Çağdaş Türk Resim sanatımızın önemli ismi Prof. Ali İsmail TÜREMEN’i 19 Mayıs günü 78 yaşında sonsuzluğa uğurladık. Son 18 yılı Parkinson rahatsızlığı ile mücadeleyle geçti. 1 Mayıs 1942 İstanbul doğumlu olan sanatçı, 1968 tarihinde Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu(DTGSYO)’ndan mezun oldu. 20 Temmuz 1982’de Marmara Üniversitesi’ne bağlanan bu okul, Güzel Sanatlar Fakültesi olarak eğitimine devam etmektedir. A.İ.TÜREMEN mezun olduğu okulun devamı olan bu Fakültede uzun yıllar hoca olarak çalışmalarını sürdürdü. Temel Sanat Eğitimi Bölümünde dersler verdi.
Basic art education/Basic Desing–Temel Tasarım. DTGSYO da eğitimin temelini oluşturur. BAUHAUS ekolü olarak kurulan Tatbiki, sanat ve zanaatın bileşimi olan işlevselci, iş içinde eğitim ve üretime dönük yanıyla Grafik sanatlar ve Endüstüriyel tasarımda öncü olmuş bir kurum olarak, Türk sanatına önemli katkılar sunmuştur. A.İ.Türemen, bu okulun eğitim formasyonunun önemli bir temsilcisidir. (Resim 1)
Resim -1 Ali İsmail Türemen. İş Sanat Kibele Sergisinde
1975– 9. DYO Sergisi Başarı ödülü, 1976 – İstanbul Arkeoloji Müzesi Açık Hava Sergisi Resim dalı Başarı ödülü, 1979–3. Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar ödülü(Mehmet GÜLERYÜZ ile birlikte). Çok sayıda kişisel serginin yanı sıra, ulusal ve uluslar arası karma sergilerde yer almıştır.
Fatma Batukan BELGE’nin Aydınlık gazetesinde(23.5.2020) kaleme aldığı tanıtım yazısında sanatçıyla ilgili önemli tespitlerde bulunuyor. Aynı atölyeyi paylaştığı sınıf arkadaşı Prof. Ergin İNAN, TÜREMEN’in mavi renge olan tutkusunun dalgıçlığından kaynaklandığını söylüyor. İNAN arkadaşı için, ‘’Aynı eğitimi aldığımız halde o sıralar herkes kendine has (kendine özgü) bir üslubun peşindeydi. İsmail de maviyi yorumlamıştı Maviyi kullandığı o geometrik biçimleri dalgıçlığından gelen bir şey. Dalardı ve herkesin göremediği mavileri keşfederdi. Resim sanatının ötesinde edebiyatta da iyiydi, güzel şiirler yazardı. Ancak kabuğuna çekildi, yurt dışına açılmadı.’’ değerlendirmesinde bulunuyor. Zaten resimleri üzerine yapacağımız değerlendirmede de bu şiirsel anlatımı görebilmekteyiz. Burada ayrıca çok daha önemli bir açıklamada bulunuyor. Üslup arayışı. Bu çok önemli bir konudur. Bilimde ya yeni bir tez sunacaksınız ya da var olan bir olguya yeni açılım getireceksiniz denir ya, sanatta da bunun karşılığıdır. Ressam Habib AYDOĞDU da ’’Türk resmi büyük bir ressamını kaybetti. Ben ‘Tatbiki’den, öğrencilik yıllarımdan ağabeyimi kaybettim. En son İş Sanat KİBELE Galerisinde muhteşem bir sergi gerçekleştirmişti…‘’ yorumunu yapıyor.(Resim– 2)
Resim -2 Ali İsmail TÜREMEN. İş Sanat KİBELE Sanat Galerisi. Retrospektif Sergisi.2018
Cam sanatçısı Prof. Mustafa AĞATEKİN gibi bir başka öğrencisi, seramik sanatçısı Prof. Zehra ÇOBANLI da, eserleri, örnek kişiliği, yaptığı sanatsal konuşmaları ve çalışkanlığı ile unutulmayacağını söylüyor. Başta da belirttiğimiz gibi DTGSYO’nun simge ismi olmanın yanı sıra üstlendiği sorumluluklardan biri de, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesindeki Çağdaş Sanatlar Müzesi’nin değerli bir koleksiyonuna sahip olması için de katkı vermiş olmasıdır. Eskişehir B. Belediye Başkanı Prof.Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN de, yakın dostunun kaybından dolayı büyük üzüntü içinde olduğunu söylemiştir.
Türemen’in kaybından derin üzüntü yaşayan ressam eşi Berna TÜREMEN’dir. Tatbiki’den sınıf arkadaşı ve 55 yıla varan hayat ve sanat arkadaşlığı. Hastalığından dolayı, ‘’Sanattan uzak kalmak yürek kırılmasıdır. Yürek kırılması çok sert bir şeydir’’demiş. Bu sahnenin tozu hepimizde var sayın hocam. Hayat arkadaşı olmalarına rağmen farklı sanat anlayışı ile ürettiler. B. TÜREMEN, ‘’Aynı yolda yürüdük, ama çok farklı tarzlarda çalıştık. Kimse kimsenin özgürlüğüne karışmadı ve ikimiz de kendi kişiliğimize uygun çalışmalar yaptık. Hem de birbirimizin yaptığı işleri sevdik ve saygı duyduk.” diyor.
Bu tutum yalnız onlara özgü bir şeyde değildir. Sanatsal yaratıcılık da böyle olmasını gerektirir. Etkilenme de doğaldır. Ancak empoze ederek (baskıyla )değil kişilikler kendi yolunda ilerlemelidir.
A.İ.TÜREMEN sanat yaşamında desen, özgün baskı, seramik, cam, vitray, heykel ve farklı malzemelerle deneysel çalışmalarda da bulundu. Bu genellikle çoğu sanatçının denediği bir şeydir. (Resim – 3)
Resim – 3 Ali İsmail TÜREMEN – Mavi Cam Heykel. Milli Reasürans. 2003
Yine genellikle ilerleyen yılarda açtıkları retrospektif sergilerinde belli periyotlarda geçirdikleri aşamaları ve dönemlerini gözlemleme fırsatını sunarlar. Sanatçıların düşün evreninde oluşan bir serüvendir bu ve bir anlamda eserleri üzerinden okumalar gerçekleştirirler. 1970’lerde Osmanlı dönemi mezar taşlarından esinlenerek ürettiği ‘’ Mezar taşları’’, 1980’li yıllarda ise ‘’Tanımsızlar’’ ki , bunu biraz sonra irdeleyeceğiz. Son dönemlerinde de ‘’ Alfabe ‘’ serileri ile ‘’ Mavi Figürler’’ onu çok iyi tanımlayan çalışmalarını oluştururlar. Bu da, biraz sonra üzerinde duracağımız, onu Türemen yapan serleridir. En son 2018 yılında İş Sanat KİBELE Sanat galerisinde(4 Levent–İkiz kuleler)açtığı Retrospektif sergisi. ‘’ Maviye Rağmen’’ Adını koyduğu bu sergisi, ben ‘’Ben rağmenlere Maviyle direndim – çocukluğumda beni içine aldı’’. SAĞMAL MAVİ dediği mavi.(Resim–4)
Resim - 4 Ali İsmail TÜREMEN. ’’Rağmen Mavi’’ Serisinden