Geçtiğimiz hafta da köşemde yazdığım gibi Gazetemizin bir Whatsapp İhbar Hattı var. Gelen şikayetlerden yola çıkarak derlediklerimi sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.
DİREK ÇARŞISI
Edirne’de iki tane direk çarşısı var. Biri Balıkpazarı Caddesi’nin hemen yanında, diğeri ise Karaağaç’a giderken köprü başında. İlkini ben de biliyordum da ikincisini gelen mesajla farkettim. Bir çarşının adına neden “direk” derler? Merkezdekini araştırmak lazım, mutlaka bir anlamı vardır ama set boyundakinin adının takılıp terkedilen elektrik direklerinden aldığı belli. Sahi neden yapılmıştı o alan, ne oldu da betonlar döküldü, taşlar döşendi, ne oldu da söküldü ve kurumlar tarafından terk edildi. Yapılan onca yatırıma yazık değil mi? Haa bu arada ihbar hattına gelen şikayette bu alanın Cuma günleri bazı kişilerce otopark olarak kullanıldığı ve bunun karşılığında parklanan kişilerden para alındığı öne sürülüyor. Elçiye zeval olmaz, mutlaka bir gün bir yetkiliye denk gelir ve gereğini yapar diye düşünüyorum.
EDİRNE SANAYİ SİTESİ
Bu kez şikayet bir müşterimizden geldi. Sanayi Sitesinin devasa dükkanlarında sabah işyerleri açıldığı gibi yakılan sobalar sayesinde Saat: 08:00-10:00 arası ortalığın kör duman olduğu söyleniyor. Hatta bazı sobalarda yakıt için kullanılmayan artık materyallerin yakılmasıyla nefes alınamayacak duruma geldiği oluyormuş. İnşallah bir an önce doğalgaz dönüşümü olur da oradaki çalışanlar için de daha yaşanılabilir bir ortam oluşur. Sonuçta o duman, o kirli hava ve yanan madde kokuları rüzgâr ile sanayi sitesinin hemen karşısındaki 1. Murat Mahallesi ve hemen arkasındaki İstaston mahallesini de ziyadesiyle etkiliyordur sanıyorum.
CUMA PAZARI’NDAKİ ETİKETLER
Yangından önce Alipaşa Çarşısı’nda fiyat etiketlerinin neredeyse tamamı yunanca, o zamanki para birimleri Drahmi cinsinden yazılıyormuş. Edirne’nin yerli halkı ne kadar bu durumu yadırgasa da şartlar bu durumu gerektiriyormuş. Sabahın erken saatlerinde Mercedes Taksilerle Edirne’ye gelen zengin Yunan bayanların sadece Alipaşa Çarşısı’nda akşama kadar alış-veriş yaptıklarını duydum. Şimdiyse aynı durum Cuma Pazarı’nda Bulgar vatandaşlar için geçerli. Daha Edirne’de bizler kahvaltımızı edip gidene kadar vatandaş Haskova’dan, Kırcaali’den hatta Plovdiv’den gelmiş. Bizim pazarcılar gibi akşamdan çıkıyorlar yola galiba. Eee bunun sonucu da bir bakıyorsunuz Pazar etiketlerinde Bulgar ayarı. Hatta bazıları abartıp sadece Leva cinsinden yazıyormuş fiyatları. Böylece alacağımız fiyatı bulmak için ya sekiz ile çarpmamız gerekiyor ya da satıcıya sormamız.
ATATÜRK BULVARI’NDAKİ AYDINLATMA DİREKLERİ
En çok eleştiri gelen yer burası. Aynı yolu hergün ben de kullanıyorum. Aslında benim fikrim muhteşem. Gece led ışıklandırma ile bu yoldan geçmek, insana bambaşka bir duygu veriyor. İhtişamlı bir girişimiz oldu Edirne olarak. Aklıma yıllar önce karlı bir havada Aldo D'orfani tarafından çekilmiş Karaağaç Yolu’nun o meşhur ve muhteşem fotoğrafı geliyor. Ama maalesef ki her şeyin bir bedeli var. Kimbilir ne kadar elektrik tüketiyordur. Bence tam da elektriğin zamlandığı bir döneme gelmesi Recep Gürkan’ın talihsizliği oldu. Eleştirmek kolay. Hem güzellik isteyeceksiniz hem de bedeli olmayacak. Mümkün mü?
Bu haftalık da bu kadar. Kalın Sağlıcakla..