Geldi yine bir Kırkpınar daha, geldi de geçiyor bile. 661 yıldır süren, pehlivanıyla, cazgırıyla, yağcısıyla, bezcisiyle, ağasıyla Türkiye’nin en eski spor organizasyonu. Ne mutlu ki Edirne’de yapılıyor. Ne mutlu ki Kırkpınar’ın başpehlivanı Türkiye Cumhuriyeti’nin başpehlivanı sayılıyor.
Güreşleri mesleğe başladığımdan beri takip ediyorum. Daha önceleri Kırkpınar benim için panayır, lunapark ve eğlenceydi. Ne zaman ki çayıra ayağımı bastım, işte o zaman farkına vardım Kırkpınar’ın görkeminin. Bu dualı çayırın Edirne’de olmasının önemini o zaman anladım.
Bu yıl Kırkpınar haftası yine geleneklere uygun olarak Edirne Belediyesi önünde başladı. Kırkpınar Davul Zurna Ekibi, Edirne Belediyesi önünde Belediye Başkanı Recep Gürkan’ı karşılayıp, halkı Kırkpınar Yağlı Güreşleri’ne davet ederken Başkan Gürkan da ekip şeflerine bahşiş verdi. Onlar da kırmadılar ve isteği olan “Bülbülüm altın kafeste” türküsünü Başkan için çaldılar. Aynı gün akşamüzeri yine Edirne Belediye Binası önünde bu kez de Belediye Bandomuz eşliğinde toplanan kortej marşlara eşlik ederek Atatürk Anıtı’na 661. Kırkpınar’ın çelenk sunumunu yaptılar.
Kırkpınar’a bu yıl 2500 güreşçi bekleniyordu. Şuanda katılımın son rakamını bilemiyorum ama 110 hakem ve 9 cazgır Türkiye’nin Ermeydanı’nda görev yapacak. Bu yıl daha önceki yılların yerine canlı yayını 3 gün boyunca TRT Spor kanalı yapıyor.
Bu yıl dikkatimi çeken; gelen misafirler için otopark düzenlemesi için Belediyemizin güzel bir düzenleme yapması. Ayrıca ETUS da 27 Haziran Pazartesi gününden itibaren Kırkpınar Güreşleri Festival alanına 2-A, 2-B, 6-A ve 7-E numaralı hatlar ile Sarayiçi bölgesine seferlerini sürdürüyor olması. Gerçi normal zamanlarda dahi bu hatlardan bizlere kadar şikayetler geliyor, yer bulamadıklarından yakınan vatandaşlar oluyordu ama inşallah gelen misafirlerimize mahcup olunmayacak tedbir ve ek seferler konmuştur.
En son Ahmet Taşçı’dan sonra altın kemer ebedi sahibini bulamadı. Bu konuda son iki Kırkpınar’da Başpehlivan olan Ali Gürbüz çok iddialı. Artık altın kemerin ebedi sahibi olmaz istiyor. Başka da şansı yok aslında. Kolay değil yıllar geçiyor.
Gelelim Ağamıza. Sıcak kanlı, samimi ve Edirne’lilerin gerçekten sevgisini kazanan Seyfettin ağamız 12 yıldır bu görevi laikiyle sürdürüyor. 3 tane Altın Kemer ebedi sahibi ağamız eğer bu yıl da ağalığı kazanırsa 2023 yılı ağası olarak Cumhuriyetimizin 100. Yılı ağası ünvanını da almış olacak.
Bu yıl olmaz dediğim ama yine yanıldığım bir şey Selimiye Camii bahçesine kurulmaya çalışılan çadırlar oldu. İnşaat çalışmalarının sonuna gelinen alanda çadıra izin verilmese de yılların alışkanlığı ile vatandaşlar yine kendilerine yer arama peşinde. Hafta başında Sarayiçi mevkiine çadır kuran, araçlarını, minibüslerini gölgelik alanlara park eden insanlar var bu yıl. Hatta anneanne-dede-torun bu haftanın keyfini sürmek, geleneklerimizi gelecek kuşaklara öğretmek için birlikte yerlerine konuşlanmışlar bile. Ne mutlu.
Ben de köşemden güreşlere katılan, bu dualı çayıra taa uzaklardan kalkıp gelen, ermeydanında ter döken ve bu 661 yıllık geleneği daha ileri ki yıllara taşıma gayretinde olan tüm güreşçilerimize başarılar diliyorum. Ben de herkes gibi bu yılki başpehlivanın kim olacağını merak içinde bekliyorum.
Ve yazımı rahmetli Beyazıt Sansı Hocamızın tüyleri diken diken eden Kırkpınar Marşı’ndan 2 dörtlükle sonlandırıyorum. Hadi kalın sağlıcakla…
BÜYÜK EFSANEYİ GÖRÜR GİBİYİM,
TARİH DEHLİZİNDE YÜRÜR GİBİYİM,
EYVAH! HEYECANDAN ÖLÜR GİBİYİM,
EDİRNE KIRKPINAR ER MEYDANINDA.
YİRMİ DAVUL, YİRMİ ZURNA ÇALINIR,
PEHLİVANLAR, SIRA SIRA SALINIR,
HER BİR YİĞİT NAMI İLE ANILIR,
EDİRNE KIRKPINAR ER MEYDANINDA…