12. Yüzyılda Sicilya'da doğup büyümüş olan Müslüman Bilgin İbn Zafer, bulunduğu yerin kültüründen değil İslâm düşüncesinden beslenmiş ve eserlerindeki hemen bütün göndermelerde sahih kaynaklara dayanmış bir ilim adamı. Hedef noktası hükümdarlık olduğu için, bir hükümdarın/yöneticinin hangi özellikleri taşıması gerektiği üzerinde durur. Hükümdar, bir ülkede mutlak otorite sahibi yönetici anlamına kullanılır. Dolayısıyla bu özellikler tüm yöneticileri kapsar.
“Adil Hükümdar” adlı kitabında, bunları maddeler hâlinde sıralar. İlk elde bunlar beş maddeden oluşur: Tevekkül, metanet, sabır, rıza ve zühd.
Temel dayanağı, iki temel kaynağımız Kur'an-ı Kerim ve Sünnettir. Konularını işlerken diğer kültürlerden, mesellerden (atasözü), fabllardan (öykü) yararlanır. Bu ise konuyu daha iyi anlatabilmek içindir.
İşte Hükümdarların/Yöneticilerin üzerinde taşıması gereken beş özellik: TEVEKKÜL: Bir hükümdar öncelikle mümin olmalıdır. Düşmanlarına karşı Allah'ın inayetlerinden (yardım) ve lütuflarından (iyi muamele) haz almalı. Adil bir şekilde yönetebilmesi için İslâm'ın kurallarına riayet etmeli. Bir yönetici mutlaka Allah'a tevekkül etmeli ama mutlaka âdil olmalı. İbn Zafer, düşüncesini şöyle ifade eder;
"Kim ki adaletsizliğe hız verir, o gelişme gösteremez. Kim ki fesattan güç alır, o dayanamaz. Kim ki saltanatını şiddet yoluyla sürdürür, o hükümran olarak kalamaz".
METANET: Bir hükümdarın âdil olduğu bir kere kabullenildi mi, bütün zorluklara katlanmalı, sebatkâr ve cesur olmalı. İbn Zafer'e göre bunun en somut örneği Hz. Peygamberdir. Çünkü o bütün zorluklara göğüs germiş, sonuçta başarılı olmuştur. Hükümdar, başına gelen felâketlerden ötürü çaresizliğe düşmemeli. Allah'ın kendisini daha büyük felâketlerden koruduğuna inanmalı. Hem metanetli, hem de dayanıklı olmalı. Bunun için de sabır gereklidir.
SABIR: Peygamber Efendimizin deneyimlerini ve sünnetini kendisine temel alan İbn Zafer, başarılı bir hükümdarlık için en önemli özelliklerden birinin sabır olduğunu belirtir. Dayanıklılık, ölçülülük ve azimle buluşan sabrı, bütün erdemleri (ahlaken iyiye yönelme) yöneten en üstün erdem olarak kabul eder, İbn Zafer. Sabrı tanımlarken onu oluşturan üç temel unsurdan da söz eder; Merhameti doğuran hoşgörü, Sultanın refahını sağlayan ihtiyatlılık, Tedbir ve öngörü, devleti savunmak için sultanın sebat etmesi, her zorluğa karşı koyabileceği cesaret...
RIZA: İbn Zafer, hükümdara verdiği öğütlerden önemsediklerinden biri de rızadır. Düşmanlarını yenmesi, devletin iktidarını koruması için kaderin gösterdiği yolda bir insanın elinden gelen her gayreti göstermesi gerektiğini belirtir. Eğer başarısızlık söz konusu olursa buna da rıza göstermesini önerir. Kadere boyun eğmeli, çünkü bu, Allah'ın arzu ve iradesidir. Bunu şöyle ifade ede; "Rıza göstererek yönetmek, kanaat tarafından yönetilmekten çok daha iyidir. Buna zorunlu kalmadan önce kendinizi rıza göstermeye alıştırın" der.
ZÜHD: Hükümdarlık sürecinde çok ağır bir yük olan dünyevi iktidarın kibrinden vazgeçmek için yönetimden çekilme ancak zühd sahibi bir sultan olabilir. Dünyanın, güç ve zenginliğin bir hiç olduğunu özellikle vurgular. "İktidarı arzu edenin, ondan feragat etmeyi öğrenmesini de sağlayın" der, İbn Zafer.
İktidar arayışında Allah'a tevekkül etmeyle başlayan süreç, ödüllerini ancak öldükten sonra toplayabileceğini belirtir.
İbn Zafer, eserinde ayrıntılı olarak bütün olumlu ve olumsuzlukları maddeler hâlinde sıralar. Maddelerini yazar ve öğütlerde bulunurken Kur'an-ı Kerim'den ayetlerle açıklar. Sık sık Peygamber’in sünnetine başvurur. Diğer kültürlerin ve uygarlıkların iyi taraflarını alır, örnekler verir. Kimi zaman hayvanlar arasında geçen diyaloglara da başvurur. Bunun örneklerinden biri de Hz. Ali Efendimiz, halife olduktan sonra karşılaştığı zorlukları bir aslan ile üç ayrı renkten olan öküz meselini örnek verir. Kendisi Hazreti Osman ile işbirliği yapsaydı halifeliği zamanındaki zorluklarla karşılaşmayacağını bir ibret örneği olarak verir. Bugün insanlığın en çok özlemini çektiği “Adil Yönetici” ve “Adil Düzen” değil mi? Ne diyelim? Allah nasip eder, inşallah. Tabii ki biz layık isek!
(3 Mayıs 1469 – 21 Haziran 1527)’de yaşamış tarih ve politika biliminin kurucusu sayılan Floransalı düşünür Niccolo Machiavelli ise; “Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin şereften, onurdan, ahlaktan yoksun davranışlarını, hırsızlığını yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını yitirir” diyor!
Dostça kalın…