Türkiye’de Roman sorun penceresini tam olarak açtığımızda ayrı bir sorunun Roman dernekleri olduğunu görebilmek mümkündür. Türkiye’de sayıca bir hayli bereketli olan Roman sivil toplumu, bereketini Roman yurttaşlara yönelik kullanmadığı, kişisel menfaat ve siyasette mevzi kazanmaya yönelik olduğunu sağır sultan bile duydu. Birde Roman dernekleri arasındaki hamaset, partizanca yaklaşımları, Roman toplum liderlik yarışları bitecek gibi de görünmemektedir. Roman sivil toplum yapılanmaları gelinen durum itibariyle çöp yığınıdır. Geçen hafta çarşamba günü eski CHP İstanbul milletvekili Eren Erdem, üyesi bulunduğum Edirne Atatürkçü Düşünce Derneği’nin daveti üzerine ilimizdeydi. Atatürkçü Düşünce Derneği binasında kendisine “Roman sorunları ve Roman dernekleri hakkında neler düşünüyorsunuz?” Soruma şaşkınlık ve memnuniyetsiz bir şeklide yanıt verdi. İstanbul’da Roman dernekleri arasında hoş olmayan çekişmelerden bahsederek isim de vererek Hacer Foggo ve Sinan karaca vb. söz etti.Roman dernekleri birbirlerini şikâyet ediyorlar, kötülüyor birleşmeleri uyum içinde olması gerekirken tam tersini yapıyorlar. Durumu bir anlamda kaynayan kazana benzetti. Yüzüme bakarak “bunları biran önce ortadan kaldırmanız gerekir, güç birliği yapılamadığı takdirde siyasetçilerin bizleri ciddiye almasının zorluğuna işaret etti. Eren Erdem, açıkça ve hatta üzülerek “nasıl yapacaksanız yapın bu durumun önüne geçin!” demesi vahim duruma işaret ediyordu. Aslında benim üzüldüğüm bir konuyu dile getirmiş oldu. Roman dernek başkanlarının Öngörülerine göre Hacer Faggo’nun İstanbul’dan milletvekili seçilme ihtimali üzerinde tartışmalar facebook hesaplarına da yansımış durumdadır. Seçilmesi gerekenin Hacer değil, Sinan Karaca olması yönünde sürtüşme yaşandığını bende duymuştum, zaten sosyal medya hesaplarında görülmektedir. İstanbul’dan mutlaka Roman kökenli bir milletvekili seçilmesi düşüncelerine saygı duymakla birlikte, hayati bir sorun da değildir. Hacer Foggo’nun Roman olmamasını sorun kaynağı olarak görmemek gerekir. Kaldı ki, Hacer Foggo, Roman meselesine yabancı biri de değildir, kendisi hakkında yapılan tartışmalar yersiz ve gereksizdir.
CHP Genel Merkezi sıkça Roman dernek başkanları ve yanındaki heyetlerle ziyaretçi akınına uğruyor. Herkes vekil olma gayretinde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, onları iyi bir şekilde ağırlıyor. Kişisel vekil olma taleplerine anlamlı ve olması gereken siyasi bir yaklaşımla “güç birliği oluşturun vekil sayısını artırın”diyerek ince bir siyasi mesaj veriyor. Tabi ki anlayana….Asıl sorunda bu. Kendi aralarında uzlaşı yaratamadıkları gibi, Romanları kitlesel olarak yanlarına alamama sorunları var. Çünkü; Roman sivil toplum yapılarının Romanlar açısından karşılığı bulunmamaktadır. Romanlar örgütlü ve bilinçli bir toplum özelliğine sahip olmadıkları gibi, Roman derneklerine güven sorunu vardır. Milletvekili olma hastalığından kurtulmalı, sivil toplumun gerektiği şekilde çalışmalar yapmalıdırlar. Roman federasyon, konfederasyon başkanı olmak vekil seçilme kriteri olmadığının farkına varmaları gerekir. CHP lideri örnek olarak bir Özcan Purçu modeli yarattı. Roman dernek başkanları arkasına Roman vatandaşlarının desteğini alarak Özcan Purçu sayısını artırması gerekir. Seçilecek kriterler ortada: Eğitimli, nitelikli, memleket meselesine vakıf ve arkasına Romanları kitlesel olarak çekebilecek özellikler var mı? Maalesef yoktur. Kimse kendini yıpratmasın! Yardımları Allah katında dağıtmaya devam etsinler, şartlar oluştuğunda siyaset gereğini zaten yapıyor. Kimse kendini Elmas, yakut, pırlanta, bulunmamış Bursa kumaşı sanmasın. Elmas dedim de “Elmas” konusuna da değineceğim.
ROMANLARA YAPILAN YARDIMLAR ALLAH KATINA DEĞİL, OY KATI İÇİN
Roman kimliğini mağduriyet, ajitasyon ile yoğurmanın yanında, yardımsever görünümü altında Roman kimlikli dernek başkanları sosyal medyada göze çarpmaktadır. Siyasetçilerin ilgi alanına girebilmek, daha görünür olma amaçlı medya haberleriyle dikkat çekmek istemektedirler. Bazı dernek, federasyon başkanları toplumun geneline yayılan yoksulluk içinde Roman mahallelerine yapmış oldukları yardımları sosyal medya facebook üzerinden teşhir etmektedir. Bazen de kurumlardan aldığı yardımları yani bir anlamda; Selimiye camiinden aldığı yardımları, Muradiye Camiinde dağıtmasına benzemektedir. Yardımlar Allah katında değil, oy katına yükseltilmeye çalışıldığı açıkça ortadır. Bu diini inançlarımıza da aykırıdır. Bu davranış biçiminin sürekli hale gelmesi insancıl olmadıklarının açık bir göstergesidir. Özetle Romanlar üzerinden seçim yatırımıdır. Yine tekrar ederek; Türkiye’de Roman toplumunda hiçbir Roman derneğinin Romanlar nezdinde karşılığı yoktur! Roman toplumu ne yazık ki örgütlü, bilinçli değillerdir, Roman derneklerine de güvenleri kalmamıştır.
Sıra geldi Elmas Arus’a:11 Nisan 2022 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde “Atık toplayıcısı Roman kızı şimdi ödüllü yönetmen: Elmas Arus” başlıklı bir haber çıktı. Bu tür haberlere alıştık. İçinde mağduriyet ve ajitasyon yüklü, tam anlamıyla “Roman edebiyatı”. Oysa bugün 60 yaş itibariyle hiçbirimiz Sırçalı Köşk’lerde büyümedik. Çadırda, derme çatma gecekondular da yokluk ve yoksullukla büyüdük. Yaşları altmışa dayanan devlet kadrolarında hizmet verenlerimiz var. Hatta Lalapaşa ilçesinde Roman kökenli doktor kızımız var. Duyan var mı elbette yok! Gerekte yok! Seçimlere az kaldı, seçim olmadan harekete geçmenin tam zamanı. Elmas Arus, milletvekili olma hayalini bu seçimde de mutlaka kullanmak istiyor. Kullanmakta hakkıdır. Eğer seçilirse faydası olur mu? Elbette olur. Kimlik siyaseti üretir. Roman toplumuna sadece obje olur, kendi geleceğini kurtarır. Siyaseten bakıldığında CHP’ ye oy kazandırır mı? Kazandırmaz! Çünkü Roman toplumunun bir parçası olduğu yönünde kabul görecek izler yoktur.
Elmas Arus, röportajında Edirne’den de söz ediyor. “ Edirne’de farklı Roman gruplarla tanıştım” ifadesi bende şaşkınlık yarattı. Oysa Edirne’de farklı hiçbir Roman grupları yoktur! Edirne ve Trakya’da bulunanların hepsi Roman’dır. Türkiye’de bulunan Roman nüfusunun beş milyon olduğunu ifade etmesinin yanında, haberde şunlarda yer almaktadır “Sivil toplum alanına yabancıydık ama gönüllük esasına dayanarak çok sayıda işler yaptık, Roman açılımında bizim topladığımız verilerden yararlanıldı. Şu anda 34 ilde örgütlüyüz” sözlerine de eleştiri de getirmek isterim. Gönüllülük esasına çalışmalar yapıldığı doğrudur. Ancak çoğu AB projeleri kapsamında oluştu. “Roman açılımında bizim topladığımız verilerden yararlanıldı” ifadesine gelince kendisi öyle biliyor, tüm veriler devletin elinde mevcuttu. Çok ciddi olarak akademisyen eliyle hazırlanmış veriler zaten vardı. Avrupa Birliği fonları ile oluşturulan bilgiler değildi. Türkiye’de Roman yurttaşlarımızın nüfus rakamsal oranı çok az bir yanılma ile bilinmektedir. 5 milyon rakamı Roman sivil toplumun öngörüsüdür. Devlet her şeyi bilir ama açıklama gereği kendi koşullarına göredir. Roman sivil toplum alanını çok iyi bildiğimden “34 ilde örgütlüyüz “ ifadesi de CHP’ye siyasi mesaj niteliği taşımaktadır. Oysa bu dernekler görünür ve etkili olmadıkları gibi, Elmas Arus’un Avrupa Birliği projelerinde kullanım alanı ve CHP üzerinde kendisine yönelik güç algısı yaratma eğilimidir.
Özetle yapılacak seçimde İstanbul’da Roman dernekleri arasında bir hayli tantana yaratacağa benziyor, içtenlikle yazıyorum kimsenin derdi Roman değil, kendi geleceklerini kurtarma gayretleridir. Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal ve ekonomik koşullar altında Roman topluluklara hiçbir Roman kimlikli dernek başkanı mavi boncuk dağıtmaya niyetlenmesinler çünkü samimi değillerdir. Adayların durumuna elbette CHP yönetimi karar verecektir. Roman kimliği üzerinden görünürlük sağlamaya çalışıyorlar. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “Türkiye’de kimlik siyaseti yapmayacağız” diyor. Bu kişilerin kimlik siyaseti ve ticareti yaptığı da ortada. Demokrasi, temel haklar ve özgürlükler, hukuksuz işlerden söz eden yoktur. İstanbul’da Roman kimlikli vekil seçilebilme savaşları yavaş yavaş ısınıyor, şans kime güler bilinmez. Demokrasi kültürü içinde olmayan Roman dernek başkanlarının Romanlara verecek bir şeyi de olamaz! Hamaset duyguları içinde bulunmak “Çingeneler böyledir” anlayışını daha da güçlendirir, Roman yurttaşları daha da güçsüzleştirir. İstanbul’daki Roman dernekleri uzlaşı içinde hareket etmeli, tartışma ortamından uzak durmaları gerekir. Dileğim kimsenin başına sıcak su kazanı dökülmesin!
HAFTAYA AKP’DE ROMAN MİLLETVEKİLİ MÜCADELESİ