Tarihsel adıyla ”Çingeneler” bazen popüler kültürün temsilcileri, bazen olumsuzluğun imgesidirler. Kimlik olarak “yakıştırılan”, “uydurulan” bir tanımdır. “Çingene pembesi”, “Çingene pilici,” “Çingene pazarlığı” vb. uzadıkça uzar. Anlam içinde sempatik olmanın yanında, bir özelliğe belirginlik kazandırmak için kullanılır. “Çingene” tanımı günlük yaşam pratiğinde kurgulandığında dışlanmışlığa. Kültürel özelliğe çağrışım yapar.
“Çingene” kültür yaşamını Türk Sineması’nda duygusal içerikli 1969 yılında çevrilen, başrollerini Türkan Şoray ve Ediz Un’ un paylaştığı “Ateşli Çingene” filminde görmekteyiz. Zaman ve mekân koşullarında çekilmiş ticari özellikli bir sinema filmidir. Çingene/Romanların sosyokültürel, ekonomik durumları sahnelenmiş olunmasına rağmen sosyal içerikten çok uzaktır. Duygusal içerikli filmin içine uydurulmuş sahneler, birazda fantastik kokan sahneler eklenmiştir.
Çingene kızlarının güzelliği, dünya edebiyatında Miguel de Cervantes’in 1613 yılında yayımlanan “Novelas ejemplares” Romanında görmekteyiz. Romanın adı “Çingene Kızı.” Güzeller güzeli Çingene kızı Preciosa ile şövalye Andrés’in aşkı anlatılır. Çingeneleri kategorik olarak aşağılamaya tabi tutmayan ilk edebi eser Çingene Kızı’dır. Cervantes, her ne kadar Çingeneleri hırsızlık sanatının ustaları olarak nitelese de onlara içten bir sevecenlikle yaklaşır, onları hakikatli ve doğal bulur. Romandaki anlatımı da gerçekçi üslup ile romans üslubu arasında gidip gelir. Romanda Cervantes’in asıl başarısı “hakikati ve doğalı” bulmasıydı.
“Çingene Kızı” Romanını Halide Edib Adıvar ilk romanını 15 yaşında yazıyor. Ama maalesef tamamlanamıyor. Toplumun değer yargıları, anlayışları, uydurulma/yakıştırma tanımlamalara çok sık rastlarız. Uydurulmuş/giydirilmiş bir tanımlamayı "Çingene Kızı" mozaiğinde görmekteyiz. 1998-1999 yılları arasında Gaziantep/ Nizip ilçesinde Zeugma antik Kentinde, Belkıs Harabelerinin kurtarılması sırasında bir villanın 300m2'lik tabanının parçası olarak, üzerindeki sütunun kaldırılmasıyla bulunmuştur. Zeugma Antik Kenti Gaziantep’in simgesi haline gelmiş durumdadır. “Çingene Kızı” mozaiğine konu olan figürün cinsiyeti tartışma konusu olmakla beraber; figürün Yer Tanrıçası ve tanrıların anası Gaia veya Büyük İskender olduğuna dair farklı görüşler bulunmaktadır. Mozaikteki figürün cinsiyeti tam anlaşılamamasına rağmen Tasvirdeki kişinin kabarık ve örgülü saçları, ensesinden bir eşarp bağlanmış oluşu ve iç içe geçmiş halka küpelerinden dolayı mozaiğe “Çingene Kızı” ismi veriliyor. Bu mozaiğe “Çingene kızı” isminin verilmesinin bilimsellik ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
'FİGÜRÜ, KAZIDA ÇALIŞAN BİR İŞÇİ ÇİNGENEYE BENZETMİŞTİ'
Tarihsel adıyla Çingenelerin eski Mısır ve Kuzey Hindistan’ dan göç eden kavimlerin M.S. 4. - 5. yüzyıla dayandığı dönemlerden sonra Çingeneye gelecek karşılıkta kelimenin oluştuğu bilinmektedir. Zeugma antik kentin M.Ö dayandığı düşünüldüğünde figürün Çingene Kızı’na benzetilmesi tarihsel bağlantısının olmadığı da açıktır. İşin tuhaf tarafı kazıda görevli bir işçinin figürü Çingene Kızına benzetmesi ve bunu benzetmeyi Türk arkeologların sahiplenmeleridir. Arkeoloji: arkeolojik yöntemlerle ortaya çıkarılmış kültürleri, sosyoloji, coğrafya, tarih, etnoloji gibi birçok bilim dalından yararlanarak araştıran ve inceleyen bilim dalıdır. Yeterli kanıt sadece benzetme olmamalıdır, hem de cinsiyeti yeterli olmamasına rağmen. Cervantes’in romanında hakikati, doğalı bulmasına rağmen bazı Türk arkeologlar hakikati bulamadıklarından doğallığı Çingene kızı yakıştırmasında bulmuşlar.
MOZAİKTEKİ FİGÜRÜN ÇİNGENE KIZI OLMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.
2011 yılından beri Gaziantep’te sergilenen Zeugma antik kenti uygarlık kalıntılarına “Çingene Kızı” sızmış ise, bu figürün içindeki kişi Çingene medeniyetinin varlığını da göstermesi de gerekirdi. İşin yine tuhaf yanı arkeologların uydurulmuş/yakıştırılmış “Çingene kızı” mozaiği tanımına ortak olmalarıdır. Arkeologların bilimsel yetersizliğini kazı çalışmalarında çalışan bir işçi çözmüş. Halide Edip Adıvar’ın yarım kalmış Romanını tamamlamış, tıpkı mozaikteki figür gibi. Burada sorgulanması gereken “Çingene Kızı” ismini uygun bulan arkeologların tartışılması gerekir. Mozaikteki figürün Çingene kızı olması mümkün değildir. Zaman ve mekân bakımından henüz literatürde “Çingene” tanımı yoktu
Kaynakça: https://www.gazeteduvar.com.tr/kultur-sanat/2019/12/10/zeugma-bize-ne-anlatiyor