M. ENİS ŞENSEVER
Seçilirsem yapacaklarım ve görüşlerim
Yayın Tarihi: 29 Mart 2019, Cuma
Diğer Yazıları

Vatan Partisi Edirne İl Genel Meclisi 1. Sıra Adayı olarak bu seçimde de yer alıyorum. 2014 yerel seçimlerinde de yine İl Genel Meclisi adayı idim.

İl Genel  Meclisleri, Valinin başkanlığında toplanan yerel parlamentolardır. Seçilmiş üyeleri görevlerini bir parti için değil, ilin tüm ihtiyaçlarını göz önüne alarak kararlarını alırlar. Burada alınan kararlar kişisel ve duygusal aidiyetten öte toplumun refahınadır. Akılcı, rasyonel yani ölçülü ve hesaplı, tabi ki işlevsel ve en verimli kararların alınacağı bir yer olması nedeniyle bu yerel parlamentolara önemli görevler düşmektedir. Hiç kimseye ayrıcalık tanımak gibi bir lüksün ve kişisel çıkarların olmaması gereken kurumdur İl Genel Meclisleri.

Bu bir kısa ve öz tespit ile hemen hemen ortak doğrular etrafında şekillenen tüm partilerin seçim bildirgelerine de saygı duyuyoruz. Sonuçta halkın refahı ve huzuru hepimizin ortak kaygusudur. Seçilecek arkadaşlarımıza da şimdiden bu duygular ile başarılar diliyorum.

31 Mart 2019 Yerel seçimlerinde Vatan Partisi Edirne Belediye Başkanı Adayımız sayın Cengiz Balcı’ya ve Edirne Belediye Meclisi 1. Sıra Adayımız sayın Enis ÇETİNEL‘e başarılar diliyorum. İl Başkanımız sayın Hasan ATEŞ ve yönetim kurulumuza, Edirne İl örgütünden öncü gençlik başkanı Ata OGÜN KAPLAN’a ve TGB Edirne İl Başkanı Olcay DİLFAZ’a ve çok değerli ve cefakar gençlerimize, Özellikle Değerli yönetim kurulu üyemiz Bora ATEŞ’e, Ertürk KONAKLAR’a, Uğur YÖRÜK ‘e, Yağmur BİÇEN ‘e çok teşekkürlerimizi bu vesile ile iletmiş oluyoruz. İddia ediyoruz ki Türkiye de en öz verili çalışan gençlik yapılanması bizim partimizde mevcuttur.

Partimizin yerel yönetim programımızın özeti zaten seçim çalışmalarında dağıttığımız broşürümüzde var. Bir kez daha özetleyecek olursak, en başına temel ilkemiz olan Tam bağımsız Türkiye,  Milli Meclis ve Milli Belediyecilik anlayışını koyuyoruz. Küresel kapitalizmin yarattığı küresel bağımlılıklara karşı milli birlik ve beraberliği kıstas alıyoruz. Sırasıyla demokratik bir anlayış içinde Halk Meclisleri yönetim biçimini, gerçek demokrasinin oluşmasında öncelikle yer veriyoruz. Ütopik olarak gelebilir ancak köy ve mahalle meclisleriyle vatandaşların yönetime katılmaları, çözüm önerileri getirmeleri, en doğal ve en tabii idari ve kontrol mekanizması gerçeğini yansıtmıyormu. Bu çok söylenilen ancak hiç de hayata geçirilemeyen bir kavram halinde kalmaktadır. Çünkü sorunlarına çözüm önerileri getirenler sorumluluk almak gibi birde yurttaş kimliğine sahip olmaları gerekir. Sen oy vereceksin, 5 sene kenara çekilip hiç ses vermeyeceksin. Hiç katkında olmayacak, ama bol bol kıyıda köşede şikayet edeceksin? Önce bu kentte birey olarak yaşıyorsak sahip çıkacağız. Bu hiç mi yapılmıyor, hayır ama genelde bireysel ve yetersiz  kalıyor.

Kentler farklılıklarına göre tasnif ediliyor. Edirne bir kere ağır sanayi kenti değil. Bir tarım ve kültür kenti. Sanayii, küçük ve orta ölçekli, tarım arazilerini kirletmeyen türden, ancak istihdam yaratacak pozisyonda olmalı. Belediye eliyle desteklenecek Kooperatiflerle tarıma dayalı bir üretim önceliğimiz olacaktır. En verimli tarım arazilerine sahip Trakya topraklarında hem üretimi artırmak hemde tarım arazilerine en büyük zararı veren ve bize, insanımıza en kötü şekilde dönen kimyasal gübre ile mücadeleyi de göğüslemek zorunda olduğumuzu da belirtmeliyiz. Alternatif neyse o planlanacak. Tarımsal sanayi ye dayalı bir endüstri  kaçınılmazdır. Bir zamanlar İstanbul’u besleyen Karaağaç ve Bosna köy ve benzer alanlar Edirne’yi neden kalkındırmasın. Levanta tarımı çok güzel. Gülcülük, İpek böcekciliği neden canlandırılmasın. Osmanlıdan kalan Koza Han çürümekte. İstenirse her şey yapılır. İsteyin. Devletin kurumları bu işler için var. Yerelde de belediyeler üreticinin desteklenmesinde  ne gerekiyorsa yapmak mükellefiyetindedir. Eğer çiftçinin tarım ve hayvancılıkla uğraşan besicileri sübvanse edecek katkıları daha da artırmasının yolunu halkın bilinçli ve ısrarlı tutumu belirleyecektir. Halk isterse olumlu her gelişimin önünü açar. Kurumlar buna kayıtsız kalamaz.

Kültürel varlıklarda paha biçilemeyen bu kente yersiz her dokunuş zarar vermektedir. Her türlü onarım, restorasyon, arkelojik çalışma vs mutlaka uzman şehir plancıları denetiminde, vakıflar, üniversite ve Kültür bakanlığının, yerinde ve ötelenemeyecek kararları ile ivedilikle yerine getirilmesinde, belediye olarak üzerine düşen yükümlülükleri sağlayacaktır. Ören yerleri Sit kapsamında açık hava müzesi konumundadır. Sarayiçi buna örnek. Bu gün sürmekte olan Selimiye Camii meydan kazıları, Yemiş Kapanı gibi eski Osmanlı Antrepo(limanlarda) ve depolarının ortaya çıkarılması önemlidir. Bunların yeniden restitüsyonu yerine kazı alanının üzerinde portatif camekanlı gezi güzergahı ile bu tarihi varlıkların minyatürk teki gibi maketlerinin teşhir edileceği bilgilendirmeli bir platform, mükemmel bir açık hava müzesini oluşturur.  Müzecilik olgusu en geniş izleyiciye cevap verecek ve en itinalı korumacılığında sağlana bileceği kurumlar olacaktır. Müzeler, basınç ve nem ölçer cihazlarla, kabul edilen ısı ayarlı sensörle çalışan, teknolojinin imkanlarıyla donatılı olacak. Belediyenin Kültür Müdürlüğü de sertifikalı ve liyakatlı, akademik ünvanlı  yöneticiler eliyle işlevsellik kazanacaktır. Kültür  ve sanat, bilimsel çalışmalar gibidir, sıradan bir iş değildir. Siyasi partilerinde çok üstünde bir devlet politikasıdır. Böylede olmalıdır. Tabi ki 1900’de inşa edilen 118 yıllık bu günkü  belediye binasının Atatürk ve Balkan şehitleri veya kararlaştırılacak adıyla bir müzeye çevrilmesi, yeni bir belediye binasının projelendirilmesi zorunlu olarak dayatmaktadır.

Kentlerin çağdaş olması, yerleşim planları yanı sıra alt yapısıyla, ulaşımıyla, eğitim kurumlarıyla, dinlence ve mesire yerleriyle, temizliği ve bakımıyla(ki bu çok önemli, doğaya zarar veren atıklarla kirletmeye hakkımız yok. Vatandaş olarak da sahip çıkacağız ve uyaracağız. Gerekirse şikayet edeceğiz) tabi ki kültür merkezleriyle, sanatsal anlamda ciddi ve halkın sadece eğlendiği değil, aynı zamanda eğitildiği, sergi galerileri, tiyatrosu ve konferans salonlarıyla donatılı gerçek bir kültür merkezi ve açık alanlarıyla tanımlanmaktadır. Hatta bu kültür merkezlerinde amatör ve profesyonel olarak çalışmak isteyenlere açık, uzman denetimde sanat atölyeleri de olmalıdır. Bu sadece otantik ürünler için değil, çağdaş ve modern sanat uygulamaları içinde sağlanacağı mekanlardır. Mutlaka Belediyenin uhdesinde bir şehir tiyatrosu artık kaçınılmaz bir gerçektir. İnsanlar biletlerini alıp akşam suare de oyun izlemelerinin, antraklarda sohpet etmelerinin ne demek olduğunun farkında mısınız? Belediyenin dışarıdan gelen sergi tekliflerine kapalı mekânımız yok diye geri çevirdiğini biliyor musunuz? Bir şehir galerisinin açılması sizi zorlamıyor, size artık dayatıyor. Direnemezsiniz. Belediye isterse bunların gerçekleşmesi çok kolaydır. Bu mantalite meselesidir. Bizde bu var. Yaparız. Yapılacak şey doğru insanları doğru yerde görevlendirmektir. Ulaşım için bir ek yapalım. Karma ekonomiyi unuttuk. Her şey özelleştirilmez. Belediyelerin kamusal işlevlerinden biriside taşımacılıktır. Belediye otobüsleri, hatta plan ve projesi yapılarak hafif metro da aşamalı olarak hizmete sokulmalıdır. Bu toplu taşımada belediyenin öncelikli görevi olacaktır.

Üniversite şehrinde uzun zaman devlet eliyle ihmal edilen yurt sorunu, kimi özel şirketler eliyle giderilmeye başlandı. Şimdi Kredi Yurtlar Kurumunda olumlu bir gelişme gözlemliyoruz. Ancak kentin nüfusunun artan öğrenci kapasitesini karşılama oranında sıkıntılar giderek artacaktır. Üniversite büyümekten kasıt öğrenci sayısını artıracaksa niteliksiz bir eğitime ve kötü öğrenci kalitesine yol açar. Üniversite öğrencilerinin barınma ve kentten faydalanma yine kentte katkısı açısından ki bu kente kazandırdığı parasal getiriden çok modern yaşama dair katkısıdır. Şehirler, içinde barındırdığı insanların kültürel etkileşimi ile gelişirler. Bu üniversite gençliğini kentin içine çekebilmeliyiz. Bu sadece yarı zamanlı olarak gelir amaçlı bar ve kafeler gibi hizmet sektöründe olmamalıdır. Okulda aldıkları eğitimlerine koşut olmalıdır. Edirne’nin gençlerini de düşünerek.  Bunun planlaması da yapılacaktır.

Bu, kadınlar için, çocuklar için, engelliler için, yaşlılar için, sakin ve yaşanılır bir kent için, spor aktiviteleri için, kentimizi paylaşan evcil hayvanlar için, doğal ortamda varlığını sürdüren tüm canlılar için. Her şey samimi,  mevcut bütçenin en ideal planlanması, harcamaların açık ve net olması ile gerçekleşir.  Bu iş için çalışanların aldığı bir maaşları vardır. Devletin verdiği ücret, ne iş yapıyorsak bunu n karşılığıdır. Hiç bir yetkili komisyon almak için iş yapmaz. Yapılmaması gerekir diye söylüyorum.  Ne demek şişirilmiş elemanlara maaş bağlayarak ATM den para çekerek boş yere yandaş memur yaratmak. Bu gibi şeylerin şehir efsanesine dönmesi bir kere çok yanlıştır. Bu sözlerimden örtülü bir kabul de çıkmasın! Bu bir suçtur. Kim olursa olsun Cumhuriyet Savcılarının soruşturma açması gerekir.

Eğer Edirne iddia ettiği gibi çağdaş ve aydın insanların yaşadığı bir kent ise, önce sağlıklı düşünen gerçekten sorgulayan, sabit fikirli olmayan çok boyutlu düşüne bilen, dar particilik tuzağına düşmeyen , söylenildiği gibi olmasını arzuluyorsa korumacılığı da modernliği de iyi ayırmalıdır. Bu ve bundan sonra kim gelecekse konsensüs şu olmalıdır. Kentin tarihi yerleşimim ile yeni yerleşimlerini ayırmalı. Kısa, orta ve uzun vadelerde bütün gelecek başkanlar bu planı bozmamalıdır. Kentin Tarihi eski yerleşimleri ne yeni yapı sokulmamalıdır. İlerisi için bütün başkanlar bu alanları kamulaştırıp sonradan eklenen kiç ve anlamsız yapılardan bu tarihi mekanlardan arındırmalıdır. Gerçek bir müze kent böyle oluşturula bilir.

Son olarak, beklide en önemlisi, bir su şehri olan Edirne, üç nehrin merkezinde hala sağlıklı bir plan geliştiremiyor olmasıdır. Taşkınları sebebi Arda ve Tunca Nehirlerinin üzerinde kurulan barajların kontrolsüz kullanımıdır. Yunanistan ve Bulgaristan arsasında oluşturulacak protokollerle bu çözülür. Burada çok kararlı ve çözüm önerilerini de biz getirmeliyiz.  Yapılan Kanal projesi hayata geçince eksik yada düzeltilecek çalışmaları da planlanır. Hiçbir meseleye negatif bakmamalıyız. Akarsular her zaman debisine bağlı olarak alivyon taşırlar. Osmanlı döneminde su taşımacılığı yapılan Meriç de bu gün bu sağlanamıyor olmasına karşın, nehrin temizliği aslında çok daha önemlidir. Katı atık tesisinin yapılması kadar, kanalizasyon şebekesi ile arıtma tesislerinin bir an önce devreye girmesiyle, arındırılmış suların nehre bırakılması çok elzemdir.  Bunu gerçekleştirmek de, gelecek olan belediye başkanının en önemli görevlerindendir.  Kentsel dönüşüm için de en sağlıksız yerleşimlerden, insanca yaşamak adına varoşlardan başlanılmalıdır. Kat mülkiyeti sahiplerine hiçbir katkısı olmayacak, sadece mütahit firmaların ve belediyenin kazanacağı bir proje hakça ve adil olmayan bir düzenlemedir. Buna da taraftar olmayacağız.

Daha yaşanılır bir Edirne için. Esenlikler diliyorum. Saygılarımla.

DİĞER YAZARLAR
Seyide ESEN
Enflasyon!
ERCAN KERMAN
İLK YAZI
Recep ÇINAR
Hoş geldin Şehr-i Ramazan!
Ahmet Acaroğlu
DOSTLUK  VE VEFA    
Selçuk Duranlar
SATILIK KONUT PİYASASI
Hüseyin Erkin
MERİÇ NEHRİ - YAĞMUR DUALARI - HARZA PROJESİ !!
Şükrü Akıllı
 'ÜLKEMİZ  VE  EDİRNE’MİZİN  SORUNLARI
TURAN ŞALLI (Roman Sivil Toplum Gönüllüsü)
DEPREM KİMLİK SORMAZ
MELTEM BABACIK (dytmeltembabacik@gmail.com) (inst: 360beslenme)
DİĞER OMEGA-3 KAYNAKLARI
Zafer Dereli
EYLÜL 1999 ÖNCESİ İŞÇİLİK HİZMETİ OLAN MEMURUN EYT İÇİN ASKERLİK BORÇLANMASI YAPMASINA GEREK VAR MIDIR?
Numan Özgür METİN
BALKAN GELENEĞİ BOCUK GECESİ
Burak Dipevliler
Görünmez Tehlike Mi Görmezden Gelinen Tehlike Mi? Edirne’nin Yok Olmaya Yüz Tutan Kültürel Mirası
NURAN İKİZ
Bir Yeni Yıl Hikâyesi
Doç. Dr. Yeliz YEŞİL
Stresle Başa Çıkmak İçin Çeşitli Tavsiyeler
MUSTAFA ÇETİN
NEVRÛZ
M. ENİS ŞENSEVER
Ressam Zafer KARAKUŞ 3  
HAMİT PUHALOĞLU
Kefenin Cebi Yok…
ŞAHVER HÖBEK
Çocuklarda Nefes Farkındalığı
Mehmet Ali ESMER
ANADOLU’DAKİ TARİHİ YAPILARININ DEPREMDEN KORUNMASI ESASLARI (2)
OLCAY DAL
Cumhuriyet nedir ?
Ertan Çekiç
İNSANLARA NE İSTEDİĞİNİ SORSAYDIM, DAHA HIZLI GİDEN AT ÜRETİRDİM
CELİL ÖZCAN
SAKARYA ZAFERİ’NİN 100. YILI KUTLU OLSUN!
İHSAN KÖSE
İZ BIRAKANLAR
ÖZCAN AYGÜN
EDİRNE GAZİ OSMAN PAŞA ORTAOKULUNUN KAZANDIĞI ULUSAL BAŞARI VE ÇANAKKALE SAVAŞLARININ 106. YIL DÖNÜMÜ
MUSTAFA ERSOY
MUHALEFET ETMEK, BOZGUNCULUK MU? İHANET ETMEK Mİ?
Tülay Çağlarer
ATATÜRK ve ÇOCUK
Teoman ÖZÇUHACI
MESAFELER VE ÖLÇÜLER - ÖLÇÜTLER
Burhan Aytekin
19 Mayıs Gençlik Bayramı Kutlu Olsun
Yener Yaveroğlu
Allah’ın otu ıspanak neden beş lira?
ÜLKÜ VARLIK
TÜYAP DİYARBAKIR KİTAP FUARI (25/30 EYLÜL 2018) VE CAHIT SITKI TARANCI
Yaver Tetik
Sıcak Sulu Kalorifer Kazanı Yakma Talimatı:(4)
NEDİM ZOBAR
BÜYÜK ve KUTLU ZAFER
Burak Dipevliler
Mehmet Ali ESMER
Hüsnü Sarıgül
ABDULLAH GÜRGÜN
ŞAHVER HÖBEK
Burak Dipevliler
Burak Dipevliler