Yeni Koronavirüs – C ovid 19 nedeniyle evlerdeyiz. ÇİN de HUBEİ eyaletinin yönetim merkezi olan Wuhan, 10 milyon nüfuslu bir kent. Bir iş merkezi. Ekonomik,mali, kültürel, eğitim ve ulaşımın merkezi olarak biliniyor. 2019 yılında ortaya çıkan, salgın haline gelen
( Pandemiye dönüşen) Wuhan zatüresi diye de tanımlanan şiddetli akut solunum yolu sendromu olan Koronavirüs ün yayıldığı şehir. 23.Ocak 2020 de karantinaya alınmıştır. Dünya da insanlar seyir halinde, turistik yada iş seyahatleri gibi nedenlerle yayılma hızı artmıştır. Bu bilinen bir gerçek mi? Yani bu virüsü doğal olarak mı ortaya çıktığı ve yayıldığı yada hezeyanları ile insan eliyle laboratuarlarda mı üretildiği . Çok soru var.
Evde resim yapmadan önce malum virüs ile ilgili bir girizgahımız olsun. Bu çok önemli. SARS virüsü Honk Kong da, MERS virüsü de SUUDİ Arabistan da çıkmıştı.Hatta bu virüsler,örneğin Koronavirüs tipinin yaz ve kış mevsimine göre, Kuzey yarım küreden yazın Güney yarım küreye geçiyor. Kış mevsiminde Kuzeye geçtiği de söyleniyor. Zaman zaman çıkıp kaybolmalarını anlaşılır bulabiliyoruz. Yüz yıllar içinde Dünyada ve Avrupa da Kara Veba olarak bilinen salgınlarda dünya nüfusunun ¼ ünün, yaklaşık 100 milyon insanın ölümüne yol açtığı bir gerçek. Ancak tarihte ilk biyolojik savaş diyebileceğimiz gayri ahlaki olayı Moğolların Kırımı egemenliğinde tutan Venedik kalesi CAFFA ya, vebadan ölen askerlerini mancınıkla atarak kaleyi ele geçirme operasyonlarıdır( 1346). Sağ kurtulan Cenevizli tüccarlar gemilerle hastalığı Avrupa ya yaymışlardır.20 yy da da, soğuk savaş döneminde bilinçli olarak laboratuarlarda virüs geliştirildiği biliniyor. Yine biliniyor ki, küresel kapitalizmin hegemonyasını elde tutan üst akıl, bu 200 ailenin oligarkları hep bir hain plan içinde oldukları endişesidir. Dünyanın nüfusunu 500 milyona indirilmesi söylemi yazılıyor çiziliyor. Demek 6.5 milyar insanın ölmesi gerekiyor, bu bir fantezimi? İyi bir tahminle 6 ay içinde pik yaparsa 100 bin ölümle atlatabiliriz, yaz aylarında düşmesi öngörülüyor. Eğer 1 yada 2 yıla yayılarak devam edecek olursa ölü sayısı verilemiyor. Buna da komplo teorisi diyebilirmisiniz? Suriye de 3 yaşında ki bir çocuk, 7 yıl süren savaşta bombardıman ile yıkılan enkazdan kan revan içinde çıkarılmış. Ölmeden önce ağlayarak söylediği sözler. Sizi Allaha şikayet edeceğim olmuştur.
Amerika da mikrobik ve kimyasal denemelerin yapıldığı merkezler yıllar öncesinde inşa edilmişti. Aytunç ALTINDAL bunu çok öncesinde söylemişti. ABD de araştırma merkezi olan J. HOPKİNS in elemanı Dr. Eric TONER, Covid 19 u laboratuarda 3 ay önce taklidini yaptık diyor. Bu söylediği Wuhan da baş gösterdiği zamanlar. Bu tür sızdırmalar çok önemlidir. Tolore edilerek yansıtılıyor. Almanya da 2012 senesinde Koronavirüs adlı bir çalışma Federal devlete rapor edilmiş. 2020 de salgının çıkacağı ve belirtileri bile yazılmış. Bu bir öngörü ise, nasıl yani diye de sorabilirsiniz. Çin ikinci büyük ekonomi oldu. Bir kuşak bir yol projesine karşı tavırların olması çok doğal. Sincan Uygur kışkırtmaları da bir projeydi. ABD başkanı TRUMP hala Çin virüsü diyor. Bu bile önlenemez takıntının bir tezahürü. G7 Dış İşleri Bakanları video konferans toplantısında ABD Dış İşleri Bakanı Mike POMPEO nun‘’ Wuhan virüsü’’nitelemesi için ısrar etmesi üzerine diğer ülke yetkilileri bu ifadeyi reddettiler. Bu tutum karşısında ortak açıklama yapmadılar. Bu bile ABD tehdidinin gerçek yüzünü ortaya koymaktadır. Çin’li epidemiyologlardan Cong NANŞAN, virüsün kaynağının Çin olmadığını söylüyor. 11 Mart ‘ta GLOBAL RESEARCH’te Larry ROMANOFF imzasıyla yayımlanan makalede, Japon ve Tayvanlı uzmanların sunduğu raporlarda Koronavirüs ün ilk kez ABD‘de ortaya çıktığı ve ABD ‘li askerler tarafından Wuhan’a getirilmiş olabileceği kaydediliyor. Bu açıklamalardan ne anladığınıza bağlı. Şu bir gerçek, hiçbir şeyi komplo teorisi diye örtemeyeceğimizdir.
Birde şu açıdan bakalım. Üst ( Üstün) akıl küresel bir hükümet istiyor? Ulusal devletleri ortadan kaldırmanın hesabı olabilir mi. Covid 19 da bu cevabın içinde mi? FİNANCİAL TİMES, İSRAİL li yazarı Y.Noah HARARİ ye bununla ilgili makale yazdırıyor. ABD ye sıçraması, bunu hesap edemedi mi diyoruz. Şahinler TRUM a karşı. İç hesaplaşma. TRUMP test yaptırıyor, çünkü biliyor. Seçimler yaklaşmasa ABD ye sıçrarmıydı? Wuhan olayı ile RUS hamlesi geldi.
Petrol fiyatları ( varili)20 Dolar a indi.RUSYA ,10 yıl dayanırız diyor. ABD de Kaya Petrolü varili 60 dolardan aşağı kurtarmadığını açıkladılar. Kriz kapıda, Covid 19 güzel bir kaldıraç gibiydi. Yine CDC ye (ABD) bir bakın. Sağlık ve İnsan Hizmetleri Dairesi Kamu sağlığı ve kamu güvenliğinin sağlanması konusunda çalışan birim. Ne iş yapar? Robert R. REDFİELD başkanlığında merkezi Atlanta Ve Georgia. Yılda 11,1 milyar dolar bütçe ayrılıyor. Komplomu dediniz ? Ekonomik krizle sosyal patlamalar ve yıkım hedefleniyor. Asya ekonomileri yıkılmalıdır. AVRASYA seçeneği küresl üst aklın hedefindedir. Küresel üst akıl komplo kurmaz yapacağını senaryolaştırır filmini yapar ve sunar. Cahil değil eğitimli küresel oyuncularını devreye sokar. Angelina JOLİ, Lady GAGA vs gibi medyatik yüzler bu oyunun bir parçasıdır.
ABD gerçeği, Los Angeles ta Koronavirüs e yakalanan 17 yaşındaki birgenç, sağlık sigortası olmadığı için hastane tedaviye almıyor ve ölüyor. 27,5 milyon kişinin sağlık sigortası yok. İRAN a yeni yaptırımlar getiriyor. İnsanlık dışı bu tutumu görebiliyormusunuz. Bunun tek bir panzehiri var, kamucu Ulus devlet yapısını güçlendirmektir. TURUMP, General Motors’un 40 bin ventilatör( tıbbi solunum cihazı ) sözünü tutmadığı için Kore savaşından hemen önce çıkarılan Savunma Üretim Yasasını devreye soktuğunu söylüyor.
Şimdi İngiltere velihat prensi CHARLES da, yapılan testlerde pozitif çıkmış. Kraliçe sarayı terk ediyor. Sanıyorum bir şeyimi hesap edemediler. Bu virüsün kendilerine de gelebileceğini. Çünkü bu virüsün sıradan insan ya da üst düzey bir kişi ayrımı yapacak sisteme sahip olmamasıdır. Bu virüse yakalanan diyelim atlattı. Mutasyona uğrayan bu virüse yeniden yakalanma riski çok yüksek.
İngiltere de sürü bağışıklığı uygulaması yapılmış. İnsanlarda hastalık oluşunca doğal antikorların oluşması beklenmiş. Yani vücudun savunma sisteminin virüsle mücadele edeceği antikorların oluşmasını. Bu da istenildiği gibi olmayınca korkuya kapılıp sürü bağışıklığından acil duruma geçilmiş. Başkan B. JOHNSON İngiltere de halkın yarısına bu virüsün bulaşmış olabileceğini söylüyor. Kendiside pozitif çıktı.İtalya’nın Lombardiya bölgesinde çıkan pandemi nedeniyle karantinaya alınacağı söylemiyle güneye kaçanlar, okulları tatil edince normal bir şeymiş gibi görüp ailece tatile çıkanlar, yayılmayı artırmış. İspanya ve İtalya da korkunç bir tablo var. Böyle giderse hastaneler çökebilir deniyor. Bir doktor ağlayarak anlatıyor. 65 yaş üstü ağır tablo karşısında hasta seçerek, kimi hastalardan solunum cihazını söküp, kurtarabileceklerine taktıklarını anlatıyor. İspanya Savunma Bakanı Margarita RUBLES, salgınla görevlendirilen askerlerin, yaşlı bakım evlerinde yaşlı insanları yataklarında ölü olarak bulmuşlar. İnsanlık dışı bu tür uygulamalar karşısında sert tutum alacağız diyor?
Sayın Cumhurbaşkanı R.T. ERDOĞAN da batının Liberal sisteminin gördük, şimdi hepsi kamucu bir tutum takınıyorlar demiştir. Bu Liberalizmin çöküşüdür. Şimdi Almanya da önlemler paketi içinde devletin büyük çaplı firmalara ortak olması talepleri var. Dünya hızla kamucu merkezi yönetimlere doğru tekrar evriliyor. Bizim elimizde İzmir İktisat Kongresinde alınmış kararlarımız var. Karma Ekonomiye hızla yeniden dönmeliyiz. Özelleştirilen KİT lerin kimi kurumlarını PETKİM i, SEKA yı, Tarım Kredi Kooperatiflerini, Telekom u, Boğaziçi Elektirik gibi vb yeniden kamulaştırmalıyız.
Şimdi bu öldürücü virüs nedeniyle evlerde yaşam başladı. İnsanların doğal olarak dışarıda ki yaşamının kısıtlanması bir anda olmuyor. Ama Çin bunu en sert tedbirlerle aldı. Bize çok tuhaf gelse de zorla kapıları çiviledi.
Dün bir video izledik tv lerde. İtalya da polisler halkı evde tutabilmek için, mahallelere gidiyor ve ellerinde gitar şarkı söylüyorlar. Bizde Kocaeli B.Belediyesi evde sıkılan bir kadının mesajı üzerine ekipler harekete geçerek, kadının bulunduğu sokakta megafonla evlerin pencere ve balkonlarında egzersiz yaptırdı. Red Bull Sunar. # Evde Çal, canlı konserler serisinin son konuğu KALBEN oldu. Klasikleşen şarkılarının yanı sıra Kalp Hanım isimli albümüne ait şarkıları da seslendiren Kalben, aman evde kendinizi bırakmayın mesajı vermiştir. Bende 26 Mart günü şimdi çalışma zamanı diyerek çizim masamı ve masamda asılı bir sistem üzerindeki (tasarım bana ait) kompozisyondan çalıştığım çizimi paylaştım. Bu çizim yarım bırakılmıştır. Daha sonra tamamlayıp paylaşacağım .
Evet dostlar, bizde şimdi evde resim yapacağız.
Herkes kalemi kağıdı eline alsın. Mutfaktan bir soğan alın. Işığı da soldan alarak çizmeye başlayalım. Solaklar ışığı sağdan alabilir diye Facebook ta paylaşmıştım. Bu yazımı Yenigün gazetesinde yayınlandığında Edirne Yenigün e gazete diye gün ve sayfa numarasını Google dan girdiğinizde görebileceksiniz.
Değerli arkadaşlar hepimizin yeteneği var yada yok, meselemiz bu değil. Böyle kısıtlı ortamlarda beklide hiç denemeyenlere de fırsat sunarak bir paylaşımı hayata geçiriyoruz.
Zorunlu bu süreç de evde hayat var bağlamında resim yapacağız.
Renge girmeden önce Desen çizeceğiz. Yani kara kalem resim çalışacağız. Renk bir psikolojik öǧedir. Şimdilik rengi devreye sokmayacağız. Şunu bilmeliyiz ki, J.A.Dominique INGER ‘’ desen resmin namusudur’’ifadesini kullanır. Çizginin nedenli önemli olduğunun altını çizmiştir. Çizgi başlıbaşına bir anlatım aracıdır. Şimdi, herkesin evinde resim kağıdı olmaya bilir. Dosya ya da fotokopi kağıdı da olabilir. Mutlaka dereceli kalem olmaya bilir. Dereceli kalemlerimiz H serisi sert, B serisi yumuşak kalemlerdir. Genelde HB ve B, 2B,3B,4B gibi yumuşak uçlar daha siyah koyu iz veriler. Ancak okul kalemleri olan ve piyasada ki markalar genelde HB dir. İşimizi görürler. Silgi de evlerde olacağını tahmin ediyorum. Yada torunlardan edinin. Yumuşak silgiler ayrıca silerken kirletmezler. Hamur silgiler de vardır. Bu genelde yoğun çizimde 4B gibi kalın izleri silmek yerine tamponluyarak aldırırız. Birde altlık gerekecek. 3 mm lik bir medefe yada karton, mukavva. 35x50 cm yeterlidir. Oda yoksa, evde bir atlas varsa, kalınca bir ansiklopedi cildi de olabilir. Bir düz tepsinin tersini de kullana bilirsiniz. Sonuçta bize üzerinde bize çalışma imkanı verecek bir şeyi kullanabiliriz.
Biz genelde çizime başlarken el uzluğumuzun (meleke) gelişmesi için eskilerin meşk diye adlandırdığı ısınma çalışmaları yaparız. Gelişi güzel, sırf kalemi tutma, kavrama, çizgimizi deneme açısından önemlidir. Okunmuş gazetelerin bulmaca sayfaları bunun için idealdir. Deneme yapın. Önce rastgele çizin. Çocukların karalama evresi gibi bir şey sonuçta. Henüz bir çizim yapmıyorsunuz. Bol bol karalama yapın, deneyin. Nasıl iyi doktor olurumun cevabı bol bol hasta bakmaktır. Nasıl iyi çizim yaparımın cevabı bol bol çizmekten geçer.
Desen için iki şeye ihtiyacımız var. Araç ve gereçler. Çizim yapabilmek için elimize aldığımız her nesne, kara kalem, tükenmez kalem, renkli boya kalemi, mürekkepli kalem, kömür kalem ( füzen) Sangin( Kiremit renginde demiroksitli kalemler) hatta fırça, pastel çubuklar vs, çizim araçlarıdır. O zaman üzerine işlem yaptığımız kağıt, karton, Fon kartonu, medefe, tuval, metal yüzey vs, bütün yüzeyler gereçtir.
Ne kadar kişi çizim yapıyorsa, amatör yada profesyonel, o kadar çizgi karakteri ve çeşidi var demektir. Ancak genel anlamda tarama dediğimiz bir teknik çok bilinir. Yine elimizin kalem tutuş açısıyla, yani bize 45 derece açıyla ( sağ elimiz ise) sağa ve sola çapraz şekilde çizerek bu çizimi yapmış oluruz. Bu taramalar geniş( fuleli) dar vb olabilir. Dikey, yatay ve çapraz yönlerde çalışıla bilinir. Çok kısa ve küçük taramalarda vardır. Genelde sürtme tabir edilir. Kağıdın dokusunu da kullanarak yüzeyi bu tür çizgilerle doldurmuş oluruz.
Burada yapılan şey, yüzey üzerinde bir nesnenin, ışığa bağlı olarak hacmini verebilmektir. Işık-gölge diye tanımlanır. Biz kara kalemimizle aslında beyaz kağıdımıza gölgeleri çalışmaktayız. Biz buna boşluk içinde döndürme, yani üç boyutlu olarak mekan içinde derinliğin verilmesi diyoruz. Nesnelerin bir organik, doğal formda olanları vardır, birde inorganik, yani yapay insan elinden çıkma biçimler vardır.
Ancak yanılmayın organik biçimler çok kolay çalışılır. Örneğin inorganik-insan elinden çıkan yalın formlar. Küre,Küp gibi, tam dairesel, köşeli ve düz çizgiye sahip olan biçimler. Bir masa, iskemle ,tabak, bardak gibi biçimleri çalışmak daha zordur. Organik olmasa da kumaş gibi katlanıp bükülen biçimlerde organik form etkisi verir. Biz ilerleyen çizimlerde ikili, üçlü nesneleri çalışırken kontrast –zıt olması için organik ve inorganik biçimlerle kompozisyonlar da yaparız. Örneğin küçük bir top (küre) ve elma, portakal hatta patates ve soğanı birlikte çalışırız. Zıt formlar birbirini tamamlar. Denge sağlar.
Nedense okullarda da öğrenciler organik, kıvrımlı ve bükümlü, ağaç dalı, taş parçası gibi biraz girift-karmaşık form yapısına sahip nesneleri zor çizilebilir sanırlar. Kimikez eski bir ayakkabıyı da çizim malzemesi yaparız.
Halbuki çok kolaydır. Bunun sırrı da şu dur. Eğer Foto Gerçekçi bir çalışma değilse ki, ondada da geçerlidir. Bir doğal formu diyelim bir sarımsağın biçimini kavramışsanız, biraz geniş yada biraz uzun dişlerini mutlaka aynısı olmasa da çizdiğimiz bir sarımsak biçiminin imgesini verebilmişsinizdir.
Tabi karşımızda duran biçimi olduğundan başka göstermek bir yorumdur. Gözlemlediğimiz bir biçimi uzunsa kısa yapamayız. Ancak doğal yapısına ilişkin bir çizimini çıkarmış oluruz. Bunun için iyi bir gözlem gerekmektedir. İşe bir portakal, muz, çarliston biber, soğan yada sarımsak alarak başlayalım. Çarliston biberin uzunca ve kıvrımlı biçimi ile portakalın daha oval formu hemen gözlemlenir.
Değindiğimiz gibi iki yada üç nesne-varlık yan yana geldiğinde hem bir kompozisyon endişesi taşır, hem de oran ve orantı sorununu yaşarız. Ayrıca bir yüzey üzerinde sıralanmışlarsa yan yana yada biri önde diğeri arksında ise, biri diğerini kapatır. Arkasında kalan kısmı göremeyiz( kapatan-kapanan form ilşkisi). Bu bize geriye doğru derinlik etkisini, mekân duygusunu da verir.
Oran ve orantı nedir. 80 kiloluk doğal bir Kabak varmıdır. Genelde 8 yada 10 kilo civarındadır. Bir masanın yüksekliği insan yapısı ile orantılı olarak yerden yüksekliği 75 cm dir. Siz hiç 150 cm lik bir masayı iskemleye oturduğunuzda kullanabilirmisiniz? Orangutan yada Goril gibi uzun kollara sahip bir İnsan gördünüz mü ?. Bu çizimde yaşanırsa, kendi içinde gözleme dayalı bir hatadır. Ancak yapılırsa, abartılı bir yorumun ifadesidir. Yoksa yerlere kadar uzun insan kolu kendi içinde bir oran sorunu yaşar. Orantı ise farklı varlıkların ilişkisidir. Bir insan ile yerden 150 cm yükseklikte bir masa yan yana geldiğinde orantısızdır deriz.
Mimarlar bir proje çizdiğinde Eskiz çizimlerinde mutlaka sitilize edilmiş ( ayrıntıya girmeden) ağaç yada insan figürü çizmelerinin özelliği, bir insan ile 8 katlı bir bina arasındaki ilişkiyi kavramamız içindir. Düğünlerde gösteriş olsun diye tasarlanan masalarda orantısızdır. Eğer 40 cm lik bir kapı varsa bundan köpek geçebilir ancak bir insan geçemez Oran ve orantı. Eğer biçimler konusunda iyi bir gözleme sahipsek, deforme etmek- biçimini bozmak anlatım gereği sanatçı kişinin yorumu olarak değerlendirilir. Bu da ayrı bir konudur. Biz doğal gözlemimizde buna girmeyiz. Betimleme dediğimiz şey doğal gözlemle bir nesnenin yüzeye çizim yada boya yardımıyla taşınması demektir. Biz sizinle bir soğan çizimi yapacaksak, bu soğan çizimi, soğanın betimlenmesidir. Kağıttaki soğan çizimi, soğanın betisidir.
Evet, şimdi bir soğan alalım yada elma veya muz. Masamızın üzerine koyduğumuzda, serili bir kumaş da varsa, birazda katlanmış ise bir kompozisyon oluştu bile. Önemli bir sorun da şu. Kompozisyonda ana figürü kesemeyiz. Konumuz soğan ise bütününü alırız. Masa burada yardımcı taşıyıcı eleman ise, yani direk konunun elemanı değilse masanın tamamını almamız gerekmemektedir. Masanın, açımıza göre bir kısmını resme sokmayabiliriz.
Şimdi diğer bir sorun konuya uzaklığımızdır. Yukarıda söylediğim şey konuya yakınsak geçerlidir. Bizde bunu yapacağız. Eğer bir oda içinde diğer eşyalarında kadraja girmesini istiyorsak daha geriden bakmamız gerekir. Demek biraz uzaktan bakıyorsak ve iki yada üç nesneyi de çizecek ise orantılı çizim için kalem ile ölçü almamız gerekir. Bunun için sağ elini kullananlar sol kolunu uzatarak elinde tutuğu kalem ile baktığı her nesnenin üst ve alt, yatayda da sol ve sağ dış noktalarını kalemi ile işaretleyip kağıdına taşıma işlemidir.
Şimdilik tek bir soğan yada muz için bu gerekmemektedir. Size tek bir nesne çiziminden sonra bir tabak ve içinde meyve ve sebzelerle çalışmayı öneriyorum.
Çizime geçtiğimizde, önce gözleme dayalı olarak cisimlerin en dış hatlarından başlarız. Buna dış kontur denir. Yani en dış siluetini oturtmuş oluruz. Sonra iç kıvrımlarına ve iç hatlarına geçeriz . Kağıdımıza ilk çizgilerle konuyu yerleştirirken çok sert ve kalın çizgiler kullanmayız. Oldukça yumuşak ve kalemin ağırlığıyla hafif tonda çizgilerle başlarız. Çünkü hata yaptığımızda rahatça silebiliriz. İz kalmaz. Yaptığımız bu ilk çizgiler konuyu oran içinde oturtmak için yapıldığından araştırma çizgileri olarak tanımlanır. Böylece bir soğan yada muz veya elmanın kendine özgü dış hatlarıyla kağıdımıza aktarmamız gerçekleşmiş olur. Daha sonra oturttuğumuz çalışmamıza yavaş yavaş temkinli olarak 3B yada 4B gibi kalemlerle de açık koyu değerlerini artırma yoluna gideriz. Bu tamamen kişinin tercihine bağlıdır.Tabi elimizde dediğimiz gibi farklı materyal olmadığına göre HB kalemi kontrollü kullandığımızda ton farlıklarını da elde etmiş oluruz.
Bunu yaparken de yazımızın en başında belirttiğimiz gibi. Işığın kullanımıdır. Işık kaynağı olmadan çalışamayız. Sorun ışığın geliş yönüdür.Dünyamızı baz alırsak gündoğumu ve batımında ışık yatay olarak gelir . Öğle saatlerinde ışığı tepeden almış oluruz. Doğal olrak ışığı aşağıdan alamayız. Yapay yada yansıma yoluyla oluşan alttan gelen ışığın aydınlatmasına pek alışık değilizdir. Özel efeklerle oluşan bu tür aydınlanmaları genelde korku filimlerinde görebilmekteyiz. Işığın yönü ve miktarı resmin psikolojik olarak anlatımında önemlim yeri vardır. Eğer doğal ışık kullanıyorsak ışığı direk alırsak gölge ve düşen gölgeler çok sert ve kontrast yaratacaktır. Yani açık ve koyu zıtlığı oluşacaktır.
Doğal şık kaynağı ( Güneş) endirek geliyorsa, yani güneş ışığı konumuza direk olarak gelmiyorsa gölge ve düşen gölgeler çok keskin oluşmaz. Hacimlemelerde düşen gölge kullanmadanda yapılan çizimler birazda endirek ışığa bağlıdır. Yapay ışık kaynağının miktarı azlığı yada çokluğu, ışık ve gölgelemelerde ki yoğunluğuna da bağlıdır. Yani düşük ışık kaynağında aydınlanma yetersiz olduğundan gölgeler çok koyu olur. Barok dönemin resimlerinde bunu görebiliyoruz. Sizde bir mum ışığında denerseniz koyu gölge ve düşen gölgeleri gözlemleye bilirsiniz. Hatta gölge ile düşen gölge birbirine karışabilir. Gölgelerde nesnenin formu gölge içinde kaybolabilir.
Çizime orta dereceli kalemler ile başlamalıyız. Normal HB kalem idealdir. Hatta H kalemle de başlayabiliriz. Evimizde bunlar olmayacağından HB ile çalışalım. İlk önce taslak olarak konuyu yerleştirince ayrıntılara girebiliriz. Kağıdımız beyaz olduğu için biz karakalem ile daima gölgeleri çalışırız.
Kalemimizin tarama şeklindeki izleri ile oluşacak koyu değerlerle hem gölgeyi hem de formu hacimlendirmiş oluruz. Gölgelerin koyuluğu kullandığımız çizgilerin sıklığına bağlıdır. Aslında sık çizgi ağı yüzeyde bir doku örüntüsü oluşturur. Eskiz niteliğinde adlandırdığımız çizimler fazla detaya girmeden konunun genel hatları ile oluşturulan çizimlerdir. Detaylı akademik dediğimiz çizimler ise Etüt diye tanımlanan yoğun gözleme dayalı çizimlerdir.
Eskizlerde aslında böylesi bir gözlemle, konunun en vurgulayıcı yanını ortaya çıkarmamızda esas oluşturur. Şunu da belirtelim. Bu çizimlerde Perspektif konusuna girmeyeceğiz. Çünkü bir mekan derinliği şeklinde bir çalışma olmayacak. Birsel görsel paylaştım. Oda içi görünümü. Burada önden geriye doğru bir kısalma ve açılı geriye gidiş söz konusu. Bu size bir fikir vermesi için önemli.
Çalışma –çizim masamız varsa öne ve geriye açılı olarak ayarlaya bildiğimiz bir massadır.
Çünkü bize 45 derce açıyla eğimli bir masadaki çizimlerimize 90 derece dik olarak bakabildiğimiz için daha sağlıklı çalışma yapabiliriz. Ya elimiz altındaki altlığımızı, masanın kenarına dayayarak yada sol elimizle eğimli tutarak çalıştığımız da açılı masa gibi olanak sağlamış oluruz. O nedenle üç yada dört kitabı koyarak üzerine yaslayarak da eğimli çalışma düzlemini oluşturmuş oluruz. Birde mutlaka elinizin altına boş bir kağıt koyunuz. Çalışırken elimizin ayası ile çizdiğimiz alanları dağıtarak kirlenmeyi önlemiş oluruz. Son bir not, kalemlerimizi kalemtıraşla açtığımızda sağlıklı çizim yapamıyoruz. Eğer falçata gibi bir açkı ile kendimiz açarsak biraz daha uzun ve konik yontma ile ucumuzu uzun açmış oluruz. Tabi şimdi evde zımpara olmaya bilir. Açkımızın ağzı ile sürterek inceltme sağlamış oluruz.
Bu izalolasyon ortamında keyifli çizimler diliyorum.