Akıllı şehirlere olan yatırımlar sürerken dünya genelinde kentlere olan nüfus hareketliliği de artış göstermeye devam etmektedir. Birleşmiş Milletlerin yayınladığı verilere göre hazırlanan Şekil 1’de, dünya genelindeki şehirlerde yaşayanların oluşturduğu kentsel nüfus oranının 2010 yılından sonra kırsal alanda yaşayanların nüfus oranını geçtiği görülmektedir. Yapılan nüfus projeksiyonuna göre 2050 yılına gelindiğinde ise, 1950 yılının tam tersi olarak nüfusun neredeyse %70’inin kentlerde yaşaması beklenmektedir. Bu durum, dünya kentlerinin ihtiyaçlarının nüfusa bağlı olarak artacağını ve sürdürülebilirlik yönünden akıllı şehir yaklaşımının daha fazla önem kazanacağını göstermektedir.
2018 yılında ise OECD tarafından akıllı şehir kavramı, “vatandaşların refahını arttıran ve iş birliğine dayalı, çok paydaşlı bir sürecin parçası olarak daha verimli, sürdürülebilir ve kapsayıcı kentsel hizmetler ve ortamlar sunmak için dijitalleşmeyi etkin bir şekilde kullanan girişimler veya yaklaşımlar” olarak tanımlanmıştır. Günümüzde, akıllı şehirleri sürdürülebilir bir yaşam ve kentleşme için kentsel altyapıya bilgi ve iletişim teknolojilerinin entegre edildiği, yaşam kalitesini yükselten akıllı teknolojik çözümlerin sunulduğu, toplumun tümünü kapsayan ve toplumun yararı için geliştirilen kent modeli olarak tanımlamak mümkündür.
Akıllı şehirleri oluşturan 6 farklı bileşen bulunmaktadır. Bunlar;
Akıllı yaşam bileşeni, insanların kendi yaşam alanlarını daha kolay kontrol etmesi ve çevreleri ile daha iyi bir etkileşim kurmasını amaçlayan sağlık, konut, güvenlik gibi sosyal bütünlüğü amaçlayan uygulamaları içermektedir. Akıllı ekonomi kavramı, melek yatırımcılar, destek ve teşvik edilen küçük işletmeler, eğitim görmüş işgücü ve yerel ticari markalar gibi uygulamaların teknolojiyle ve birbirleriyle entegre edilip eş güdüm içinde çalışması sayesinde şehirlerin sahip olduğu kaynakların daha verimli kullanılmasını kapsamaktadır.
Şehirlerin akıllı yönetilmesinde bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanılması, e-belediye uygulamaları, bilgilerin kamu ile açık ve şeffaf olarak güncel şekilde paylaşılması önem arz etmektedir. Akıllı şehir uygulamalarının merkezinde yer alan bireylerin kent yönetimine aktif olarak katılması ve tecrübelerini paylaşması büyük önem taşımaktadır. Bunun için yapılacak sosyal medya uygulamaları ve söyleşiler ile bireylerin talep ve fikirleri gerçek zamanlı olarak toplanabilmektedir. Bu uygulamalar akıllı insan bileşeni olarak ortaya çıkmaktadır.
Akıllı çevre uygulamalarında yer alan sensör, mobil uygulamalar, bulut bilişim gibi unsurlar sayesinde çevrenin korunması, sürdürülebilirliğin sağlanması, enerji kaynaklarının etkin kullanılması sağlanmaktadır.
Akıllı şehir bileşenlerinden bir diğeri ise akıllı ulaşımdır. Akıllı ulaşım yaklaşımlarında, ulaşıma ilişkin yolcu, sürücü, araç gibi tüm unsurlara ilişkin veriler anlık olarak takip edilebilmekte ve kontrol edilebilmektedir. Akıllı trafik lambaları, akıllı park sistemleri, yönlendirme işaretleri, ödeme sistemleri gibi uygulamalar ile daha kaliteli bir trafik hareketliliği sağlanmaktadır.
Dünyanın pek çok kentinde akıllı ulaşım sistemlerine yönelik çeşitli uygulamalar bulunmaktadır. Örneğin, Hollanda’nın Oss kentinde yol çizgileri özel bir boya ile çizilmekte ve gün boyu güneş enerjisi sayesinde enerji depolanmaktadır. Depolanan enerji ile gece saatlerinde sürücülere görüş kolaylığı sunulmaktadır. Bir başka uygulaması ise ulaşım yoğunluğunun yaşandığı kentlerin başında gelen Hong Kong kentinde, trafik bilgilendirme servisleri ile rota bulma uygulamaları ve akıllı yollar akıllı ulaşım çözümü olarak uygulanmaktadır. İspanya’nın Barselona kentinde toplu taşıma araçları trafik ışıklarına yaklaştığında, ışıklar yeşile döndürülerek trafikte harcanan sürelerin kısaltılması amaçlanmaktadır.
Kaynakça:
Özmen, T.; Özmen, E.; Taşkın, S. & Bulut, S. (2022), “Akıllı Ulaşım Uygulamaları Özelinde Manisa İli İncelemesi” Akıllı Ulaşım Sistemleri ve Uygulamaları Dergisi Cilt:5 – Sayı:1,s:2-21