Bilişim(iletişim ve bilgi işleme) teknolojilerinin hızla gelişimi ve yapay zekanın da geliştirilmesi, mühendislik ve tıp bilimleri entegrasyonu insan yaşamı ve ömrü açısından büyük gelişmeler sağladı. Lakin bu gelişmeler ve artan dünya nüfusu dünya nimetleri açısından bir tehlike oluşturmaktadır. En önemlisi genç nüfusun çalışma alanlarını daraltma ve şirketler topluluklarının sayısının azalması tehlikesi oluşacak görünmektedir. Bir çok bilim insanını ve dünyada söz sahibi olanlar bu gidişata tedbirler aşamasındayken, 2019’da ‘COVİD 19’ Pandemisi hızla Dünyada bir tehlike oluşturdu. Bu tehlikenin zuhur etme konusunda birçok söylenti konuşulsa da henüz çıkış sebebi ve nasıl ortaya çıktığı netlik kazanmamıştır. Hala bu bela ile dünya uğraşırken, dünyaya hükmetmek isteyen insanlar ve şirketler, yaratılan bu tehlikeden vazife çıkarma uğraşısındadır. Hatta yaptıkları çalışma ve projelerini önceki yıllarda sinema filmleriyle, kitaplarla, denemelerle zaman zaman insanlara göstermişler ve hissettirmişler ve de uygulamaya devam etmektedirler.
Henüz yavaş gelişen ‘UZAKTAN ÇALIŞMA, UZAKTAN EĞİTİM’ süreçleri, Covid 19 başlangıcı milat kabul edilirse hızla gelişmekte, yaygınlaşmaktadır.
Bilişim teknolojileri gelişimi, yapay zeka ile birleşince ortaya yepyeni bir ’FİNANSAL TEKNOLOJİ’ endüstrisi çıktı. Gelişmiş ülkeler, uygulamaya başlanan bu yeni finansal teknolojiye hızla adapte olurken ülkemizde de özel ve kamu sektörü bu yeni finansal teknolojiye ayak uydurmaya başlamış ve bununla ilgili kararname ve yönetmelikler çıkarılmaya başlanmıştır. İnsanlık için yeni bir yaşam şekli olacak bu uygulamalar fayda yanında birçok sorunu da beraberinde getirecek görünüyor.
Gelişen bilişim teknolojisi, tıp ve mühendislik uygulamaları sonucunda insan yaşamını kolaylaştırma ve ömrünü uzatma gayretleri hızla yol alırken henüz bilinmeyen sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Netekim, Pensilvanya Üniversitesi’nin yayınladığı Wharton adlı son dergide, insan ömrünün uzamakta olduğu ve bu yıl doğan bebeklerin üçte birinin enaz 100 yılı görebileceği vurgulanmaktadır. Daha da önemlisi gelecekte insan ömrü uzaması, emeklilik sürecinin fazla olması, gençlerin işsiz kalması sigorta maliyesi dengesini altüst edeceği görünmektedir. Uygulamaya hızla giren Finansal Teknoloji, başta bankacılık, sigorta gibi birçok finansal yatırım hizmetlerinin kişilerce yapılması sayesinde bu sektörde hızla işsizlik artacaktır. Zaten imalat sektöründe ve tarım sanayisinde daha az insan emeği ve daha az hata ile fazla üretim yapma arzusu 25 yıldan buyana hızla gelişmektedir. Lakin ekonomide üretim tarzındaki bu değişim, sanayide istihdam artışı sağlayamıyor. Pandemi ile birlikte hizmet sektöründeki ‘İstihdamsız büyüme’ gelişmesi işsizlik oranını artırmaktadır. Ülkemizde işsizlik sorunu bu sayede hızla artacak gözüküyor. ‘Atamalar yapılsın, herkese iş sağlansın’ söylemleri de pek gerçekçi çözümler değildir. Elbette devlet yurttaşlarına iş imkânı yaratarak ve geleceğini güvence altına almakla yükümlüdür. Bu yeni dünya düzeninde öncelikle ’işverensiz çalışma’ da üretim tarzını planlayıp bunu yönetmek iktidarların ana hedefi olmalıdır. Devletin de üretimde ve hizmet sektöründe olması gereken yerlerde mutlaka yer alması devletin bekası için şarttır. Covid 19 sonrası yeni dünya düzenine ayak uydurabilmemiz için, başta doğurganlığın azaltılarak tarım başta olmak üzere planlı üretim ve yaşam tarzı için projeler yapılmalıdır. Yerel imkânları zengin olan Edirne bu yeni düzene en çabuk adapte olacak illerin başındadır.