Üç yıl önce Edirne’de Cumhuriyet Başsavcısı olarak göreve başladı. Hâkimler ve Savcılar Kurulu(HSK)’nun geçen günlerdeki yaz kararnamesi ile Afyon Başsavcılığına atandı. Önümüzdeki günlerde yeni görev yerine gitmek üzere şehrimizden ayrılacaktır.
Osmanlı İmparatorluğuna 92 yıl başkentlik yapmış, sayısız kültürel mirasların yer aldığı Edirne’den, Kurtuluş Savaşı’nda önemli bir yeri olan, Büyük Önder M.Kemal Atatürk’ün “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri- Ya istiklal ya Ölüm” dediği Kocatepe’nin eteğinde kurulmuş Tarih kenti Afyon’a tayin olmak. Ne mutlu bir olay değil mi? Sayın Başsavcı ile veda görüşmemde Edirne’den ayrılacak olmanın hüznü içerisinde olduğunu müşahade ettim.
Sayın Başsavcı’yla, Edirne Yerel Tarih Grubumuzun 2019 yılı son toplantısında tanışma fırsatımız oldu. Konuşmacı olarak katıldığı toplantıda; asli görevlerinin yanı sıra ceza infaz kurumları sorumluluk alanlarındaki tarihi eserlerin gün yüzüne çıkarılması konusundaki kazı ve restorasyon çalışmaları, mahkumların bu çalışmalara olan katkılarını, iş kolları kurulması ve daha birçok çalışmalarını slayt gösterisi eşliğinde anlatmıştı. Katılımcıların büyük ilgisini çekti. Adli konulardaki yoğun görevlerinin yanı sıra bambaşka alanlarda hizmet üretmeleri benim de oldukça dikkatimi çekmişti.
Ülkemizde bir ilk olduğunu düşündüğüm bu konuları daha geniş halk kitleleriyle paylaşmak için kendisi ile röportaj yapmaya karar verdim. Randevu talebime olumlu yanıt alınca hazırlıklara başlamıştım. Makamındaki görüşmemizde kendilerinin Edirne’yi çok sevdiğini, tarih değerlerimizle, kültürel miraslarımızla yakınen ilgilendiğini, asli görevi dışında, diğer alanlarda da halka hizmet etmekten son derece mutluluk duyduğu kanaatine varmıştım.
Makam odası adliye binasının üst katında bulunuyor. Oturduğumuz yerden Selimiye Camisi’ni ve Edirne’nin güney kısmına bir an gözlerimiz daldı. Sanki yönelteceğim soruyu anlamış olacak ki ”Odamdan Selimiye Camisi’ni görebiliyoruz. Bu muhteşem eser ellerini açmış, sülietini engelleyen yapılardan beni kurtarın, nefes alamıyorum dercesine feryat ettiğini düşünüyorum. Bu plansız yapılaşmaya izin verilmemeliydi, bu duruma üzülüyorum”demişti. Sorularımı sormuş, cevaplarımı almıştım.
Röportajımı yayına hazırladığımda Pandemi’nin ağır koşulları da devam etmekteydi. Cezaevlerindeki mahkûmların salıverilmesiyle yayını ertelemek zorunda kaldık. Çünkü ağırlık mahkûmların çalışmalarıyla ilgiliydi. Faaliyetler bir anda duraklama safhasına girince röportajımız bir anda önemini yitirmişti. Velhasıl yayınlayamadık.
Sayın Başsavcı Fatih Karakoç ile yapılan röportajımdaki konulara yeri gelmişken değinmeden geçemeyeceğim. Edirne’deki üç yıllık görev sürecinde; adli görevleri dışında , Açık ve Kapalı cezaevi sınırları içindeki Piyade Kışlası, Mahmudiye Camisi, Kışla Hamamı, çifte kuleli giriş kapısı, Valide Sultan Çeşmesi, Hacıdoğan ve Ayvalık tabyalarının toprak altından çıkarılarak ayağa kaldırılması çalışmaları.. Bu çalışmaların yapılabilmesi için ülkemizde bir ilk diyeceğimiz mimari restorasyon iş kolu kurulması. Mâhkumların, diğer kurumların da katkılarıyla eğitilmesi, ustalık belgeleri verilmesi ve tahliyelerinden sonra bu mesleklerinin yürütebilmelerinin sağlanması.
Bu bağlamda ayrıca başarılı mahkumlar Edirne’deki Kadıbedrettin ve Süleymanpaşa camileri, Edirne Sarayı restorasyonlarında, Yemiş Kapanı Hanı kazı çalışmalarında katkı sağlamışlardır..
Bu çalışmalara ek olarak, Açık Cezaevi’ndeki tarımsal anlamda her türlü faaliyetlerin yapılması, hayvansal ürünlerin halka ulaştırılması, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ile tavuk besiciliği, et mamullerinin hijyenik olarak fabrikasyon ortamında hazırlanması, yumurta üretim ve tüketiciye ulaştırılması, market işletmeciliği, Üç yerde hizmet veren satış birimlerinde kendi ürettiklerini Edirne halkına ekonomik ve sağlıklı bir şekilde sunulması memnuniyetle karşılanmaktadır.
Şu ifadeyi kullanmak da yerinde olacaktır. Edirne Açık Ceza İnfaz Kurumu, bir cezaevi olmanın yanı sıra eğitim öncelikli bir fabrikadır adeta. Günün 24 saatinde harıl harıl çalışmaktadır.
Ülkemizde, kayıtsız şartsız Cumhuriyet değerlerinin savunuculuğunu yapan, Hakkın, Hukukun, Adaletin tecellisi için adil ve tarafsız savcılarımız vardır. Ancak asli görevleri yanı sıra görev yaptıkları yerlerde tarihsel değerlere sahip çıkma konusunda gayret gösteren, halkın huzur ve mutluluğu için canla başla çalışan Savcı ve hakimlerimiz de vardır. Örnek mi? işte Başsavcı Fatih Karabacak.
Bu güne kadar cumhuriyet savcısı denilince aklımıza hep adli konular gelirdi. Ancak Edirne’de Sayın Başsavcı Fatih Karabacak bu anlayışı değiştirerek bir farkındalık yaratmıştır. Değişik alanlardaki çalışmalarıyla da halkın sevgi ve takdirini kazanmıştır. Eksik olmasın. Bu örnek çalışmaları dilerim bütün kamu görevlilerine de örnek olur.
Güle Güle Sayın Başsavcım. Edirne sizi bu yönlerinizle hatırlayacak ve unutmayacaktır. Yolunuz açık, geleceğiniz aydınlık, hizmetleriniz başarı ile dolsun.