Geçen hafta Edirne Belediyesi, Hürriyet Gazetesi, Taş Yapı, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası’nın işbirliğiyle ‘’Edirne Ekonomisi sorunları ve çözümleri’’ konulu panel yapıldı. Geçen yıl 21 Mart 2016’da benzer konulu bir toplantı yapılmıştı. Basından edindiğim bilgilere göre, Edirne’nin tarihi zenginliği, tarım ve turizm potansiyeli öne çıkarılarak konuşmalar yapıldığını izledim. Ne yazık ki geçmiş yıllardan beri aynı konu başlıkları baz alınarak konuşmalar yapılmaktadır. Dünyanın hiçbir şehrine nasip olmayan varlıklara sahip Edirnemiz bu nimetleri değerlendirerek fırsata dönüştürememektedir. Ön görülen bu konuları vizyonel bir bakışla geliştirip projeler üretmeliyiz. En önemlisi Edirne’nin tarihsel zenginlikleri için ‘’Edirne Tarihi Değerler Stratejik Planı’’ hazırlanıp buna göre uygulama projeleri bu plan çerçevesinde hayata geçirilmelidir. Osmanlı Devleti’nin tarihi boyunca bir çok olaya şahitlik yapmış Edirne, tarihi şahsiyetler ve tarihi eserleriyle bizlere ve geleceğimize önemli bir mirastır. Ne yazık ki şehrimizde bölge üniversitesi olarak tanımlanan Trakya Üniversitemiz başta olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı ve de yöremiz siyasi kadroları bu tarihsel zenginliği ortaya çıkarıp paylaşma becerisi gösterememiştir. Ne yazık ki Fatih Sultan Mehmed’in yaptırdığı saray arkeolojik kazılarını Bahçeşehir Üniversitesi sürdürmektedir. Edirne’nin sahip olduğu tarihsel değerler içinde Fatih Sultan Mehmet en önde gelen devlet adamlarından biridir. Fatih’in çocukluğu ve İstanbul’un fetih çalışmaları Edirne’de gerçekleşmiştir. Bu önemli geçmişi ve Fatih adını Edirne’yle özdeşleştiremedik.
Kırkpınar Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği başkanlığı yaptığım yıllarda dört yıl ‘’Edirneli Fatih Sultan Mehmet’’ panelleri yaparak Fatih’i Edirne’yle özdeşleştirmeye çalıştık. Bundan fırsat yaratarak 4 Nisan’da İstanbul’un fetih başlangıcı olarak kutlamaların İstanbul zevatı ile birlikte Edirne’de başlatılması ve 29 Mayıs’ta İstanbul’da Edirne zevatı ile tamamlanarak iki tarihi dünya şehrinin tarih, kültür ve ticari varlıklarını entegre ederek bundan fayda sağlamaktı. Ne yazık ki bunu sağlayamadık, sadece Fatih’in basit bir heykelini şehrimize kazandırdık.
Bu yıl beşincisinin yapılacağı Fatih Panelinde Kredi Yurtlar Kurumu’nun yurtları yakınındaki hazine arazisine görkemli bir Fatih Anıtı yapılması ve İstanbul ile Edirne’nin tarihsel kardeşliğinin entegrasyonu konusu işlenecektir. Edirne turizmine büyük katkı sağlayacak ve önemli destinasyon eseri sayılacak olan ‘’Edirne Mimar Sinan Su Yolu’’ projesinin ıslah edilerek fonksiyonel hale getirilmesi hayata geçirilmelidir. Su mühendisliği yönünden harika bir proje olan Mimar Sinan Su Yolu Projesi bilindiği gibi 16. Yüzyılda Edirne nüfusunun en yoğun olduğu yıllarda 42 km’den getirilen su, Edirne Selimiye Camii avlusundaki sarnıçlardan şehrin çeşmelerine dağıtılmıştır. Bu su 1960’lı yıllara kadar şehirde kullanılmıştır. Hazırlanacak bir Stratejik Plan kapsamında benzer şekilde tarihsel değerlerimiz hem turizme, hem de geleceğimize kazandırılabilir. Tabi ki bu tarihi yapıları ortaya çıkarırken şehrimizde sıkıntı olan ‘OTOPARK’ ve ‘Umumi Tuvalet’ sorunun ve yollarımızın bir an önce şehre yakışır hale getirilmesi gerekir.
Edirne’nin sahip olduğu önemli imkanlardan biri de TARIM KÜLTÜRÜ ve POTANSİYELİDİR. Lakin burada da giderek zayıflamaktayız. Maalesef geçmişte devletin uyguladığı yanlış taban fiyat uygulamaları sonucu otuz yıldan beri buğday – gündöndü – çeltik klasik tarımına dönülerek ürün çeşitlenmesi yok edilmiştir. Halbuki Edirne toprağında her türlü tarımsal üretim yapılmaktaydı. Şimdi de yapılabilir.
Daha ilginci kooperatifçilik açısından ülkemizin en ilki ve önderlerinden olan Edirne’de tarımsal kooperatifler giderek yok olmaya yüz tutmuştur. Aynı yıllarda Avrupa’da oluşan kooperatifler günümüzde büyük şirket ve holdingler haline gelmişken bizde yok olma sürecine girmiştir. Bunda da öncelikle hükümetlerin ve kooperatif üyelerinin kusurları vardır. Acilen bu kooperatiflerin işleyiş ve yönetim anlayışları kuruluş tanımına uygun hale getirilerek Avrupa’da yapıldığı gibi bir yönetim anlayışıyla çalıştırılması şarttır. Bu sayede Edirne’de Tarımsal Sanayi de hızla gelişecektir.
Ülkemizin en büyük sınır kapısı Kapıkule ve üç sınır kapılarımıza sahip olmamıza rağmen sınır ticaretinden mahrum ediliyoruz. Bu büyük haksızlığın bir an önce giderilerek Edirne’nin sınır ticaretine kavuşması şart ve haktır.
En büyük avantajımız olan 15 milyonluk nüfus İstanbul pazarı bizim için gelir kaynağı olacaktır. Tabi ki bir yandan da pazarlama kültürünü geliştirmemiz gerekiyor. Trakya Birlik, Kooperatifler Birliği olup bu konuda öncülük edecek kurumdur. Torku örneği de mevcut iken. 2023 yılında biteceği söylenen ama henüz daha ihalesi yapılmamış 2 milyar 750 milyon TL değerinde olan HIZLI TREN ulaşımı Edirne için çok önemli. Lakin bu konuda da hiçbir proje ve planımız yok. 229 km ve 11 duraklı olan hızlı tren Halkalı – Ispartakule – Çatalca – Çerkezköy – Çerkezköy (siding) – Büyükkarıştıran – Lüleburgaz – Babaeski – Havsa (siding) – Edirne – Kapıkule güzergahını katedecektir. İfade edildiği gibi İstanbul -Edirne bir saatte katedilemeyecek ama daha fazla yolcu ve daha ucuza taşınacaktır. Ama en önemlisi hızlı trenden ticari anlamda mal taşıyacak şekilde projeler hayata geçirmeliyiz.
Trakya Hızlı Tren güzergâh ve durakları