Biz çocukken dondurmacı geçerdi mahalleden. Sabahları sütçü, öğleden sonra nayloncu, ardından da hurdacı. Annem eskileri verip mandal alırdı, naylon çamaşır ipi alırdı. Bozacı geçerdi mesela kış geceleri. Ne oldu şimdi onlara?
AYI OYNATICILIĞI
Yaşı bizden büyük olanlar anlatırlardı, eskiden ayı oynatıcılar varmış. Burnuna geçirilmiş bir halka ile ayıya komut veren bu oynatıcının genelde elinde bir sopa bulunurmuş. Bu sopayla ayıyı dürterek komut verir, gösteriyi tamamlamasını sağlarmış. Mahalle halkı da başka eğlence yokmuş o zaman tabi, toplanıp etrafına adamın çaldığı tefe alkış tutarlarmış.
Zavallı hayvana da o çalınan tef eşliğinde ne dersler verildiyse (!) öğretildiği gibi hareketler yaparmış. Doğal ortamlarından koparılıp, büyük kentlerde, öğretilen hareketleri yapmaya çalışan bu ayıların genelde tırnakları koparılırmış. Tabi ki gösteri sonunda bahşişler şapkaya.80’lerin ortasında Barış Manço’nun da katkıları ile yasaklanan bir meslek olmuş ayı oynatıcılığı. Bir zamanlar caddelerde, sokaklarda oldukça sık rastlanan ayı oynatıcıları, yasaktan sonra mesleklerinden olmuş sanırım.
AYAKKABI BOYACILIĞI
Ayakkabı sandığıyla cadde kenarlarında ve meydanlarda, maharetli elleriyle ekmeğini kazanan boyacılara günümüzde de nadiren rastlıyoruz. İşe gelirken hep gözüme takılan 3 tane amca var mesela. Yaz-Kış Ziraat Bankası’nın hemen yanında mesleklerinin son demlerini icra ediyorlar.
Hatta hatırlıyorum ben küçükken sayıları çok daha fazlaydı ve birbirleri ile müşteri çekme yarışı yaparlardı. Bir çoğu ellerindeki ayakkabı fırçasıyla benim diyen birçok perküsyon üstadına ders verecek kapasitedeydi. Hatta çok daha eskilerde bu işin topluca icra edildiği dükkânlar varmış ve bunlara lostra salonu denirmiş. Günümüzde pratik temizlik ve parlatma malzemelerinin üretilmesiyle bu mesleğin de yıldızı sönme noktasına geldi.
YORGANCILIK
Eskiden her mahallede yorgancı varmış. Biraz araştırdım da yorgancı, kızılcık sopasıyla dövdüğü pamuğu astarladıktan sonra pamuğu sabitleme dikişi atar. Bu işlem tamamlanınca sıra yorgancının marifetlerini gösterdiği yüz dikme işlemine gelirmiş.
Her yiğidin yoğurtyiyişi farklıdır misali her yorgancının da yorgan dikimi kendine hasmış. Bitirdiği yorganı duvarına asan yorgancı, hem sipariş verene yorganın hazır olduğu mesajını verir hem de eserini sergilermiş. Şimdilerde sadece belli mahallelerde bulmak mümkün.Onlar da açık mı kapalı mı belli değil.