Eğer bu resim alıntı değilse çok başarılı bir kompozisyon. Bu kadar keskin hatlar içinde ve kırmızı gibi tehlikeli rengin basın kullanımı cesaretini gösteriyor. Kimonolu bu genç kız portresinde temiz yüz hatları var. Yüz anatomisi de doğru oturtulmuş. Grafik sanatlarda uğraşanlar bilirler. Renk ve biçimi öylesine sade ve çarpıcı kurgulayacaksınız ki, diyelim bir Afiş olsun, sokak da onca görsel içinde durup kendine baktırsın denir. Sümeyye bu kadar çarpıcı olarak fotografik imgeyi de yakalamış. Kendisi için Portreci diyebilirim. Eline sağlık.( Resim -5)
Fatmanur SAVRUK için de yukarıda arkadaşlarına söylediğim şeyleri söyleyeceğim. Başına taç koyan iki el yorumu. Fransızca bir tabirle, Dörtte Üç 3/4(Trois quarts ) Profilden Portre çalışma. Çeyrek profilden de diyebiliriz. Tonlama olarak temiz bir yüz ve yüzün oranları, doğru ve yerli yerinde. Gözler, burun ve ağız çok iyi bir gözlemin sonucu. Bir küçük eleştri olsun. Yüzün sol çenesi belki bir refle sonucu bizi yanılta biliyor diye düşünüyorum. Ancak, Abdullayev in ardından başarılı diğer üç portreci den biride diyebilirim. Buradan da portre ile ilgilenen diğer mezun öğrencilere de sözüm olsun. Portetist denilen, portreci ressamları niteleyen bir tabir kullanılır. 19 yy da ünlü portre ressamı J.A.Dominique INGRES, Rafaello yu izlemiştir. Çizginin de en önemli unsur olduğunu söyleyen usta ressam desenleriyle öne çıkar. Bu özelliği taşıyabilen resimleri için hepsini tebrik ediyorum. . ( Resim -6)
Aylin HANAY ın Dijital baskısı ise bir bilgisayar disiplinini gerektiriyor. Zaten bunu görüyoruz. Temiz ve uyumlu renk diyaloğu içinde rahatsız eden bir şey yok. Gri fon, pembe ve mor örüntülü çalışmada tamamlayan unsur olmuş . Yine sol tarafta düşey siyah çizgiler işin grafiksel boyutunu yansıtıyor. Buda çok yerinde bir müdahale diye düşünüyorum. Fonda ki dairesel form ve yeşil yapraklar da hareket kazandırmış. Asıl hareketi hafif yukarıya dönük bakan kızın başının duruşundan kaynaklanıyor olmasıdır. Kendisine de bu çalışmasını tuval üzerine pentürünü de denemesi gerektiğini söyledim. Hatta Hiper Realistler gibi Fotoğraftan, daha doğrusu kendi tasarımının aynısını boyamak değil, üzerinde oynayarak bilgisayar tasarımını yeniden oluşturmak gibi. Dijital kolaylığa kapılmadan fırça, sıpatula yada bir başka araçla üretmek. El melekelerini ve alışkanlığımızı bırakmamak gerek. Kolay gelsin diyorum.( Resim – 7)
Dilek AKTAY ın MATİS vari düzenlemesi, Habibe Nur ARSLAN ın yeni figürasyona dayalı yorumları ilerisi için vaat eden, gelişime açık resimler olarak bakabiliriz. Mehtap KODAMAN ın Tamgalardan yola çıkarak simgesel bir dünyanın içindeki yolculuğunu izlemek lazım. En son görüştüğümde odasında Güney Sibirya da bu gün 80 bin civarında çok az bir nüfusa düşmüş HAKAS Türklerinin bir destanı olan Altın Arığ üzerinde çalıştığını gördüm. Özelliği kadın destancı olmasıdır. Kadın kahramanlar ve Anaerkil aile yapısına da bir göndermede bulunarak ışık tutacağı kanısındayım. Diğer bir özelliği de yazılı edebiyattan önce sesli olarak kültürün taşınmasında HAYCILIK geleneğidir. Çalışmasını genel olarak beyendim. Tamamen imgelemden destan da geçen olguları kompoze etmek için başlamış. Girift bir örgü içinde, bu serüvenden daha neler çıkaracak göreceğiz. Evren Karayel GÖKKAYA ise, Kent görünümleri, mahalleden ilginç sokak sahnelerini konu ediniyor. Bu gün için biraz varoş olarak tabir edeceğimiz eski ahşap ve kagir evlerin yoğun olduğu bir mahalle kültürünü yansıtan resimleri. Pencereden pencereye sokağın ortasında asılı çamaşırlar. Eski Tarlabaşı sokaklarında görmeniz mümkündü!. Jean DUBUFFET. ‘’ Elimizde olanı ve hoşumuza gideni, gündelik yaşamı, karşımıza çıkan her şeyi alalım. Bırakalım elmayı, onun üzerine yeterince fazla konuşuldu zaten ( NEWTON a gönderme yapıyor)Kent sokaklarını alalım’’ demiştir. Bunun üzerine söze ne hacet. Evren Karayel bunu yapıyor zaten. Bu alanda, fırça hakimiyeti ve seçtiği konulara olan içten bakışı ile kendine yer edindi diyebilirim. Eski kuşakların, birazda Hikmet ONAT ın benzer kent içi resimlerindeki boya ve fırça kullanışı açısından esinlenmeler i. Buna dair izlenimciliği, sağlam biçime oturduğu için kişiliğini buluyor olmasıdır.( Resim -8)