Hızlı yemek yemenin, sindirim sistemi sorunları, şişmanlık, insülin direnci, yüksek kan basıncı ve şeker hastalığı riskini arttırabileceği bilinmektedir. Litvanya’da yapılan bir araştırmada, tip 2 diyabet yani şeker hastalığı tanısı almış 234 birey ile sağlıklı 468 bireyin değerleri karşılaştırıldı. Sonuçlar: hızlı yemek yiyenlerde şeker hastalığı gelişme riskinin 2 kat yüksek olduğunu saptanmıştır.
Peki yeme hızını etkileyen etmenler nelerdir? Bir önceki öğünden sonra uzun süre besin veya ara öğün tüketmemek en önemli etmenlerdendir. Aşırı acıktığımızda ve uzun süre besin tüketimimin olmaması durumunda besinlerle karşı karşıya kalmamız durumunda hem hızlı yemeye hem de aşırı besin tüketimine neden olabilmektedir. Yemek yerken TV, tablet, bilgisayar, telefon gibi dikkat dağıtıcı araçlarla ilgilenmek, ne kadar hızlı yediğimizi veya ne kadar yediğimizi fark etmemize engel olmaktadır.
Doygunluk sinyallerinin, sindirim sisteminde beyne ulaşmasının ortalama 15-20 dakika sürdürdüğü bilinmektedir. Dolayısıyla hızlı yemek yiyen bir birey aslında doygunluk sinyalleri beyne ulaşmadığı için ihtiyacından fazla besin tüketir. Artan besin tüketimi uzun vadede şişmanlığa yol açar. Şişmanlık ise şeker hastalığı için önemli bir risk etmenidir. Her 10 şeker hastasından 9’unun şişman olduğu göz önüne alındığında, hızlı yeme davranışı ile artan şişmanlık riski beraberinde insülin direnci, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı riskini de arttırabilmektedir.
Hızlı yeme davranışı, sindirim sistemini de bozmaktadır. Yeterince çiğnemeden yutmak, fazla miktarda besin tüketmek, hazımsızlık ve reflü sorunlarına yol açabilir. Birçok kronik hastalık riski ile ilişkili görülen şişmanlığı önleyebilmek ve besin alımını kontrol edebilmek için, hızlı yeme alışkanlığını değiştirmek önemli bir adım olacaktır. Bunun için ara öğün tüketin, ana öğünler için çok acıkmayı beklemeyin. TV, telefon ve tableti yemek yerken kullanmayın. Başlangıç yemeğinden örneğin çorbadan sonra biraz ara verin. Bıçak kullanın, yiyecekleri küçük parçalara ayırıp taneli yiyecekleri mümkün olduğu kadar tane tane tüketin. Her lokmadan sonra kaşık ve çatalı elinizden bırakıp iyice çiğneyin. Lokma bitmeden ikinci lokmanızı almayın. Çiğneme sayısının artırılması, kalori alımını azaltıp tokluk hormon seviyesini yükseltecektir.