M. ENİS ŞENSEVER
Post Modernizm. Jeopolitik ve Büyük Oyunlar (3)
Yayın Tarihi: 12 Mayıs 2020, Salı
Diğer Yazıları

Dünya düzeninin gerçek yapısını kavrayışım, 1973 Eylül’ünde Cambridge Üniversitesi’nde ekonomi okumak için İngiltere’ye yaptığım yolculukta başladı. Öğrenciye birkaç yüz dolarlık bilet ücreti ve sınırsız bagaj imkanı sunan, Marshall ve Rhodes bursu (benimki daha az prestijli Mackenzie King bursuydu)almış Amerikalı öğrencilerle tanıştığım lüks SS FRANCE transatlantiğiyle gitmeye karar verdim ve kurnazlığımı birinci, mevkinin avantajlarından yararlanmakta kullandım. Gemi, tolumun küçük ve mülayim bir kesitiydi. Dünyanın nimetleri ayaklarının altındaydı ve sevincimi herkesle paylaşmak istiyordum.

  Resim – 6   ZİKA Virüsü. Taşıyıcı Tropikal Sivrisinek – Trabzon da görüldü! 

 

     Oysa sonra şoka girecektim. Cambridge de toplumun küçük bir kesitiydi ama çok farklıydı. Cambridge’ deki arkadaşlarım arasında Latin Amerikalılar da vardı, trajik 11 Eylül olayları – Şili ‘de Salvador Allende’ye karşı Amerika’nın planladığı askeri darbe – politik açıdan öğrenmek istediğim bir konuydu. Birdenbire mülteci olan ve ailesiyle arkadaşları o an tehlike altında bulunan Şilili arkadaşımın yüzündeki çaresiz bakış hafızama kazınmıştı. Çalışmalarımın ve eylemciliğimin yönünü belirleyen ve dünyada ki politik ve ekonomik düzeni anlamamı sağlayan bu oldu. Emperyalizm , bir soyutlama değil, iyi, idealist insanları ve bütün halkları yıkıma uğratan tahripkâr bir güçtü. Emperyalizmin düşmanları, en başta da o zamana kadar dünyada tehlikeli ve kötü bir güç olarak kabul ettiğim Sovyetler Birliği, tekrar gözden geçirilmeliydi.

      Hemen Rusça öğrenmeye başladım ve Sovyet gerçeğini içerden deneyimlemeye karar verdim.  ‘’Sovyet tehdidi’’Nixon ‘ın Şili devriminin kuyusunu kazmak için öne sürdüğü bahaneydi. Küba’nın ablukası için bahanesiydi. O, gerçekten de hayatım boyunca korkup, tiksinmem için beynimin yıkandığı şeytan imparatorluğu muydu? Bunu keşfetmeliydim.

      Hayatımın bu dönüm noktasına dönüp baktığımda hayret ettiğim tek bir şey var: Soğuk savaş süresince birkaç ısınma dönemi yaşandı ve insanlar böylece kapitalist değerleri reddetme, gerçek düşmanın kim olduğunu kavrama fırsatı buldular .  Thatcher ‘ın TINA ( There Is No Alternative / Hiçbir Alternatif yok, HAY)sloganına karşı TWAA ( There Was An Alternative / Bir Alternatif var,BAV) ! Uluslar arası gerginliğin yumuşadığı dönemlerde ( 1941 – 48, 1963 -68 , 1973 – 79 )bu ‘’düşman’’ korkusu, Batı’daki hakim görüşteki kültürlü insanlar arasında çabucak  buharlaşmıştı.Bu kısa ısınma dönemleri, emperyalizmin, uzun vadeli savaşta uygun zamanı beklemek üzere taktik icabı attığı geri adımlardı .

      1973 Eylül’ünde Şili’deki darbe ve 1975 baharında Saygon’ıun kurtuluşu konuları üzerinde çalışıyordum. Arkadaşlarımla birlikte üniversite kafeteryasında bu ikinci olayı kutlayışımız da hafızamdaki yerini korur. Dünya bize aitti. ABD emperyalizminin dibe vurduğu, Sovyetler Birliği’nin tepeye çıktığı noktaydı ( ikincisi sona erdi) Maurice DOPP gibi Marksistlerle, Piero Sraffa, Luigi Pasinetti, Joan Robinson gibi  Yeni – Ricardocularla çalıştım ve birden bire yirminci yüzyılı yeni bir objektiften gördüm.

     Toronto ‘ya dönünce, ‘’ yoldaş’’ dendiğini öğrendiğim türden kişileri aradım. Beklediğim kadar yoktu. Çaresizlik içinde telefon rehberinde SSCB maddesini aradım fakat Kanada’nın en büyük şehrinde Sovyet Konsolosluğu bile yoktu( Bulgar, Çek, hatta Küba konsoloslukları olmasına rağmen ) Sonunda Kanada – SSCB Dostluk Cemiyeti’ne rast geldim, ağırlıklı olarak Slav ve Doğu Avrupalı göçmenler, Yahudiler ve az buçuk bilgili WASP barış çocuklarından oluşan uyumsuz bir karışımdı. İçinde Kim Philby gibi süper casuslardan eser olmayan, sözde teorisyen, dostane bir gruptu. Geçmişe dönüp baktığımda barış çocukları grubunun, yokluklarında daha göze çarpıcı olduklarını düşünüyorum.

     1979’da büyük güçlükle, Dostluk Cemiyeti vasıtasıyla Moskova Devlet Üniversitesi’nde Rusça okumak üzere Moskova’ya gittim, en hafif deyimiyle bambaşka ve hatırlanmaya değer bir deneyimdi. Orada hastalandım ve yattığım pis hastanede  kısa sürede hastalığım daha da arttı, fakat yakın zamanda devrimci olmuş Etiyopya’dan gelen NDÜ öğrencilerine yer açmak amacıyla, tamamlanmamış Olimpik konaklama tesislerine kesin olarak kaydırılana kadar dayanmayı başardım.

      Aralık ayında, donmuş çamurun üstünde yeni ikametgâhımıza doğru yürürken Afganistan’da Sovyet işgali gerçekleşti. Uluslar arası camiada yaşanan ısınma döneminin son bulmasıyla birlikte, bu kadar anlamsızlık ve zulüm karşısında bile insanların hiçbir şeyi eleştirmemesi ve hiçbir şeyden şüphe duymamasını isteyen ‘’ mevcut reel sosyalizm’’beni hayal kırıklığına uğrattı.

  Resim – 7  Ekrem İMAMOĞLU nun  23 Nisan kitapçığından. Alevilik bir Dinmidir.

 

      Sovyet Komünizmine yönelik hevesim kaçmıştı; gelgelelim Kuzey Amerika ‘ya dönünce Regan Amerika’sının saldırganlığı ve akılsız propagandasıyla karşılaştım ve aşağılık Sovyet canavarıyla aşk maceramın henüz bitmediğini idrak ettim( BAV ). Gorbaçov, sıkı denetim ( glasnost), talihsiz ekonomi reformlarına ( perestroyka ) başladığında ben de Moscow News ‘da iş buldum. Biran önce  oraya gitmek isteyişim yersiz önsezilere dayanmıyordu; nitekim daha sonra olup bitenler bu önsezilerimi haklı çıkardı.

Soğul savaş esnasında ki bu kısa ısınma dönemleri ve sonundaki bu çılgın ‘’nazik’’ sosyalizm yaratma girişimi gerçekten kayda değerdi. Aslına bakılırsa, ABD bir başka ülkeden korkmuş ve ona saygı duymuştu, o başka ülke ise diplomatik bir dostluk eli uzatmış ancak bu yeni ‘’arkadaşını’’ kendini yıkmaya çalışırken bulmuştu. Bush’lar, Obama, ABD’ye başka bir ülkenin askeri açıdan meydan okumasına asla izin vermeyeceklerine yemin etmişlerdi. Şimdi, kirli bombalar ve şarbon çağında geleneksel askeri üstünlüğün hiç manasının kalmaması ne kadar ironiktir.

      Sovyetler Birliği, başta Aral Denizi olmak üzere çeşitli çevre felaketlerim yarattı. Silah zoruyla dayatılan kolektif tarım, canlı bir köylü geleneğini yok etti. Gulaglar ve Stanilist baskı, korkunç bir trajediydi. Fakat diğer ülkelere savaşlar başlatan sömürgecilik ve faşizm çok daha fazla masum insan kanı dökmüştü, fakat bize anlatıldığı gibi saldırganca genişleyen bir imparatorluk değildi.

       Tüm politik kusurlarına karşın, teknolojik açıdan ileri düzeyde bir kentsel toplum oluşturmayı, kapitalist olmayan bir yolla gerçekleştirme kabiliyetini gösterdi. Ekonomik bakımdan, eksileri artılarına denkti; Bir yandan verimsizlik, özensizlik, düşük standartlar, çevreye duyarsızlık; diğer yanda iş güvencesi, ücretsiz kamu hizmetleri, mütevazı maddi ihtiyaçların teşviki, kültüre geniş erişim imkânı, bireyin güvence altına alınması, daha az rekabetçi daha eşitlikçi yaşam tarzı. Çöküşü için hâlâ yas tutan üçüncü dünya eski SSCB ‘yi bu şekilde biliyordu.

       Sovyetler Birliğinin çöküşüne kadar, anti emperyalist güçlerin büyümesi nedeniyle İsrail’in barış yapmaya zorlanacağını farz ederek, baş düşman Ortadoğu ‘ya özel bir dikkat sarf etmemiştim. 1994 ‘teki Yitzak Rabin ( İzak)suikasti ve yeni muhafazakârların üstünlüğü, böyle bir şey olamayacağını açıkça ortaya koydu.

DİĞER YAZARLAR
Seyide ESEN
Enflasyon!
ERCAN KERMAN
İLK YAZI
Recep ÇINAR
Hoş geldin Şehr-i Ramazan!
Ahmet Acaroğlu
DOSTLUK  VE VEFA    
Selçuk Duranlar
SATILIK KONUT PİYASASI
Hüseyin Erkin
MERİÇ NEHRİ - YAĞMUR DUALARI - HARZA PROJESİ !!
Şükrü Akıllı
 'ÜLKEMİZ  VE  EDİRNE’MİZİN  SORUNLARI
TURAN ŞALLI (Roman Sivil Toplum Gönüllüsü)
DEPREM KİMLİK SORMAZ
MELTEM BABACIK (dytmeltembabacik@gmail.com) (inst: 360beslenme)
DİĞER OMEGA-3 KAYNAKLARI
Zafer Dereli
EYLÜL 1999 ÖNCESİ İŞÇİLİK HİZMETİ OLAN MEMURUN EYT İÇİN ASKERLİK BORÇLANMASI YAPMASINA GEREK VAR MIDIR?
Numan Özgür METİN
BALKAN GELENEĞİ BOCUK GECESİ
Burak Dipevliler
Görünmez Tehlike Mi Görmezden Gelinen Tehlike Mi? Edirne’nin Yok Olmaya Yüz Tutan Kültürel Mirası
NURAN İKİZ
Bir Yeni Yıl Hikâyesi
Doç. Dr. Yeliz YEŞİL
Stresle Başa Çıkmak İçin Çeşitli Tavsiyeler
MUSTAFA ÇETİN
NEVRÛZ
M. ENİS ŞENSEVER
Ressam Zafer KARAKUŞ 3  
HAMİT PUHALOĞLU
Kefenin Cebi Yok…
ŞAHVER HÖBEK
Çocuklarda Nefes Farkındalığı
Mehmet Ali ESMER
ANADOLU’DAKİ TARİHİ YAPILARININ DEPREMDEN KORUNMASI ESASLARI (2)
OLCAY DAL
Cumhuriyet nedir ?
Ertan Çekiç
İNSANLARA NE İSTEDİĞİNİ SORSAYDIM, DAHA HIZLI GİDEN AT ÜRETİRDİM
CELİL ÖZCAN
SAKARYA ZAFERİ’NİN 100. YILI KUTLU OLSUN!
İHSAN KÖSE
İZ BIRAKANLAR
ÖZCAN AYGÜN
EDİRNE GAZİ OSMAN PAŞA ORTAOKULUNUN KAZANDIĞI ULUSAL BAŞARI VE ÇANAKKALE SAVAŞLARININ 106. YIL DÖNÜMÜ
MUSTAFA ERSOY
MUHALEFET ETMEK, BOZGUNCULUK MU? İHANET ETMEK Mİ?
Tülay Çağlarer
ATATÜRK ve ÇOCUK
Teoman ÖZÇUHACI
MESAFELER VE ÖLÇÜLER - ÖLÇÜTLER
Burhan Aytekin
19 Mayıs Gençlik Bayramı Kutlu Olsun
Yener Yaveroğlu
Allah’ın otu ıspanak neden beş lira?
ÜLKÜ VARLIK
TÜYAP DİYARBAKIR KİTAP FUARI (25/30 EYLÜL 2018) VE CAHIT SITKI TARANCI
Yaver Tetik
Sıcak Sulu Kalorifer Kazanı Yakma Talimatı:(4)
NEDİM ZOBAR
BÜYÜK ve KUTLU ZAFER
Burak Dipevliler
Mehmet Ali ESMER
Hüsnü Sarıgül
ABDULLAH GÜRGÜN
ŞAHVER HÖBEK
Burak Dipevliler
Burak Dipevliler