki bir zevk ü sefa bahşeder.
Oruç bir arınmadır. Maldan verilen zekât onun temizlenmesine, bereketlenmesine sebep olduğu gibi, oruç da bedenin manevi kirlerden temizlenmesine sebeptir.
Oruç insanı melekleştirir. İnsanı meleklerden ayıran en önemli özellik, nefis sahibi olmasıdır. İnsan yer, içer, evlenir, öfkelenir, üzülür, günah işler. Fakat oruçlu iken iftar edinceye kadar yiyip - içmeyi terk eder.
Oruç, ahiret için kârlı bir ticarettir. Çünkü oruç ibadetinde gösteriş yoktur.
Merhum Sezai Karakoç, 'Oruç da acıkır' diye yazmıştı, bir yazısında; “Ben orucun acıkmasını şöyle anlıyorum: Mümin onu tutarken o da tutuluyor; Mü'min'in inancı, iradesi, sabrı karşısında o da bu teslimiyet, samimiyet ve ateşli gün demek olan Ramazan karşısında mü'minin acıkmasıyla birlikte hem acıkıyor, hem acıyor; bu acıma karşısında Cehenneme kalkan olmak istiyor. Orucun cismi aç kalmak, susuz kalmak ise ruhu da süfli şeylere karşı tok kalmak, basit şeyler karşısında sızlanmamak, bütün benlikle tahammül ve imsak üzere olmaktır denebilir. Kısacası sadece mideye değil bütün benliğe, birliğe, diriliğince oruç tutturmaktır” diyor.
Mevlana'ya göre oruç ne anlama geliyor?
İnsanın doğru bir öz ve tertemiz bir gönüle sahip olmasının bir yolu da onu ibadetle özellikle oruçla aydınlatmaktır. İnsana can bağışlar, insanın can gözünü açar, gönül verir. Kötü huylardan arındırıp, insanı Miraç gibi göklere yükseltir, yüceltir. Şeytanın etkisinden kurtaran güçlü kahramandır. İnsanı yakıp, mum gibi aydınlatandır. Allah'ın en ecirli, bol sevaplı bir ibadetidir. İnsanın helalden bile sakındığına, harama ulaşmasının imkânsızlığına bir şahittir. İnsanın içindeki değersiz taşları inci ve mercana dönüştüren bir ibadettir. İnsanı ezip, öğütüp (değerlileştirerek) göze sürme edendir. Ulu kişinin de, aşağılık kişinin de mihengi (ölçütaşı)dir. Kararan ve pislenen iç âlemi aydınlatır temizleyendir. İyilikleri, sevabı tevhid denizine götürendir. Gönüle musallat olan nefis kralını tir tir titretendir. Âb-ı hayattır. Korunması, kırılmaması gereken bir testidir. Kur'ân ışığının sırrıdır. Beş direk üzerine kurulmuş olan imanının direklerinin en büyüğüdür. Canı saflaştıran, ruhu yücelten, Allah'a yaklaştırandır. Temizlenmek, tazelenmek, yenilenmek yücelmektir.”
Ramazan ayında ayrıca, hayatımızı tanzim eden, bize yol gösteren kitabımız Kur’an-ı Kerim indirilmeye başlanmıştır.
“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır…” (Bakara Suresi:185).
Ramazan ayını bir fırsat bilip gereği gibi değerlendirelim, inşallah! Ramazanımız mübarek olsun! Rabbim, sağ salim Bayram’a eriştirsin. Dostça kalın…