1929 tarihinde Edirnenin elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla tesis edilen ‘’Elektrik Fabrikası’’zamanın teknolojisine uygun olarak motor soğutma suyu ihtiyacı için Tunca Nehri yakınına konuşlandırılmıştır. Uzun yıllar Edirnenin elektrik ihtiyacını karşılayan fabrika şehrin gelişmesi ve gelişen teknoloji sonrasında devre dışı kalmıştır. Lakin tüm tarihi yapılarda olduğu gibi bir müddet amacı dışında kullanılmış ve sonra kendi haline terkedilerek bakımsız bir şekilde terkedilmiştir. Gelişmiş medeni devletlerde olduğu gibi 1914 de Alibeyköy Deresi yakınında ‘’İstanbul Silahtarağa Elektrik Santralı’’kurulmuştur.
1953 yılına kadar İstanbulun elektriğini karşılamış ve 1983 yılına kadar ulusal elektrik şebekesine enerji vermiştir. Bilgi Üniversitesinin devraldığı Silahtarağa Santralının makine dairelerinin bulunduğu binalar ENERJİ MÜZESİNE dönüştürülerek önemli bir imkan yaratılmıştır. Pejmürde bir şekilde olan Edirne Elektrik Fabrikası da Belediye Başkanlığınca aslına uygun olarak fiziki mekanı restore edilerek NİKAH SALONU olarak kullanıma açılmıştır. Öncelikle sayın Belediye başkanına bu tarihi elektrik fabrikasını n restorasyonu için teşekkür ediyorum. Restorasyona başlangıçta ve halen bazı kesimlerce buranın Nikah Salonu yapılmasına karşı çıkılmaktadır. Gerekçe olarak Elektrik Fabrikasının bulunduğu mekanın İslam mezarlığı olduğu, bu alana yakın sahanın da Tatariler eski mezarlığı olduğu iddiaları….gösterilerek polemik yaratılmaktadır. Yıllar önce bu Elektrik Fabrikası buraya yapılıyor, yakınına Futbol Sahası yapılıyor, Seddeler yapılıyor…kimseden ses çıkmıyor şimdi gündeme geliyor.
Bu alanlarda söz edilentarihsel önemli zatların mezarları olsa geçmişte ortaya konarak gerekli önlemler alınırdı. Kaldı ki bu konu polemik yapılmadan tarihsel süreç incelenerek, varsa belgeler ortaya çıkarılabilir. Edirne tarihi geçmişiyle önemli zenginliklere sahiptir.Özellikle Tunca Nehri kıyılarına yerleşmiş Osmanlı dönemi yapı kalıntıları ve önemli kişi mezarları…hakkında bilgi ve belgeler zamanında muhafaza ve kontrol edilemediğinden arşivlerin takibi yapılamamıştır. 1878 yılında bir bölümü cephanelik olarak kullanılan Edirne Sarayı, cephanelik düşmanın eline geçmesin diye infilak ettirilerek Edirne Sarayı tahrip olmuştur.
1966 yıllarında yapılan Tunca seddeleri inşaatında da Sarayın bazı bölümleri ve nehir kıyısındaki tarihsel değerlerde tahrip olmuş yada toprak altında kalmıştır. Benzer şekilde Kaleiçi semtinde 20.yy dan itibaren yapılaşma ile bu semtte ortalama bir metreden fazla toprak dolgu oluşmuştur. Bunları neden hatırlattım, çünkü maalesef Edirne tarihinin geçmişten günümüze hemen hemen her konuda tarihsel bir envanteri düzenlenerek gelecek nesillere taşınamamıştır.Temennimiz‘’Tarihi Elektrik Fabrikasının Restarasyonu’’ tarihsel envanter için bir milat olur ve bundan sonra Belediye – T. Üniversitesi – Kültür Müdürlüğü – İl Özel İdaresi…sorumlu kurumlar bu amaçla bir Stratejik Plan hazırlama girişimi yapıp buna bir ivme kazandırabilirler.
Elektrik Fabrikasının aslına uygun motor ve jenaratörleri ve elektro mekanik parçaları düzenlenerek(asılları tedarik edilemezse bile markalarına dış gövdeleri modellenerek sergilenebilir)‘’Elektrik Fabrikası Enerji Müzesi’’ olarak düzenlenirse Edirneye çok daha büyük bir katma değer sağlayacaktır. Nikah Salonunun, Buçuk Tepede inşa edilen Kültür Merkezinde yapılması çok daha isabetli olur düşüncesindeyim.Unutulmuş ve kötü durumdaki tarihi elektrik Fabrikasının Restorasyonu üzerinden gereksiz ve yanlış polemikler yapılması Edirneyi üzmektedir. Temennimiz, yeni seçilecek Belediye başkan ve meclis üyeleri il Genel meclis üyeleri Edirnenin tarihsel önemini baz alarak hazırlayacakları projelerle ve ‘’Tarihsel Değerler Stratejik Planıyla’’ geleceğe envanter taşınması başlangıcını yapabilirler.