Küresel ısınma ve iklim değişikliği etkilerinin sonuçları giderek hissedilmektedir. Yaşam ve tarım için çok önemli olan ''SUYUN KIYMETİ'' herkes tarafından görüldü.
Doğanın ekolojik ve iklimsel döngüsü ne yazık ki insanlar tarafından giderek bozulmaya zorlanıyor. Çare olarak da inancımız gereği dua ederek yalvarışlara başvuruyoruz. Bunlarda olsun lakin, yüzlerce yıldan beri her yıl ortalama yedi milyar metreküp suyu Saros Körfezine taşıyan Meriç Nehri imkanıyla Edirne'nin tamamını suya kavuşma imkanı vardır. Bu imkan da Edirne için önemli bir şanstır.
Görev yaparak emekli olduğum DSİ teşkilatı Meriç Nehrinden yararlanmak için güzel projeler planlamış ve bir kısmı hayata geçebilmiş ise de arzu edildiği gibi işletilememektedir. Hamzadere sulaması henüz bitirilemedi. Çakmak Sulaması, Çömlekköy Barajı, Suakacağı Barajı, Korucuköy Barajı, Enez Sulaması... gibi önemli projeler henüz hayata geçirilemedi. En önemlisi Meriç nehri üzerine önceki yıllarda düşündüğümüz DSİ tarafından yapılması gereken ''Kauçuk gövdeli şişme Baraj''lar (Rubber Dam) İpsala Ferre bölgesi ne Edirne merkez Bosnaköy bölgesine inşa edilerek hem nehirde sürekli su tutma hemde ucuz elektrik elde etme imkanı ve kısmen taşkın kontrolü sağlayacaktır.
Hatta önceki yıllar da 60 yıl önce inşa edilen seddeler, drenaj kanalları ve bataklık kurutma alanlarının elde edildiği Yunanistanla ortak yapılan ''Harza Projesi'' 1974 Kıbrıs Barış harekatı ile İpsala Mandakoru bölgesinde intikaya uğramıştır. Günümüz teknolojik imkanlarıyla bu projenin devamı olarak Yunanistanla ortak olarak Meriç nehri ıslah edilerek her iki ülke Meriçten arzu edildiği oranda yararlanma imkanına kavuşabilir. Bunun gerçekleşmesi için hiç bir engel yok. Sadece siyasi bir birikim ve iradeye ihtiyaç var.
İyi bir hafta sonu dileklerimle.