Değerli okurlar, sanat üretimine dair günümüzde yaşanan önemli yaklaşım hatalarından biri de sanat ve felsefe ile uğraşan yeni kuşak bizlerin televizyonun, radyonun hatta sinemanın olmadığı günlerdeki eski zaman sanatçılarla mukayese edilmesidir. Örneğin eski romancılar eve sinema getiren, uzaklardan izlenim getiren, düş getiren bir yönetmendir aynı zamanda. O çağlarda evlerde ne bilgisayar ne televizyon ne radyo ne de plakçalar vardır. Bu yönde yazılan kitapların bir bölümü o eski günlerin eğlencesidir. Soba başında okunan kitaplardır ailece. Kısmen entelektüel gelenekle ilgili olsa da aslında yapıtların özü tam olarak bu değildir. Tabii olarak sanat tarihinde önemli yerleri vardır. Bu kitapların yazarlarının işledikleri konuları günümüzün eserlerinden beklemek sanata yönelik doğru bir yaklaşım değildir. Yine günümüzün çok satan eserleri de çok karmaşık üretim aşamalarından süzülerek okurun ya da sanat tüketicisinin önüne gelir. Popüler kültürle, esas sanat üretimini birbirinden ayırmanın toplumun bilişsel sağlığı açısından faydası vardır. Biz ülke olarak bunu ihmal etmekteyiz. Kitapları marketlerin eğlence ve kâr stratejisine terk etmiş durumdayız. Nitelikli eser yazılsa da sizlere maalesef kolayca ulaşacak yolu bulamamaktadır. Bulsa bile yapıtın başarısı kültür pazarındaki başat yayıncıların niyetine ve insafına kalmaktadır. Sanatın özünün ticari olmadığını ama eğlencenin özünün ticari ve kitlesel yönetimle ilgili bir plana dahil olduğunu bilmek gerekiyor. Nitelikli kitap ve nitelikli okur kendi dar dünyasına hapsediliyor ve ancak eğlence sektörü için üretenlerin ticari ekmeğine meze oluyor. Bir de bunlara çeşitli siyasi amaçlı yayınları da eklediğinizde salt insan düşüncesine hizmet edecek eserler yaratılan muamma içinde yitip gidiyor. Eserler hayat vermek için mi yoksa hayat almak için mi sizlere popüler yollarla ulaştırılıyor? İşte bütün mesele bu! Sizlere ulaştırılması gereken sanat ürünleri, hayat veren yani insan usunu bozan değil akıl melekesini eleştirel yöntemle işleten ve böylece insanları düşünme ile hatalarından sağaltan eserlerdir. Bu işi sıcak tutmak da piyasa oyuncularının görevidir; yazarın, düşünürün, sanatçının gücü bir yere kadardır. Sanat ve felsefe yoluyla hayat vermek epey meşakkatli bir iştir. Yazılanın, çizilenin iyi bir eleştiriye ihtiyacı vardır; kültür ortamı özgürce bu yönde yapılandırılmalıdır böylece hayat alan eserler (insanların sırtından, duygularından zengin olmak için yapılanlar) doğal olarak itibarsızlaşacaktır; artan bilgisel donanımla. Bir başka açıdan da eser üretenler kendilerini adil bir aynada seyrederek kendi hatalarından da arınacaktır. Bunun anlamı olgun eserlerin zamanla sosyal yaşama nitelikli yön, yöntem vermesidir ve toplumsal adap, kalite böylece tutturulur. Her şeyin para olduğu günümüzde paranın satın alamayacağı ilhamları, ilkeleri, erdemleri insan zihninde sıcak tutmak sanatın görevidir ve bu görevin sağlıklı bir biçimde yerine getirilebilmesi için akademik hayatın da hayli nitelikli olması gerekiyor. Sayın okurlar, sanatseverler bilgi her yerdedir; yeter ki insana bunu gösterecek estetik projektörler yayımcılık ve galericilik kurumları ve kuruluşları tarafından sağlıklı tutulabilsin. Bütün bunlar için yetişmiş editör kadrolarının, yayın yönetmenlerinin, eleştirmenlerin gerekliliği kadar özgüveni diri tutan siyasi olgunluk da gereklidir. Maalesef kültür alanımız ülkemizde amaçlanan maddi çıkarlar ve dışarıdan ithal edilen teliflerdeki hem ekonomik hem de siyasi emeller nedeniyle yozlaştırılmıştır.

KELİMELERDEN KORKMAK, HAYAT GELECEKTİR, BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ başlıklı bu köşede yayınladığım yazılarımla ve Kariha Düşünce Sanatı Manifestosu, Dünyayı Anlama Kılavuzu gibi kitaplarımla, TÜYAP Kitap Fuarı’nda, Marmara kıyılarında, Meriç boylarında, çarşıda pazarda, orada burada halkımıza ve dünya insanına ulaşmaya ben de diğer olumlu insanlar gibi bireysel olarak çabalıyorum. Örnek olarak kendimi gösteriyorum ama benim gibi eser üreten başka sanat üreticilerinin de var olduğunu bilmeniz önemlidir. Layıkıyla sizlere ulaşamıyorsak eserlerimize sahip çıkmak yerine, başka amaçlar için başkaları tarafından yayın ve yayım koşullarının suiistimal edilmesindendir. Eserlerimize, üretimimize sahip çıkacak, ilgililerden lüzumlu çağdaş eserleri talep edecek olanlar yine sizlersiniz. Takdir akıl ve gönül gözü gören sağduyulu halkımızındır.