Doğa Kaynaklı afetler dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı zaman dilimlerinde olağandışı aktiviteler olarak meydana gelmiş ve insanlık tarihi süresince insanoğlunun ilgisini ve dikkatini çekmiştir. Bunun en önemli nedeni, doğa kaynaklı bu afetlerin insanlar için çok ağır can ve mal kayıplarına neden olan önemli sorunlara sebep olmasıdır. Basılı ve görsel kitle iletişim vasıtalarının artışa geçmesiyle birlikte dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen afetlerin diğer insanlarca da bilinir olması, doğa kaynaklı afetlere olan ilgiyi daha çok pekiştirmiştir. Bunula beraber küreselleşmenin de etkisiyle dünyanın farklı bir yerinde yaşanan afetin ekonomik ve sosyal etkileri ülkenin sınırları dışına çıkarak olayla alakasız görünen çok uzak ülkelerde yaşamlarına devam eden insanları da etkileyebilmektedir.
Afetler ortaya çıkış sebeplerine bağlı olarak doğa kaynaklı ve insan kaynaklı olmak üzere iki ana başlık altında toplanmaktadır. Doğa kaynaklı afetler, başta insan olmak üzere canlı veya cansız her türlü varlık üzerinde fiziksel, ekonomik, sosyal ve psikolojik kayıplar meydana getiren normal insan yaşamı ve insan aktivitelerini tamamen durduran veyahut kesintiye uğratan, insanları olumsuz etkileyen doğa kaynaklı olaylar olarak tanımlanmaktadır.
İnsanlardan kaynaklanan afetler ise; neden sonuç ilişkisi açısından doğal olaylarla herhangi bir bağlantısı bulunmayan ve insanlara bağlı olarak gelişen olaylardır. Özellikle sanayi ve teknolojide yaşanan son derece hızlı gelişmeler neticesinde hayatı kolaylaştırıcı yenilikler ortaya çıksa da diğer yandan insan yaşamını olumsuz etkileyen yeni riskler ortaya çıkarak insan kaynaklı afetlerin görülme ve oluşma sıklığını artırmaktadır. Ayrıca doğa kaynaklı afetler, her ne kadar doğal kaynaklı olaylar olup istemsiz ve karşı konulamaz bir şekilde meydana gelse de, etkileri yine insan faktörüne bağlıdır. Afetlerin sebep olduğu zararların büyüklükleri, yerleşim yerlerinin yerinde konumlandırılıp konumlandırılmadığı, binaların sağlam ve dayanıklı yapılıp yapılmadığı, nüfus yoğunluğu, acil yardım veyahut kurtarma aktivitelerinin etkinliği ve etkililiği gibi çeşitli değişkenlere bağlı şekilde değişebilmektedir. Yani bir açıdan insan afet sonrası yaşanacakları bir şekilde etkileyebilecek potansiyele sahiptir.
Türkiye tarihi süreç içinde birçok yıkıcı afetle karşılaşmış, günümüzde de iklim özellikleri, jeolojik yapısı ve coğrafi durumu dolayısıyla çok sık doğa kaynaklı afetlere çok sık olmasa da insanlardan kaynaklı afetlerle karşılaşmaktadır. Genel olarak yukarıda bahsedilen nedenler, doğa kaynaklı afetlerin bilimsel açıdan tüm yönleriyle incelenmesini kaçınılmaz bir durum olarak karşımıza çıkarmıştır.
Doğa kaynaklı afetlerle alakalı olarak yapılmış olan tanımda ulusal veya uluslararası yardımı gerektiren, yerel mücadele kapasitesini sınırlayan ve sınırlandıran durum ya da olay olarak ifade etmektedir. Afetler, yol açtığı kayıplar itibariyle toplumun kendi çabaları ve imkânları ile üstesinden gelemeyeceği insan veya doğa kaynaklı olaylar bütünüdür. Toplumun tamamı ya da belirli kesimleri için fiziksel, ekonomik veya sosyal açıdan büyük kayıplar oluşturan, günlük hayatı ve insan aktivitelerini durduran veyahut akamete uğratan, etkilemiş olduğu toplumun başa çıkma durumunun yeterli gelmediği doğa, teknoloji ya da insan sebepli olaylardır. Afet yaşanan olayın kendisi değil sadece ortaya çıkardığı sonuçtur.
Doğa kaynaklı afetler ulusal veya uluslararası çapta sermaye stokunu veya sermayenin var olan verimliliğini azaltarak, GSYH (Gayrisafi Yurtiçi Hasıla)’ nin, milli veya kişisel zenginliğin azalmasına sebep olan durumlar olarak tanımlanabilir. Birleşmiş Milletler ’in tanımına göreyse afet; etkilediği alanda, bölgeler arası veya uluslararası acil yardımın kaçınılmaz kılınması, binlerce insanın ölmesi ve yüz binlerce kişinin evsiz barksız kalması, çok önemli derecede ekonomik yıkımlara sebep olması, büyük ölçekte sigorta gideri kayıplarının olması, doğa kaynaklı afet olarak adlandırılmaktadır. Ekonomik açıdan ise afetlerin tanımı; insani, fiziksel veya finansal sermaye yıkımlarına sebep olan, ekonomik aktiviteleri azaltmakta veya tamamen durdurmakta kamu, özel sektör kurumlarının harcamalarını, gelirlerini ve giderlerini önemli oranda etkilemektedir.
Doğa kaynaklı afetler, içinde bulunulan toplumun gündelik hayat düzenini bozan sebep olduğu zararları giderme ve azaltma durumunu aşarak ulusal veya uluslararası yardım ihtiyacı oluşturan doğal olaylardır. Burada bahsedilen “doğal” ifadesi olayın “doğayla alakalı” olduğunu tanımlamak için kullanılmaktadır. İnsanlık tarihi süresince milyonlarca insanın ölümüne sebep olan doğa kaynaklı afetlerin, en başta küresel ısınma olmak üzere, iklim değişiklikleri olmak üzere birçok olgudan ötürü, oluşma sayıları, şiddetleri ve etki ettikleri alanlar son yıllarda büyük bir hızla artmaktadır.
Ülkemiz içinde birçok şehir ve bölge, bir ya da birden çok doğa kaynaklı afete uğrama riski ve tehdidi altındadır. Türkiye’de etkilemiş olduğu insan sayısına, hasar gören yerleşim bölgesi sayısına ve sebep oldukları ekonomik kayıplara göre en çok yaşanan doğa kaynaklı afetler; depremler, heyelanlar, seller, kaya düşmesi, çığ düşmesi ve orman yangını olarak sınıflanmaktadır.
Ülkemizde oluşan doğa kaynaklı afetler analiz ve tetkik edildiğinde, afetlerin etkilemiş olduğu insan sayısı açısından ilk sırada her zaman depremler gelmiştir. Afete maruz kalanların % 58’ini depremlerin sebep olduğu olumsuz durumlardan etkilenenler oluşturmaktadır. Depremleri sırasıyla heyelan, sel ve su baskını, kaya düşmesi, çığ düşmesi afetleri takip etmektedir.
Kaynakça:
AVDAR R., AVDAR R. “Türkiye’de Yaşanan Doğa Kaynaklı Afetlerin Sosyo-Ekonomik Etkileri” Afet ve Risk Dergisi 5 (1), 2022, (1-12)