Türkiye seçimlere giderken, gündemde EYT, altılı masanın adayı ve daha birçok konu varken bir anda deprem kabusu yaşadık.
…1999 Gölcük depremi, sel felaketleri, çığ faciaları, orman yangınları, maden faciaları, göçmen hareketliliği, ekonomik krizler…
Ve daha birçok facia gördü X, Y, Z kuşakları…
Hepsi birer ders niteliğindeydi.
*
1999 depreminden sonra uzunca bir süre konutların güvenliğini, depreme dayanıklı olup olmadığını konuştuk. Aradan 24 yıl geçti. Yine başa döndük. Bugünlerde aynı konuyu konuşuyoruz. Maazallah birkaç yıl sonra yine büyük afet yaşanmış olsa yine binaların depreme dayanıklı olup olmadığını tartışıp duracağız.
Bu konu sadece birkaç müteahhidi suçlayıp sıyrılmakla kalmamalı.
Her önüne gelen de müteahhit olmamalı!
Usulüne uygun yapılar, deprem yönetmeliklerine uygun yapılar için tamamen bir zihniyet değişikliği gerekli.
İnşaatı devam eden tüm konutlar da gerekli denetimlerden geçmeli.
Tüm Avrupa’da 25 bin civarında müteahhit olduğu söyleniyor. Eğer bunun 10 katı fazlası Türkiye’de varsa düşünmek lazım!
*
6 Şubat Pazartesi.
Öğrenciler yarı yıl tatilini tamamlamış, büyük bir heyecanla arkadaşlarına öğretmenlerine kavuşmayı beklerken, depremle yıkıldık. Yaşadığımız en korkunç felaketti. Hem de bugüne kadar yaşadıklarımızı adeta unuttururcasına büyüklükte.
Elbette yaralar sarılacak ama acısı hiç dinmeyecek.
Bilim insanları uyarıyor, doğa uyarıyor ama ders almıyoruz.
İnşallah bu son olur.
*
Şu süreçte okulların sağlamlığı hakkında velilerin kafası karışıkken Veli Der, yetkililerden okulların zemin etüdü ile bina risk analizlerinin yapılıp sonuçlarının velilere duyurulmasını talep etti. Haklılar da.
Bu arada 1.Murat Lisesi’nin de depreme dayanaklı sağlam raporu olduğunu öğrendim. 130 yıllık tarihi bina, eski teknoloji ile yapılmış ve dimdik ayakta. Eğer doğruysa sevindirici. Ancak dış cephesinin görüntüsü içler acısı. Umarım en kısa zamanda bu konuya el atılır.