"Eğer çok konuşmak faydalı olsaydı Allah iki ağız bir kulak verirdi. Onun için çok dinleyip az konuşmak gerek" demiş Şems i Tebrizî. Oysa biz ne yapıyoruz? Kulaklarımızı tamamen tıkayıp öyle iletişim kurmaya çalışıyoruz.
İletişim.. Hani eskiler demiş ya hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa.. Ya bu eskilerin bir bildiği var ama zamanın çokbilmiş insanı (yani biz) bunlara bile kulak tıkayıp anlaşmaya çalışıyoruz. 'Dinliyoruz ya arkadaş' diyorsunuz belki de.. Ama kendimizi bile dinlemeden konuştuğumuzu farketmiyoruz. Tüm sorunların bir anlaşmazlık zincirinden geldiğini farketsek..
Bir insan düşünün. Karşısında biri var ve önemli bir konu hakkında konuşuyorlar. Asıl kişimiz kendini bile dinlemeden ağzına geleni konuşuyor. Bazen ne söylediğinin bile farkına varamıyor. Karşısındaki ona cevap veriyor. Belki doğru, düzgün, güzel bir açıklama yapıyor. Ama kişimiz onu duymuyor bile. O sadece aklına geleni söylemeye devam ediyor. Belki dinlese, duysa karşısındakinin ne söylediğini anlasa, konu açıklığa kavuşacak..
Belki o kişi sorunu çözen şeyler söylüyor. İşte en büyük iletişimsizlik.. Ama her gün her iletişimimizde özellikle tartışma anında kulaklarımızı tıkıyoruz. Ve sadece bildiklerimizi aklımıza gelenleri söylüyoruz.
Sonuç mu?.. Anlaşılan, sanılan iletişimsizlik dizisi, zinciri oluşuyor.
İyi de neden dinlemiyoruz? Bu davranışımızın altında ne yatıyor?
Bir beyin fırtınası yapmakta yarar var. Bir kendimizi dinleyelim derim.. Bir insan neden karşısındakini dinlemeden sadece kendi konuşmak ister? Karşısındakinin söylediklerinin kişiyi haklı kendisini de haksız duruma düşüreceğinden korkuyor olabilir. Ya da karşısındaki öyle bir cevap verir ki ona karşılık verememekten korkabilir.
Sadece ben konuşayım diyor. Sadece ben.. Bunun adı bencillik değil mi? Bencil olduğumuz için kulaklarımızı tıkıyor olabilir miyiz? Karşınızdakini duymayız, sonra da ben konuştum, benim dediğim son söz oldu deriz.. Hep bir ' ben' içgüdüsü yatıyor olamaz mı? Peki neden bu kadar bencil olduk? Sorular soruları getiriyor. Hani geçen bir yazımda bu konuya değinmiştim. Sorgulamak.. Aslında ne kadar önemli bir eylem. İnsan önce kendini sorgulamalı. Gerçek bir özeleştiri yapmalı. Neden bencil olduğunu keşfetmeli. Sonra dinlemeyi öğrenmeli. İşte o zaman tüm iletişimlerinin sağlıklı kurulduğunu görecektir. Sadece benim yapmam ile ne olur demeyin. Ne demişler; herkes kendi kapısının önünü süpürse dünya çok daha temiz bir yer olurdu...