Biz hiç umutsuzluğa kapılmadık, çünkü ülkemizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yok olmak üzere olan bir milleti nasıl uyandırdığını, milletine nasıl umut aşıladığını öğrendik.
Biz hiç endişeye, korkuya kapılmadık çünkü yedi düvele meydan okumuş Gazi Paşa'mız ve ‘Silah Arkadaşları’nın vatanımıza göz dikmiş emperyalistlere nasıl diz çöktürdüğünü öğrendik, Atalarımızın gerçek kahramanlık anıları ile büyüdük.
Biz hiç kandırılmadık, çünkü Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün çizdiği bilimin aydınlık yolundan hiç ayrılmadık.
Biz hiç çaresiz hissetmedik kendimizi çünkü Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal'in Anadolu'da yaktığı çoban ateşi ışık tuttu hep bize…
Biz düşünmekten, sorgulamaktan, eleştirmekten vazgeçmedik, çünkü Atatürk'ün, "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir." sözünü rehber aldık, aklımızı kiraya vermedik.
Biz makam, mevki, koltuk için düşüncelerimizi beynimize hapsetmedik, çünkü vatanın kurtuluşu için apoletlerini söküp atan, boynunu yağlı ilmeklere korkusuzca dayayan vatanseverleri tanıdık.
Biz vicdanımızın sesini hiç bastırmadık, çünkü insanı insan yapan vicdanın sustuğunda yaşamanın bir anlamı olmadığını öğrendik.
Biz haksızlığa karşı susmayı, adaletsizliğe karşı gözlerimizi yummayı düşünmedik. Çünkü adaletsizliğe ve haksızlığa karşı direnmenin insan onuru için olmazsa olmazı olduğunu öğrendik.
Biz kim miyiz?
Her 29 Ekim'de Kurtuluş Savaşı Destanımızı taçlandırdığımız günde Cumhuriyet Bayramımızı coşkuyla ve gururla kutlayanlarız. Her 10 Kasım'da saat dokuzu beş geçe sirenler çaldığında gözlerinden yaşlar akan Mehmetçiğiz, arabasından inip saygı duruşuna geçen Alileriz, Ahmetleriz milyonlarız.
Her 23 Nisan'da egemenliğin asıl sahibine yani millete verildiği, çocuklarımızı, en değerli varlıklarımızı sevindiren bayram günümüzü doyasıya barış ve kardeşlik içinde kutlayanlarız.
Her 30 Ağustos'da KUTLU ZAFER'imizi onurla, gururla, sevinçle, coşkuyla hatırlayıp Başkomutanımız Mustafa Kemal ve Silah Arkadaşlarını çocuklarımıza anlatanlarız.
BİZ, MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ.