M. ENİS ŞENSEVER
Cumhuriyet’in gazetesi vardı-3
Yayın Tarihi: 17 Aralık 2018, Pazartesi
Diğer Yazıları

Ancak 2015 Temmuz’unda çözüm süreci bitip hendeklerde PKK ile yerleştirdikleri bombalı tuzaklarda 532 güvenlik görevlimizin(Asker ve Özel harekatçı vb)şehit olduğu dönemde, Türk Askeri katliam yapıyor diye Türk halkını kandırmaya çalışan, bu operasyonları durdurun diye Akademisyenleri de içine çeken  (ki KILÇDAROĞLU da bu konumda yer aldı) hareketin içinde de Osman KAVALA da vardı. Emperyalist uşaklar içimizde bu yapılanları örtmek için ‘’nefret suçu ,,diye bir garabet uydurdular.  Araya girerek şunu da kısaca ekleyelim ve bir tespitte bulunalım. Hendek operasyonları sadece açılım sürecinin bitmesi değildi. Kriz dönemlerinde ortaya çıkan ve çıkacak sosyal patlamaların ve önceden hesaplanmayan kitle hareketlerine yol açacağından, hükümetleri olağan üstü tedbirlere yönlendirir. 2010’den beri kriz konuşuluyor zaten. R.T. ERDOĞAN 2008’deki krizde de bu bizi teğet geçmişti demişti. Demek ki teğet değil delip geçmiş.  Şimdiki krizin temel sebebi, dünyanın dışında Stratejik değerdeki kamu kuruluşlarını satmamızdır. Ama biliyoruz ki eldeki KİT’leri, 1980’den beri, ÖZAL ile tepe noktasına çıkan ve ERDOĞAN ile bitirilen kurumların bizdeki krizin temelidir.  TUSİAD Yüksek İstişare Kurulu başkanı Tuncay ÖZİLHANKİT’ ler önem kazandı, stratejik  kamu iktisadi sektörlerine şimdi ihtiyaç doğdu,, demesinin önemini anlayabiliryor muyuz? Üretim için iç barışın ve terörün bitirilmesi gerekiyor. Ancak kamu kuruluşlarını tasfiyesinin durdurulması ve yeniden istihdam edilmesi de gerekiyor. Yine Cep Üniversitesi Kitap örneklerimize yer verelim ( Resim – 10, Resim -11)

       Ne oldu, 11 yıllık ERGENEKON kumpası sonlandı. Ancak hala Osman KAVALA ve gözaltına alınan Akademisyenlerden bazıları, sahte ve düzmece belgelerle tarihe geçen Amerikan piyonu FETÖ‘nün tertiplediği Ergenekon davası için ‘’Çok önemli suç iddiaları ve belgeleri içermektedir. Derinleştirilmelidir,, talebinde bulunmuşlar.  Hani bir söz vardır ya ‘’Kör parmağım gözüne gözüne,, der gibi hala aynı yalanı utanmadan sürdürme eğilimindeler. İnanın bu yalana hala inandırılmış kitleler var. Ahmet TÜRK, yeniden oluşacak sürece(çözüm sürecine) dönülürse rehberlik edecek  üç isim arasında Osman KAVALA’nın da olacağını söylüyor. Aptullah ÖCALAN da KAVALAYA sevgilerini iletiyor.  Ne diyor B. SORSAL, George SOROS’un fonladığı Açık Tolum Vakfı’nın yöneticisidir diyor KAVALA için. İşte kıyamet burada kopuyor. Yani Cumhuriyet gazetesi bu tepkisiyle emperyalist tertiplere destek vermiş oluyor.

Tek destek 28 Kasım tarihli Cumhuriyet gazetesinde Barış DOSTER’den geliyor. ‘’Hukuk siyaset ve emperyalizm,, başlıklı köşe yazısında ‘’ …Dünyaca ünlü borsa spekülatörü , Gürcistan, Ukrayna , Kırgızistan başta olmak üzere yakın çevremizde yaşanan Turuncu devrimlerin (Lale, karanfil, gül devrimleri) mali destekçisi G. SOROS un kurduğu Açık Toplum  vakfı nın Türkiye deki faaliyetleri ne son vermesi (bunu birazdan yolladığım mailde göreceksiniz ) . İkincisi SOROS’un ve Türkiye’deki uzantılarının da desteklediği , kısaca Açılım Süreci  olarak bilinen sürecin araçlarından olan Akil insanlar heyetinden bazılarının Norveç’in başkenti Oslo’da ki buluşmaları … Türkiye’deki siyasi tartışmalarla, siyasi yönü ağır basan davalarla yakından ilgilidir,, diyor.

En terbiyesizce yanıtı ise 29 Kasım günü Zeynep ORAL, ‘’ Diren sağduyu ,, başlıklı yazıyla veriyor.  17 Ekim 2017’de göz altına alınıp, 1 Kasım 2017’de tutuklanan Osman KAVALA için bir yıldan beri hücrede tutulduğunu söyleyerek, Osman Kavala ile ilgili ‘’Gezi olaylarıyla ilişkilendirilmesi yetmiyor, bu yazı ile de  sanki bu kadar yetmez, gebertin diyordu yazı. Gezi yetmez, FETÖ ile PKK ile de suçlayın diyordu. Osman KAVALA akil adamdı  diyerek gerçek dışı olaylar sıralıyordu…. Çok hastayım. Kusmamı ve öğürmemi durduramıyorum. İyileşince ye dek, siz okurlarımdan izin istiyorum,,  Bu kişi yıllarca Milliyet Sanat Dergisinde yazılar yazmıştır. Cumhuriyet gazetesinin de kültür sayfasında yazılarına devam etmektedir.  Sizlere 1982’den kalma Milliyet Sanat Dergisinin sarı renkli ikinci hamur kağıda basılı ve 15 günde bir yayınlanan nüshasını da sunuyorum.  Dosya konusu MÜZİKAL.  Zeynep ORAL da , Yaşamdan kopuk müzikaller diye bir yazıyı kaleme almış. 36 sene öncesinden bir esinti olsun diye. (Resim–12, Resim–13)  Bu kişi Ba. SORAL’ın yazısı için kusmak öğürmek tabirini kullanıyor. Bu kadar mı kendinize yabancılaştınız, bu kadar mı vatansız ve

yurt  sevgisinden koptunuz.  Bir önerim var,  bu sanat eleştirisi yaptığınız yazıları da bırakın. Ama  CONTEMPORARY ART FAİR – 2018, Çağdaş Sanat Fuarı adlı yazımda bunlardan bahsetmiştim. Küresel güçlere hizmet eden sergiler diye. Demek hiç yanılmamışım.

30 Kasım 2018 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Özlem YÜZÜAK , ‘’Cumhuriyetin yayın çizgisi bellidir. Ve o çizginin içinde hukuksuzluk la mücadele  en önemli yeri alır,, diyor. Cumhuriyet gazetesini ne kadar tanıyorsun. Batıya ram olmak, G. SOROS’u savunmak ne zaman ilkesi oldu.  Bu gazetenin çizgisi Atatürk’ün çizgisi ise, bölücülüğe kapılarınızı kapatırsınız.‘Geçen hafta büyük şirketlerde ve Birleşmiş Milletlerin birkaç programın da yöneticilik yaptığını her fırsatta dile getiren bir Cumhuriyet yazarı, Cumhuriyetin yayın  çizgisini, kasap mı, hırdavatçımı benzetmesi yaparak eleştirdi. Eleştirirken de Osman KAVALA ve Selahattin DEMİRTAŞ örneklerinden yola çıktı Gazetenin bu kişilerin mağduriyetini  sıklıkla gündeme getirmesini eleştirdi. Yetmedi bir sonraki yazısında Osman KAVALA hakkında hem de kendini savunamayacak bir durumda iken sert üslupla eleştirel bir yazı yazdı,,  Demek ki sizleri buraya kimler getirmişse yayın çizgisini siz belirlemişsiniz. KAVALA ve DEMİRTAŞ konusundaki bu sahiplenmenizden belli oluyor. B. SORAL, bir insanın savunmasızlığını değil gerçeği dile getiriyor. Benzetmesi de sizlersiniz.  Çok mu rahatsız oldunuz?

1 Aralık günü, Miyase İLKNUR, ‘’Linç ve bilinç ,, başlıklı bir yazı kaleme aldı. ‘’İlhan SELÇUK ‘un her türlü etnikçiliğe, liberallerin tapındığı yeni dünya düzenine karşı mücadelesini duymayan var mı? Yıllarca ona dinazor, milliyetçi, ultra Kemalist diye isimler takılmadı mı?,, Miyase burada bir çarpıtma yapıyor. Her türlü etnikçiliğe derken burada İ.SELÇUK’un değil kendi bakışlarını sokuşturuyorlar. Çünkü bu tanımlamaya Türk unsurunu da sokuyor. Sormalıyız o zaman bu ülkenin adı neden Türkiye Cumhuriyeti?. Devamın da ise ‘’ Cumhuriyet Vakfı’nın Berrin NADİ ile birlikte kurucusu olan İ. SELÇUK’tan bayrağı devralanlar, onun bizlere öğrettiği habercilik çizgisini aynen sürdürür. Cumhuriyette mağdura kimliği sorulmaz,, diyor.  Öylemi oldu sayın İLKNUR. Vakıf hile ile ele geçirildiğinde ne yaptınız. Ne demek kimlik sorulmaz Büyük Şark politikalarından buyana Türkleri Ön Asya’dan Orta Asya ya kovmak, SEVR ile devam eden sürecin geldiği yer, G. SOROS’un Açık Toplum Vakfının faaliyetleri. KAVAL’ lar, DEMİRTAŞ’lar tamda buradalar. Bunlar mı mağdur.

Bakın nasıl devam ediyor. 20 Mart 1994,’’DEP’liler tutuklandı. Neler söyleniyor neler. Linç yasası işliyor,, 13 Ekim 1994,’’İsmail BEŞİKÇİ’nin tutuklama haberini Cumhuriyette okudum. ,, Burada VOLTAİRE ‘den örnek veriyor. ‘’Fikirlerine katılmıyorum , ama fikirlerinizi anlatma özgürlüğünüzü sonuna kadar savunacağım,,5 Mart 1995, ‘’ İçerde 100 aşkın fikir suçundan yatan kişi var. Fikret Başkaya, Haluk Gerger, İsmail Beşikçi, Mehdi Zana, Yımaz Odabaşı,,. 15 Ekim 1995, ‘’Nobel barış ödülü nün Leyla ZANA ya verileceği söylentileri, Ankara yı hop oturup hop kaldırmıştı. Düşünün bir kez, ödül töreni Ankara da cezaevinde yapılsaydı, ne büyük şenlik olacaktı,,. Demek ki  VOLTAİRE‘i bunun için mi alet ediyorsunuz. Demek ki emperyalist batının bölme, Cumhuriyeti çökertme ve iç savaşa kadar sürüklenecek tertiplerinin başında gelen bir kadına Nobel verilirse ve cezaevinde ise şenlik yapmak . Türkiye Cumhuriyeti aleyhine bu kadar ahlaksızca saldırmak demektir.  Bu mu Cumhuriyetin çizgisi oldu.

Ve Bartu SORAL , 2 Aralık 2018 günü ‘’Karagöz ve Hacivat,, başlıklı köşe yazısında bunlara yanıt verdi. ‘1- Cumhuriyet gazetesi, anayasal değerlerin ve devrimlerin bekçisidir. 2 – Esasen tedbir mahiyetinde olan tutuklamanın ölçüsüz uygulanması ile şüpheliler açıkça hüküm giymeden cezalandırılıyor. .. Şimdi, bunlardan hangisi rahatsız etti ? Hangisine katılmadınız? .. Biz KAVALA adil yargılanmasın mı dedik? Deliler eksik mi toplansın dedik?İçerde iddianamemi beklesin dedik?,, .Bu kadar net hukuku savunduğunu açıklıyor. Devam ediyor, ’’Geçen gün CIA nın ünlü istasyon şefi Henri BARKEY, Cumhuriyet gazetesinden Barış DOSTER e İlkel İnsan diye saldırdı. KAVALA  hassasiyetini gösterenlerden hiç ses çıkmadı!.. Acaba neden,, diye de ekliyor.  Demek o kadar ilerici ve sol olduğunu, hatta Atatürk’çü olduğunu söyleyenlerin burada gıkı çıkmıyor?! B.SORAL yazısına devam ediyor.’’SOROS un kim olduğunu bir daha yazalım mı? Ülkeleri nasıl parçaladığını anlatalım mı ? Fonlarından bahsedelim mi ? ..... Ben SOROS tan fon aldım. Ama, akil adam değilim demiş Osman KAVALA…. Peki, açılım konusunda ki rolünü tekrar hatırlatayım mı? PKK nın başı APO bana mı selam söyledi? Ergenekon davasını genişletelim bildirilerini nereye koysalım? Bunların tamamı belgeleriyle kitaplarda, gazetelerde, internette duruyor… Ben yargının üstünlüğünü savunurken SOROS fonlarını kahramanlaştırma yanlışına düşülmesin dedim,, . Evet, Cumhuriyet gazetesinin çizgiden çıkarılmış yapısını çizgimiz diye savunanlara tokat gibi cevaplar veriyor sayın B. SORAL.   Neyi yazıyorsa hepsini yapmaya da devam ediyorsunuz.  Ne ATATÜRK’ü ne de İlhan SELÇUK’u ağzınıza alabilirsiniz. Gördünüz mü, O. KAVALA  BOP projesinin her aşamasında var. Tekrar edeceğiz, bu gün hala Ergenekon var diyenlerin uzantılarını gözler önüne seriyor sayın SORAL.  Asıl sorusunu da sorarak noktayı koyuyor.  ‘’Bunların hepsini gördük ama henüz bölge için bütüncül kalkınma planı hazırlayanı, sanayi yatırımlarını konuşanı, tarım ve hayvancılığın canlandırılması  için alınacak önlemleri ele alanı görmedik. Toprak ağalarını, aşiretleri temizleyelim, toprak reformu yapalım, bu reformu şu model ile gerçekleştirelim diyeni de duymadık,, . Neymiş sayın Cumhuriyet gazetesinin bu günkü yayın çizgisini savunanlar. Neymiş sizi bu kadar kızdıran, belli olmuyor mu?  Bu gün HDP’yi oluşturan, PKK’nın şehir yapılanmasında yer alan KCK’lıların vs tamamına yakın önder kadrolarını oluşturanlar hep aşiret ağalarının çocukları değil mi, itiraf edin. Dertleri bu değil ki. Neden bölüp parçalanmasına çalıştıkları T.C’nin sosyo ekonomik yapısına katkı koysunlar. Onların öyle bir derdi yok ki. APO’nun O. KAVALA sevgisi demek sizleri çok mutlu ediyor.

Bu yazım yine biraz uzun oldu. Ancak mecburdum, ayrıntıya girmeden de kimsenin bir şey anlamadığını biliyorum. Lütfen benim mail olarak yazışmamı da okuyarak meseleyi kavramış olalım. Bir kısım yerlerini de Edirne’den de isim verdiğim için atlayarak yazıyorum.

Ben, 1 Aralık 2018 günü daha Bartu SORAL Karagöz ile Hacivat yazısını yazmadan önce saat 09.04’de Cumhuriyet gazetesinin okur temsilcisine ve 21 köşe yazarına aşağıdaki metni yazıp  e–posta  ile yolladım. Şimdi bu yazımı okuyacaksınız.

Değerli Cumhuriyet okur temsilcisi . Nezninizde tüm Cumhuriyet mensuplarına yazıyorum. 63 yaşındayım ve 1977 de Akademide öğrenciyken başladığım Cumhuriyet gazetesinin Çağaloğlu nda ki binalarınızda Cumhuriyet Kitap okuru kartı sahibi de olarak yıllarca Holding basını değilizin arkasında durarak, O AKBAL ların, İlhan SELÇUK ların, Uğur MUMCU ların vs döneminin okuruyum. Taki Vakıf hile ile ele geçirilişine kadar. İ. SELÇUK, Dr. Alev ÇOŞKUN ‘a  ‘’ Cumhuriyete sahip çık ,, vasiyetinde bulundu.     

Ergenekon sürecinde sahte haham Tuncay GÜNEY, bu bir operasyon, kumpastı bitti demesine kadar, Taraf gazetesin Fetöcü leri, Radikal in marjinal solu Cumhuriyete monte edilme süreciydi. Bizlerinde gazeteyi bıraktığımız yıllardı.

İmeceye katılmıyorum, henüz tehlike geçmiş değil. Ara sıra şimdilik takip ediyorum. Bazı yazarlarınız Cumhuriyetin yayın ilkesi diye palavra sıkıyor. Kime? Bartu SORAL’a. Niye, Osman Kavala ilgili yazısından. Çok doğru bir yazı. Hala içerde neyle suçlandığını bilmiyoruz. Bırakın Allah aşkına. Anadolu AŞ ne yapıyormuş doğuda, Kürt ve Suriye li çocukları eğitiyormuş, müzik falan. Hayır güzel beyin yıkanıyor. G. SOROS un Açık Toplum Vakfınca finanse ediliyor.

Bu spekülatör , SOROS, ABD ve Küresel Kapitalizm hangi ülkede operasyonel faaliyette bulunacaksa orada. Ve parçalayıp bölmeden de çıkmıyor. Bu günlerde Türkiye den çıkıyormuş. Yalan, çok deşifre oldu. Ad değiştirecekler. PKk nın Suriye de PYD olması sonra da Suriye muhalif güçleri falan filan vs adlar değiştirmesi gibi. Türkiye de projeleri, Suriye nin kuzeyinde Garnizon Kürt Devleti sonrası Türkiye nin güneyinde yerinden yönetim özerklik şartı falan, bölüp dört parçalı Kürdistan ın tamamlanması projesi. SOROS nereye gidiyor. Osman KAVALA önemli adamları.

Gezi olayları zaten rayından çıkarıldı. Mücella YAPICI ne yaptı, gitti HDP ye katıldı. Her aşamasında idim. En son Kürtçe sloganlarla  ‘’ Diren LİCE,, diye İstiklalden Taksime girdiklerinde çektim gittim. Gezi olayı giderek SOROS un turuncu devrimine evrildi. Bu adam Osman KAVALA tescilli provokatör. Ukrsayna da Gürcistan da vs her yerde  bu adam. Nesini bilmiyorsunuz.

 Hırant DİNK öldürülmesinden önce 1 milyon yuvarlak el pankartları hazırlanmaya başlanmış. ( Basından) Demek küresel operasyon için öldürüleceği planlanmış. ‘’ Amerika bu gelir işini görür çeker gider, insanları kendi kavgaları içinde bırakır,, demesiyle zaten idam fermanını vermişti. Fetöcü komiser R. AKYÜREK  bu planın parçasıydı, onu da hala Hıran tın katili bulunamadı palavrasını bu SOROS çular yaydı. Delik ayakkabısı üzerinden bir mağduriyet yaratarak Diaspora Ermeniciliğinin propagandası için kullanıldı. Kim vardı tertipte. Osman KAVALA.  Bu adam iş adamı diye tanıtıldı. Palavra, ailesinin belli bir mal varlığı ile iş adamı. Ama görevi emperyalizme hizmet?!...

 25 Kasım da Alev ÇOŞKUN un ‘’Büyük satranç tahtası. Ortadoğu,, yazısını zevkle okudum. Hala Cumartesi anneleri ve Pervin BULDAN ve Sezgin TANRIKULU, İHD – Kürtçülük, Mazlum Der – Kürtçülük. Selahattin DEMİRTAŞ haberleri tam sayfa. Bu adam APO nun heykelini dikeceğiz heykelini diye cansiperhane bağıran adam. Kardeşi hala dağda militan eğitiyor….vs vs . daha neyi yazacağız.

 Hasan CEMAL zamanında da protesto için gazeteyi bıraktık. Sonra belli tirajın altında kapanmasın diye yeniden Cumhuriyeti almaya başladığımız yılları da anlatalım mı. Bakın her kes her şeyi biliyor ama kimse topa girmemişti bilesiniz. Bu gazetenin yapısı bu değil diye ( Bartu SORAL ın yazısına istinaden)yaşı başı kaç, zıpçıktı çoluk çocuk yazı yazıyor. Kendinize gelin. 80 sonrasın, Neo Liberal gençliğinin emperyalist solculuğunu bize anlatmayın.

 Önce Vatansever, Yurtsever, tam bağımsız Türkiye den yana olacaksınız. Gerçek halkçı olacaksınız. Bu ülkenin kurucu iradesi olan Türk kavramını yok saymayacaksınız. Ondan sonra Sosyalist ve Komünist olacaksınız.O çok konuştuğunuz Fransızlara sorun bakalım sen kimsin diye. Sana ters ters bakarak Fransızım der. Hemde en Sosyalisti bile. Bu ülkede Lazı, Gürcüsü, Pomağı, Boşnağı, Çingenesi, Zazası şusu busu sayılıyor, Türk deyince faşist deniyor. Bu çakma solculuğu da bırakın artık.

 T.C düşmanlığını bir turnusol kağıdı gibi görüyorum. Yazarken T.C, okurken Türkiye Cumhuriyeti diye okuruz. 3 şer ittifakı 1- İslamcı kesim, 2 – Marjinal solcu kesim,3 – Kürtçüler. TC diye hakaret ederek söyler. Olay bu kadar basittir.  Zaten bu gazetenin neden Şişli ye taşınması da manidar. Şişlili Cumhuriyet ten zaten gerçekten bir şey beklemek safdillilik olur.

Taksimde Onat KUTLAR ında öldüğü saldırıda Yasemin CEBENOYAN ın da kardeşi de çemkiriyor.. PKK cinayet şebekesi ama ben oyumu HDP ye verdim diye. Hadi canım sende, kafamı buluyorsunuz. Mahallesi Şişli, mahalle baskısı varmış. Çık o mahalleden o zaman. Hepimiz Ermeniyizin merkezinde Cumhuriyetin ne işi vardı.

Alev ÇOŞKUN için takipteyiz o kadar. Hala bu gazeteye temkinliyiz.,,

Bartu SORAL’ın, Alev ÇOŞKUN ile konuşmasında kendisine senin bu gazetede yazmanı istemiyorlar demesinden sonra artık Cumhuriyet gazetesinde kalmanın bir anlamı yoktur. İkinci Cumhuriyetçilerin, özgürlük ve laiklik sloganı atanların yinelersek çağdaşlık algısının federatif bölünmeden yana olduğu savında olanların pek güzel okuyacağı gazete olma yolunda olduklarından, hayırlı olsun diyoruz. Orhan BURSALI, 1 Aralık 2018 günü saat 11,24’de bana dönerek, ‘’bu günkü gazetede Miyase nin yazısını ve Kavala nın savunmasını okuyun. Cumhuriyet adaleti hukuku savunmaktan asla vazgeçmeyecektir.,, yanıtını veriyor.

Benim ona verdiğim cevapla yazıyı noktalayalım. Tabi bir daha dönmemiştir

Sayın Orhan BURSALI, teşekkür ederim. Size amacım çatmak polemik yaratarak şu bu değil ki. Bir gerçekliği ortaya koymak içindi. Evet Miyase hanımın‘’ Linç ile bilinç,, yazısını gördüm. İnternetten değil, bizzat gazeteyi de alarak. İlhan SELÇUK’u, Berin NADİ’yi ve o dönemleri yazmış. Sonra örnekler veriyor, fakat yazının girişi gibi bitmiyor ki. VOLTAİRE’in ‘’ Fikirlerinize katılmıyorum, ama fikirlerinizi anlatma   özgürlüğünüzü sonuna kadar savunacağım,, özlü sözünü ilave etmiş. İ. SELÇULK un her türlü etnikçiliğe karşı mücadelesini de eklemiş. Sonra Leyla ZANA ya Nobel ödülü verileceği söylentisinin Ankara yı telaşlandırdığından bahsetmiş.

Şimdi bir kere eşit olmak ve herkese söz hakkı dendiğinde bunun nerde başlayıp nerde sınırlanacağının da bilinmesi gerekmiyor mu. DTP Milet vekilleri, Ahmet TÜRK, Emine AYNA ve DEP millet vekilleri Leyla ZANA, Hatip DİCLE, Mahmut ALINAK  ve Selim SADAK, SHP döneminde vekil yemini ederken, Leyla ZANA sarı, yeşil, kırmızı saç tacıyla Kürtçe yemin demi VOLTAİRE lik?7 Kasım 2015 de yine aynı manzara. Kürt ve Türk halklarının kardeşliği ne ne demek sayın BURSALI. T.C devletinde herkes yurttaştır ve Anayasamızda iki halklı yani KIBRIS gibi iki kesimli bir yönetim şeklimi var?  Ve Deniz BAYKAL da oturumu yöneten di. Bu yemin geçersizdir denmiyormuydu. Artık bu saçmalığı İlhan beyi bahane ederek yazamazsınız. Lütfen….

Ben son 7 senedir gazeteyi bıraktım. Dediğim gibi Alev ÇOŞKUNU izlemekteyim. ( Biraz önce yazdığımız gibi, B. Soral ile konuşmasından sonra bu defterde kapanmıştır)

Bakınız Türk siyasetinde SOL, Kürtçü vesayet altındadır. .. Yine DEMİRTAŞ haberleri. Prof Şebnem KORUR FİNCANCI tam sayfa. Konun, Özgür GÜNDEM gazetesinde nöbetçi genel yayın yönetmenliği davası. Bu Özgür Gündem, Evrensel vs gazeteleri açıkça bölücü kesimin yayın organı olduğunu bilinmiyormu? Şimdi buna da VOLTAİRE den güzelleme yapılamaz. Ben sizlerden bir özür dileyerek bizim 1970 lerde ki, 1980 lerde ki hatta 1990 ların başındaki Cumhuriyet gazetesi ile bu günkü gazetenin hiş de aynı olmadığını söyleyerek selamlarımı iletiyorum. B. SORAL ‘’ Karagöz ile Hacivat,, yazısında gerekeni söylemiş, onun zaten desteğe ihtiyacı yok.

Atatürkçüyüz diye diye, ikinci Cumhuriyetçiler, Neo Liberaller, Radikal İslamcılar ve  Etnik Milliyetçilerin Cumhuriyetin arkasından dolanarak verdikleri zarar kadar bu ülkeye zarar verilmektedir. ÇYDD de, ADD de bu konumda yer aldığını üzülerek görmekteyiz. Saygılarımla.

DİĞER YAZARLAR
Seyide ESEN
Enflasyon!
ERCAN KERMAN
İLK YAZI
Recep ÇINAR
Hoş geldin Şehr-i Ramazan!
Ahmet Acaroğlu
DOSTLUK  VE VEFA    
Selçuk Duranlar
SATILIK KONUT PİYASASI
Hüseyin Erkin
MERİÇ NEHRİ - YAĞMUR DUALARI - HARZA PROJESİ !!
Şükrü Akıllı
 'ÜLKEMİZ  VE  EDİRNE’MİZİN  SORUNLARI
TURAN ŞALLI (Roman Sivil Toplum Gönüllüsü)
DEPREM KİMLİK SORMAZ
MELTEM BABACIK (dytmeltembabacik@gmail.com) (inst: 360beslenme)
DİĞER OMEGA-3 KAYNAKLARI
Zafer Dereli
EYLÜL 1999 ÖNCESİ İŞÇİLİK HİZMETİ OLAN MEMURUN EYT İÇİN ASKERLİK BORÇLANMASI YAPMASINA GEREK VAR MIDIR?
Numan Özgür METİN
BALKAN GELENEĞİ BOCUK GECESİ
Burak Dipevliler
Görünmez Tehlike Mi Görmezden Gelinen Tehlike Mi? Edirne’nin Yok Olmaya Yüz Tutan Kültürel Mirası
NURAN İKİZ
Bir Yeni Yıl Hikâyesi
Doç. Dr. Yeliz YEŞİL
Stresle Başa Çıkmak İçin Çeşitli Tavsiyeler
MUSTAFA ÇETİN
NEVRÛZ
M. ENİS ŞENSEVER
Ressam Zafer KARAKUŞ 3  
HAMİT PUHALOĞLU
Kefenin Cebi Yok…
ŞAHVER HÖBEK
Çocuklarda Nefes Farkındalığı
Mehmet Ali ESMER
ANADOLU’DAKİ TARİHİ YAPILARININ DEPREMDEN KORUNMASI ESASLARI (2)
OLCAY DAL
Cumhuriyet nedir ?
Ertan Çekiç
İNSANLARA NE İSTEDİĞİNİ SORSAYDIM, DAHA HIZLI GİDEN AT ÜRETİRDİM
CELİL ÖZCAN
SAKARYA ZAFERİ’NİN 100. YILI KUTLU OLSUN!
İHSAN KÖSE
İZ BIRAKANLAR
ÖZCAN AYGÜN
EDİRNE GAZİ OSMAN PAŞA ORTAOKULUNUN KAZANDIĞI ULUSAL BAŞARI VE ÇANAKKALE SAVAŞLARININ 106. YIL DÖNÜMÜ
MUSTAFA ERSOY
MUHALEFET ETMEK, BOZGUNCULUK MU? İHANET ETMEK Mİ?
Tülay Çağlarer
ATATÜRK ve ÇOCUK
Teoman ÖZÇUHACI
MESAFELER VE ÖLÇÜLER - ÖLÇÜTLER
Burhan Aytekin
19 Mayıs Gençlik Bayramı Kutlu Olsun
Yener Yaveroğlu
Allah’ın otu ıspanak neden beş lira?
ÜLKÜ VARLIK
TÜYAP DİYARBAKIR KİTAP FUARI (25/30 EYLÜL 2018) VE CAHIT SITKI TARANCI
Yaver Tetik
Sıcak Sulu Kalorifer Kazanı Yakma Talimatı:(4)
NEDİM ZOBAR
BÜYÜK ve KUTLU ZAFER
Burak Dipevliler
Mehmet Ali ESMER
Hüsnü Sarıgül
ABDULLAH GÜRGÜN
ŞAHVER HÖBEK
Burak Dipevliler
Burak Dipevliler