Bazı davranışlar vardır, devamlı yapıldığında karşıdaki kişiyi de etkiler. Eğer karşında biri ağlıyorsa ister istemez yüzün düşer, mimiklerin ağlama pozisyonunu alır. Eğer karşında biri sürekli kahkaha atarak gülüyorsa yavaştan tebessüm sonra da kahkaha atarak gülmeye başlarsın. Eğer yaşadığın çevre hayırseverlerle, hayvanseverlerle doluysa sen de bu durumdan etkilenirsin ve hayvanları pek sevmeyen biri bile olsan bir bakarsın bulduğun hayvanların başını şefkatle okşar olursun. Eğer çevrende saba ve etrafa karşı iyilik yapanlarla doluysa sen de o zamana kadar yapmadığın iyilikleri yapmaya başlarsın. Yaşadığımız çevre ona uyum sağlamamız konusunda bizi adeta zorlar. Psikolojimiz, bedenimiz, beynimiz uyum ister. Karşılaştığı davranışları sergilemek ister. Ve bu iyi davranışlar gibi kötülük de bizi etkiler. Yine çevremizde kötü niyetli insanlar varsa zamanla bizi etkiler. Ya da tüm iyi niyetimize karşılık bize kötü olan insanlar yüzünden ' ben neden iyi olmaya çalışıyorum ki herkes kötü, ben de kötü olacağım. Onlar bana kötü davranıyorsa ben de onlara kötü davranacağım' dersin.
Bu konu nereden mi geldi? Onu da paylaşmak isterim. Çoğumuz izlemişizdir 'Joker' filmini. Oyunculuğunu bir kenara bırakıyorum. Konusu şu zamanın toplumsal sorununa çok iyi değinmiş. Hayatını güldürerek, eğlendirerek geçiren ve içinde kötü niyet olmayan biri hayatın ona tokadından, çevresindekilerin ikiyüzlülüğünden, sokaktaki insanların ona karşı sert tutumundan sonra kötüye nasıl dönüşüyor. Bu konu o kadar hassas ve önemli ki.. Çoğu kişinin göz ardı ettiği bir konu. Unutulmasın ki sergilenen her davranış, hissedilen her duygu karşımızdakine aynen gidiyor. Zamanla o kişiyi de etkiliyor.
Biz iyi olalım, iyi düşünelim, iyi davranalım ki bulaşan da her zaman iyilik olsun. Salgın haline gelen kötülüğü insanoğlu yaymışsa iyilik ile bu salgını yok edelim. İyilikle kalın ...