Sağlık ve ekonomik nedenlerle 2000’li yılların başından itibaren, ülkemizde 4 milyonu aşkın insanımız devre mülk ve devre tatil tercihinde bulunmuşlardır. Bu süreçte bitmeyen inşaatlar, dolandırma vakaları, verilen taahhütlerin yerine getirilmemesi insanımızı canından bezdirdi. Bu bezginlik özellikle termal tesislerdeki aidat soygunları ile halen devam ediyor.
Yakın zamanda ‘Devre mülk’ ve tatil tesisi yapacak olan şirketler başlangıçta inanç üzerinden satış yaptılar. Güven telkin edebilmek için 40 milyonu aşkın insanımıza ulaştılar. İkna yöntemleriyle tesislerine götürdüler, getirdiler. Bedava konaklama ve ikramlarda bulundular. Cazip gibi görünen tekliflerle insanları kandırarak satış yaptılar. Kendi çıkarları doğrultusunda düzenledikleri sözleşmeleri imzalattılar. İnşaatı bitirenler, bitirmeden paraları alıp kaçanlar oldu.
İşte o rüzgarın estiği günlerde biz de çevremizin etkisinde kalarak, şifa amacı ile ilerleyen yaşlarda sağlık açısından faydalı olur düşüncesiyle dişimizden tırnağımızdan biriktirdiğimizle Güre’de devre tatil, Armutlu’da devre mülk sahibi olduk. Bugün anlıyoruz ki paramızla sorun satın almışız. Şimdi gelin konuyu biraz daha esastan inceleyelim. Çünkü bu konuda gerçekten milyonlarca insanımız mağdur.
Devre Mülk-Devre Tatil şirketleri mülkiyet payına bağlı olarak 20-25 m2’lik bir daireyi yıl bazında 15 gün altında satışı yasak olmasına rağmen bir haftalık dönemlerde 48 kişiye sattılar. Sattıkları kişilerden aldıkları paralarla tesisi inşa ederek işletmeye açtılar. Açınca da aynı kişilerden aidat adı altında fahiş artışlarla para topluyorlar. Devre tatil veya Devre mülk sahibi milyonlarca insanımız bugün aidat soygunu ile karşı karşıyadırlar. Yıldatlardaki olağan dışı yükselmeleri kaldıracak durumda değillerdir. Yıllardır devam eden bu soygun düzenine daha ne kadar göz yumulacaktır?
Sahibi olduğumuz iki termal tesisten örnek vereceğim. Ancak yaptığım araştırmalarda diğer tesislerde de durumun aynı olduğunu görüyorum. Güre’deki tesisin 2021 yılı 1+1 daire aidatı 1.500 Tl.dir. 7 günlük devre sahiplerinden yılda bir daire için tahsil ettikleri meblağ 72.000 TL.dir. Yalova Armutlu’daki termal tesisin 1+1 daire aidatı da 950 TL.dir. 7 günlük devre sahiplerinden yılda tahsil ettikleri 45.600 Tl.dir. Yüzlerce, hatta binlerce üyesi olan tesislerin aidat vurgununu siz hesaplayın. Bu tesislerin, geçen yılların kat kat üzerinde fahiş ve haksızca sağladıkları, haksız kazançlar ortadadır. Hukukta bunun adı Sebepsiz zenginleşmedir. Cüzi bir aidat olabilir ama bu denli yüksek olmasını kabul etmek mümkün değildir.
Burada şunu sormadan da geçemeyeceğim. Ülkemizin neresinde 20-30 m2 lik bir daireye ayda 6.000 TL aidat ödeniyor? Nedir bu? Mülkü kendinize ait bir daireye adeta kira vermektir. Bu soygun düzeninin dünyada örneği var mıdır? Bilen varsa söylesin.
Armutlu’daki tesis işletmecisinin paraya çok ihtiyacı olsa gerek, kendisinin belirlediği aidatı, daha Ocak ayı ilk gününde henüz kullanım olmadan, hizmet alınmadan üyelerine başlıyor mesaj göndermeye. İki günde bir gönderilen mesajlar ilerleyen günlerde baskı ve tehdit seviyesine çıkıyor. Sonuçta İcra yoluyla tahsil etmeye kadar işi götürüyorlar. İşte bu ve benzeri uygulamalar milyonlarca insanımızı tabiri caiz ise çileden çıkarıyor, huzursuz ediyor, kimyalarını bozuyor. Verilmeyen hizmetin bedeli olur mu? Devresi gelip kullanmak üzere gidildiğinde istemeseler de bu insanlar zaten aidatlarını ödüyorlar. Ayrıca ek olarak, yine işletmecinin fahiş olarak belirlediği elektrik-su paralarını da ödüyor. Tesisi kullanın kullanmayın aidatı vermeye mecbur tutmaktadırlar. Üye devresinde gitmemiş veya yıl içinde kullanmamış ise, şirket onun dairesini kiralama yaparak sağladıkları haksız kazancı da kasalarına atıyor. İlgi yok, hizmetler eksik, tesisler bakımsız ve sorunludur.
Ohh.. ne güzel düzen, kontrol eden, denetleyen yok. Fatura yok, vergi yok, hesap verme yok. İstedikleri gibi meydanı boş bulmuşlar at koşturuyorlar. Bunlar da yetmiyor, satış sözleşmelerine koydukları madde de ”Mülkün işletme ve her türlü hakları satıcı şirkete aittir” ifadesini de koyarak, üyelerinin paralarıyla yaptıkları Market, Cafe, Lokanta, Oyun alanları gibi yerleri de işleterek vurgunlarına, sebebsiz zenginleşmelerine, soygun düzenine devam ediyorlar.
Bu nasıl bir soygun düzenidir? Ceza kanunlarımızda ‘Devre mülk’ satış ve uygulamaları konusunda bir düzenleme yapılmış değildir. Termal devre mülk tesislerine ait yönetim hesapları, harcamaları ve para transferleri kamu denetimine açık hale getirilmelidir. İşletmecilerin kendi lehlerine usulsüzce yönetim hakkı tesis etmeleri engellenmelidir. Nerede Hak, Hukuk, Adalet? Milyonlarca insanımızı soyduğu aşikâr olan bu sistemi değiştirmek çok mu zor? Ülkemizin çözüm bekleyen çok sayıdaki sorunlarıyla birlikte bu hususlar da acil çözüm beklemektedir. Yasa ve uygulamaların yetersizliğinden veya boşluğundan güç alan bu tesis ve işletmelerde fahiş aidat uygulamalarının, modern dolandırıcılık yöntemi haline geldiğinin altını kalın çizgilerle bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Devremülk-tatil sisteminde mutlaka yeni bir YASAL DÜZENLEME yapılması, turizm tesisleri kapsamında denetlenmelerinin sağlanması, hesap verebilir, şeffaf bir yapıya kavuşturulmaları, 634 sayılı kat mülkiyeti yasa kapsamından çıkarılmaları, bakanlık ve ilgili kurumların yapacakları denetimlerle mağduriyetlerin önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Türk halkı böylesine bir soygun düzenine layık değildir.