Ben genel seçilerde de, mahalli seçimlerde de partimin gösterdiği adaya oy kullandım. 1960 yılından bu yana hep böyle yaptım. Bundan sonra da böyle yapmak istiyorum ve yapacağım da. Ancak partimin aday belirlemesini, aşağıdaki gibi olmasını istiyorum. Belki bir kısım insanlar olmaz öyle şey, diyecekler. Aday olmaya niyetli olanlar, bu adam delirmiş, diyecekler. Bir kısmı hiç olmazsa deneyelim, bakalım diyebilirler Milletvekili adayları, aday olacakları vilayetten, beş millet vekili seçilecekse ve bu vilayette beş parti seçime girecekse, hepsinden en azından, onar–onbeşer tane adaylık müracaatı yapılmıştır. Elemeler sonucu, beşer milletvekili adayı, saygın, göreve uygun görülmüştür. Neticede beş tanesi bu saygın göreve seçilecektir.
Bu adayların, hepsinin ağzında “halka en iyi hizmet” sözcüğü eksik olmamıştır. Seçimler bitinceye kadar, halka bir sürü taahhütte bulunulur. Yapılması mümkün olmayan taahhütlerdir bunlar. Ayrıca taahhütte bulunanların çoğu da seçilememiştir. Ancak seçim furyası atlatılmıştır. Seçilemeyenler de önümüzdeki seçime deyip beklerler. Zira bu kesim, fazla uğraşmadan, hem itibar kazanmak, hem de yüksek bir maaşla yaşamak, yüksek maaşla emekli hakkını kazandıkları gibi milletvekilliği sırasında veya emekli olduktan sonra da bazı yönetim kurullarında görevlendirilerek ödüllendirilirler.
Şahsım olarak bu kadar çok adayın çıkmasından memnun oluyorum. Demek ki milletvekilliği yapabilecek kapasitede bu kadar çok insan var.
Gerçi adayların kapasitelerine bakılmıyor. Bunlar kendi kapasitelerini kendileri belirliyor ve aday oluyorlar ya. Bilgili insan sayısının artığını düşünüyorum. Veya öyle olsun istiyorum.
Şu an milletvekilinin aylık maaşı 25.000 TL civarında. Bu para, Tarım BAĞ-KUR’lusunun 24 aylık emekli maaşına eşit. Emekli BAĞ-KUR’lununda pek farkı yok. SSK emeklisi de asgari kazançtan emekli olmuşsa bu cıvarda. Bu rakamlar, milletvekili olmanın gerçek sebebinin halka hizmet aşkı olmayıp, güzel bir gelire ulaşmak aşkı olduğu gerçeğini akla getiriyor. Esasen bunu halk da anladı, ancak sesini duyuramıyor.
Önümüzdeki, dört yıl sonra yapılacak genel seçimlerde, seçildikten sonra asgari kazanç esasına göre alacağı maaşla halkına hizmet etmek için milletvekili olacaksınız dense acaba aday ihtiyacı karşılanabilir mi? Deneyip de bu gerçeği bir görsek. Mahalli seçim adayları da Belediye Meclisinin belirlediği bir rakama göre maaş alıyor zannedersem. Ancak nasıl bir rakam ki milletvekilliğinden aldıkları o maaşa rağmen, milletvekilliğinden vazgeçip, “daha iyi hizmet” edebilmek için, belediye başkanlığına müracaat ediyorlar. Yarab bu nasıl bir sevgi. Netice olarak, bundan sonraki mahalli ve genel seçim adaylarının, seçildikten sonra asgari kazanç esasına göre maaş alacaklarının bilinci içersinde hizmet edecek ve mecliste bağımsızlığını muhafaza edeceklerden olması dileğiyle. Yeni seçileceklere saygılarımla..