2011 yılında ithal ettiğimiz ham petrol 20,8 milyon tona ulaşmıştır. Kullandığımız Petrolün % 88,5’ nu ithal etmekteyiz. Elektrik enerjisi üretimimizin % 75’ni ithal kaynaklı petrol ve doğalgazdan üretmemiz cari açığımızı giderek artırmaktadır. Övündüğümüz ekonomik büyüme oranlarının faturası, cari açık ile vatandaşımızı ve geleceğimizi sıkıntıya sokma moduna girmiştir.
Özellikle geçmiş hükümetlerin yaptığı ve AKP hükümetlerinin de devam ettirdiği AL – Yada ÖDE yöntemiyle alınan doğalgazda ısrar edilip dağa taşa gaz hattı çekilerek ısınma sistemimiz de gaz ipoteği altına alınmıştır. Sanayide ve konut ısınmasında aynı miktarda, yani 6 milyar dolarlık toplam 13 milyar dolarlık gaz kullanılmaktadır ki böyle bir uygulama Avrupa ülkelerinin hiç birinde yok.
Ham Petrolden elde edilen, akaryakıt ve diğer ürünler rafinerilerdeki kimyasal prosesler sonucunda belirli oranlarda üretilmektedir. Mesela bir ton ham petrolden % 33,4 oranında, yani 334 kg Mazot, % 20,4 oranında, yani 204 kg Benzin, % 11,8 oranında, yani 118 kg Fuel-oil, % 3,5 oranında, yani 35 kg LPG , % 13,8 oranında, yani 138 kg gazyağı ( jet yakıtı), % 14,1 oranında, yani 141 kg asfalt bitümü, % 3 oranında, yani 30 kg diğer kimyasallar elde edilmektedir.
Bu tabloya göre ham petrolden en fazla mazot ve benzin türevleri elde edilmektedir. Bu iki ana malı da motorlu taşıtlar ve diğer motorlu araçlar kullanmakta olup, petrol ithalatı artıkça motorlu taşıt pazarı da artmak zorunda bırakılmıştır. Son 10 yıllık dönemdeki motorlu taşıt sektörünü incelediğimizde, 2002 yılı sonunda 7 milyon olan motorlu taşıt sayısı 2012 yılı son çeyreğinde, bu rakam 17 milyona yaklaşmıştır. Bu süre zarfında sadece otomobil sayısı 8,5 milyonu geçmiştir. Burada ilginç olan 2003 yılında kullanılan benzin miktarı 4 milyon civarındayken 2012 yılında bu miktar 2,5 milyon civarına düşmüş, % 35 civarında bir azalma olmuştur.
Mazot kullanımı ise on yılda % 50 oranında artmıştır. Mazot ve benzin fiyatları sürekli artarak en pahalı yakıt kullanan ülke haline geldik. Daha ilginci yüksek fiyatla doğalgaz alırken çok ucuza fuel - oil ihraç etmekteyiz. Aynı şekilde son 10 yıllık dönemde giderek artan miktarda 0,80 Dolara ( yaklaşık 1,4 TL/litre) ucuz benzin ihraç etmekteyiz.Uygulanan petrol politikası sonucu cari açığımız sadece petrol ithalatından dolayı 40 milyar dolara ulaşmıştır. Halbuki uzun yıllardan beri ülkemiz petrol ithal etmiştir, ancak rafineri çıkışlarına göre motorlu taşıt sayısı ve yol planlaması kısmen yapılarak mazot ve benzin fiyatları belirlenmiştir. Şimdiki gibi ürettiğimiz benzinin yarısını, yani 2,5 milyon tonunu piyasa fiyatlarına göre çok ucuza ihraç etmedik. Benzer şekilde kamu binalarında ve okullarımızda fuel-oil kullanarak ısınırken bunların yakma sistemlerini attık, yerine apar topar daha pahalıya aldığımız doğalgaza dönüştürerek ısınmaya başladık.
Enerji bakanımızın 2023 yılına kadar 100 milyar TL’lik enerji yatırımı yapma zorundayız açıklaması, kalkınmamız için önemli, ancak yukarıdaki tabloya göre enerji yönetimi yaparsak dış ticaret açığımız anormal artacak ve büyük sıkıntılar yaşayabileceğimiz görünmektedir. Halbuki doğru ve planlı bir enerji yönetimi yapılmış olsaydı giderek artan ucuz fiyata benzin ve fuel-oil ihracı yapılma şartları oluşmayacaktı. Benzin fiyatları 5TL’ye yaklaşmayacak ve en pahalı benzin kullanan ülke olmayacaktık. Kendi öz kaynaklarımız olan kömür, rüzgar, hidrolik, Güneş, gibi enerji kaynaklarımızı verimli bir şekilde kullanacak yolları açıp zorunlu ihtiyaç halinde ham petrol ve gaz ithal etmek mecburiyetinde olmalıyız.Ama maalesef TIR nakliyecisine ucuz mazot, deniz nakliyecisine, balıkçıya ucuz mazot kullandırılırken tarım kesimi bundan mağdur edildiği gibi sulamada kullanılan enerji fiyatları da hızla artarak küçük çiftçi çok zora düşmüştür.Temennimiz enerji kaynakları ithalatını hızla azaltacak, doğru güvenilir bir enerji yönetimi ile öz kaynaklarımızı en verimli değerlendirecek enerji politikaları uygulayarak bu enerji sarmalından kurtulmalıyız.