Edirne-Merkez Şükrüpaşa Atletizm Pisti’nin hemen arkasında bulunan Musevi Mezarlığı’nın yani maşatlığının durumu hiç iyi değil. Edirne tarihinde önemli bir yeri olan bu mezarlık adeta kendi haline bırakılmış, terk edilmiş.
Mezarlar bir kenarda öylece toprağa karışan bir halde duruyor...
Bir zamanlar gülüp eğlenen, ağlayıp yas tutan, çalışıp üreten Edirneli hemşerilerimize ait olan mezar taşları kırık dökük, is pis içinde öylece toprağa karışan bir halde kaderine terk edilmiş. Etrafına çevrilen tel örgü maşatlığı korumaya yeterli olmamış.
1970’lerden itibaren defin işlemi yapılmayan maşatlıktaki mezar taşlarından kimileri at pisliğiyle kimileri de çamurla kaplanmış. Bazı mezarlar kırık bazı mezarların etrafı çerçöp; kısacası mezarlar kirden kararmakta, korunmadığı için yapımında kullanılan malzemeler ufalanmakta; kimi taşların üzerindeki yazılar okunmaz halde; taş işçiliğine dair oyma harfler ve motifler silinerek, eriyerek yok olmaktadır.
Dünya Kültür Tarihi’ne ışık tutan mezarlıkların, mezar taşlarına uygulanan sanatların, mezar sahiplerinin ve mezar yazıtlarının insanlık için önemi büyüktür. Adeta gelişigüzel üst üste yığılmış taşlardan ibaret gibi duran Edirne Musevi Mezarlığı bu haliyle şehrimize hiç yakışmamaktadır; ziyaretçiler, araştırmacılar ve tarih meraklıları için burukluk yaratmaktadır.
Bütün mezarlıklar kentlerin belgesellerine doğrudan açılan kapılardır ve yüksek duyumlara sebep olan ayrı ayrı manevi mekânlardır. Acısıyla tatlısıyla, günahıyla sevabıyla hayat macerasını tamamlamış insanlar ebediyete intikal etmeyle doğada eşitlenir.
İşin açıkçası tarihi Müslüman mezarlıklarının da ziyaretçisi, koruyanı olmadığı zaman başlarına neler geldiğini görüyoruz. Bu yüzden ülkemizde kimsesiz kalmış gayrimüslim mezarlıklarına da gereken alaka gösterilmelidir: çevresi güzelleştirilmeli, insanların naaşlarına ve defin kültürüne gerekli özen gösterilerek korunmalıdır.
Nerede duvarı, nerede kapısı, nerede levhası?
Musevi Mezarlığı’nın daha korunaklı olabilmesi için Maşatlık Yolu Caddesi’ne açılan bir kapıyla birlikte etrafına duvar örülmesi ve kapısının üstüne mezarlık levhasının konulması gereklidir. Maşatlıkta yatmakta olan insanlarla ilgili mümkünse küçük bir müze de yine mezarlığın bulunduğu arazinin uygun bir yerine ayrıca inşa edilebilir, doğal olarak bu tarihi maşatlık ziyarete açık kalmalıdır.
Edirne Büyük Sinagogu gibi…
Nasıl ki Edirne Büyük Sinagogu için gerekli restorasyon tamamlandı ve kentimiz için ayrı bir iftihar sebebi oldu, Şükrüpaşa Atletizm Pisti’nin arkasında bulunan Musevi Maşatlığı da tamamlanmış olan Büyük Sinagog restorasyonuna müteakip yetkililer ve gönüllüler tarafından onarılıp gerekli peyzajlarla bulunduğu semte yaraşır bir kabristan olarak korunup yaşatılmalıdır.