Çok tehlikeli bir dönemeçte olduğumuz kuşkusuz...
Toplum olarak bizi kargaşa ve kaos ortamına çekmeye çalışan “eller” var.
Bu eller bilindik bir oyunu tekrar sahneye koymaya çalışıyorlar, bu husus çok net ortaya çıkıyor.
1980 öncesi yıllarda bu kirli oyunu millet olarak görmüş ve büyük acılar yaşamıştık.
O yıllarda ekonomik dar boğaz içinde olan ülkemizi karıştıran “eller” 80 darbesinin önünü açmış, darbeye zemin yaratmıştı.
Şimdi aynı eller tekrar faaliyetteler.
80’li yıllarda; bu kirli “ellerin” oynattığı kuklaların 24 Ocak Kararlarını uygulama amacına hizmet ettiği çok yazıldı, çok söylendi.
Batık Banker Skandallarının, içi boşaltılan bankaların, Ekonomik Kamburların tüm yükünü dar ve orta gelirli halka yükleyebilmenin 12 Eylül Yönetimi sayesinde başarılabildiği düşüncesini bu gün reddeden pek çıkmaz sanırım.
Şimdi bu düşünceleri reddetmeyenlerin içinden ne kadarının 80’li yıllarda Evren’e methiyeler düzdüğü arşivlerde mevcuttur; isteyen ve unutan varsa bakabilir.
Millet olarak geçmişte çok ağır bedeller ödedik, çok kan kaybettik.
Şimdi; geçmişten ders çıkarmanın ve kirli ellerin oyununu bozmanın zamanıdır.
Bunu başarmak çok da zor değil. Sadece “Kuklaları” tanımak ve onlara itibar etmemek gerekiyor.
Nasıl tanıyabiliriz bu kuklaları?
Çok basit, öncelikle dillerinden tanıyabiliriz bunları. Ayrıştırıcı, kamplaştırıcı, parçalayıcı, bölücü bir dilleri vardır.
Din, mezhep, etnik aidiyet, dil gibi konularda “dikiş” ya da “ek” yerleri üzerinde gezinir, bu noktaları zayıflatmaya çalışırlar, bu konuları sürekli olarak istismar ederler.
Bu istismarları daha ileri götürerek; Mesela aydın bir topluluğu “dinsiz” yaftasıyla yaftalayıp, kaldıkları otelde yaktıracak kadar(özellikle bilinçsiz kitleleri etkileyebilir) eylemlerin parçası haline getirebilirler.
Sivas katliamı, şehit cenazelerine katılan CHP Genel Başkanına yapılan saldırı hep bu kirli ellerin oynattığı kuklalar marifetiyle gerçekleşen organizasyonlardır.
Eğer millet olarak bilinçlenip bu “ellerin” tahriklerine aldırmaz, yani onların kuklası olmazsak bu oyunları çok kolay bozarız. Tahriklere kapılan, provokasyonlara aldanan vatandaşlar istemeseler de kirli ellerin oyuncağı olur ve onların değirmenine su taşımış olurlar.
İnsanımızı tahrik eden, kışkırtan eller aslında hepimizin geleceğini çalmaya ve bizi her şeyden mahrum etmeye çalışıyorlar. Bunu hepimiz bir an önce görmeli ve bu oyunu bozmalıyız.
Biraz dikkat bize yeter
Siyasetçilere düşen ise; dillerini “törpüleyip”, sivrilikleri yok etmek ve “birlik” cenahında yerlerini bir an önce almaktır.