Başım ağrıyor migrenim mi var acaba? Yok yok hiç olmadık yeri ağrıyor kesin daha kotu bir şey var. Boynumda da var bir ağrı, yoksa fıtık mi?
Midem yanıyor ülser miyim? .. Göğüs , karın, sırt, el, cilt , bel.. vücudumuzun her noktasından en kötü ihtimalleri düşünüp olabileceğimiz en kötü hastalığa yakalandığımızı sanabiliriz. Koşa koşa doktora çıkıp içten içe hadi sandığım hastalıklardan birini söylesin diye bekleriz. Ve doktor o kötü hastalıkları söylemese bile, sıradan bir kas ağrısı var dese biz yine onu evirip çevirip büyüterek gider çevremize anlatırız. Hadi itiraf edin, kendi sohbetlerinizde hiç yapmadınız mı? Benim kolesterol çok yüksek çıktı ya, o da bir şey mi benim şeker bir fırlamış gidiyordum az daha , benim de dizime ameliyat dedi doktor.. hastalıklarımızı yatıştırırcasına ve sanki en kötüsünü söyleyen kazanacakmışcasına saydırıyoruz.
Ben verdiğim bu örneğe çok rastladım. Ama benim hiçbir şeyim yok diyerek iyi hallerini övenlere pek rastlamadım. Hele ki bazıları var.. Rahatsızlığından dolayı hastaneye gidiyor, doktor önemli bir şey yok derse doktora kızıyor. Bu da bir şey bilmiyor. Var benim sorunum, çok hastayım işte bulamıyorlar sorunu. Ve illa o sorunu söyleyecek bir doktor bulmak için neredeyse hastaneyi tavaf ediyor. Ama bu insanların yüzüne sen hipokondriyazissin desek.. ne o diye sorduklarında sen hastalık hastasısın desek öyle kızarlar ki.. Lafa gelince kim sever hasta olmayı, kim ister hasta olmayı derler ama içten içe de kötü hastalıklardan da övünürcesine bahsederler. Bunu ben kendi fikrim olarak sanıyorken bir gün televizyon bir profesör doktora denk geldim. Ve inanın benim bu söylediklerimi söylüyordu. İnsanlarımız dramı seviyor. Hasta olmayı seviyor. Acı çekmeyi, üzülmeyi, ah vah edeceği şeyleri seviyor. Velhasıl basit bir örnek..
İzledikleri progrom ya da diziler mesela. Televizyon sektörü izlenen formatta program yapar. Ve tüm kanallara bir baktığımızda dramın dibine vuran , her bölümde ağlatan, her bölümde acı çektiren diziler.. Komedi dizisi yok denecek kadar az. Çünkü insanlar gülmek değil ağlamak istiyor. Kaybolan insanlar, cinayetler ile dolu programlar.. Yine dram.. İnsanımız bunları seviyor. Kimse kendine itiraf edemese de ben eminim. Toplumumuzda koronavirus, SARS, MERS, ebola, H1N1 gibi kötü hastalıkların yanında bir de çok tehlikeli hipokondriyazis hastalığı var. Ve bunun da en iyi ilacı şükretmek. Hayatta mutlu olmanın en güzel ilacıdır. Başınıza gerçekten çok kötü bir hastalık gelmeden bu illetten kurtulun derim. Sağlıklı günler dilerim..