Türkiye’de yıllardır Romanların uğradığı ayrımcılıktan söz etmekteyim. Derinlikte kalan yoksulluğun acıları yazıların içinde rüzgarın esintisi gibi kaybolur gider. Aslında Roman yurttaşların geleceğinin umutsuz yarınlardan kurtulamayacağı izlenimi yaratıyor. Umutsu z hayata bakış gibi.
Sevdiğim bir öğretmen ağabeyimin güzel bir sözü vardır. “parasız insan hiç insandır” bu da umutsuzluğun bir işareti.
Marketlere girdiğimizde ürünlerin dudak uçurtan fiyatları umutsuzluk
Sağlık alanlarında yaşadıklarımız umutsuzluk
Toplumsal huzur ve barış anlayışı umutsuzluk
Eğitim durumumuz umutsuzluk
Gıda güvenliğimiz umutsuzluk
Yaşam standardımız umutsuzluk - gariban ne yapsın!
Sonuç; umuda yolculuk bekliyoruz.
*********************************
İki hafta sonra okullar yeni eğitim ve öğretim yılına başlayacak
Kırtasiye umutsuzluk
Kıyafet umutsuzluk
Ulaşım umutsuzluk
Yemek ücreti umutsuzluk
Kreş ücreti umutsuzluk – gariban ne yapsın!
Sonuç; umuda yolculuk bekliyoruz
***********************************
Yazın son günlerini yaşıyoruz. Kışın sert günlerine yaklaşık bir buçuk ay var.
Kömür almak umutsuz
Odun almak umutsuzluk
Doğalgaz ödemek umutsuzluk – gariban ne yapsın!
Sonuç; umuda yolculuk bekliyoruz.
Yaşam koşullarından sadece Roman vatandaşlarımız etkilenmiyor, çünkü yaşamları Roman olmaya başladı.
İşçi umutsuz
Köylü umutsuz
Esnaf umutsuz
Memur umutsuz
Emekli umutsuz
Sanayici umutsuz – gariban ne yapsın!
Sonuç; umuda yolculuk bekliyoruz. Yoksullar mı? Onlar umudunu çoktan unuttu.
Yine de umut bekliyoruz. Güvenli yarınlar bekliyoruz. Kimse unutmasın, umut fakirin umut kapısı.