“Evrensel Hukuk” sözü kulağa çok hoş geliyor.
Belki de herkes bu sözü işine geldiği biçimde anlıyor.
Evrensel Hukuk’un değişmez, herkesin aynen kabul edeceği bir tanımı olacağını hiç sanmıyorum.
Mesela ben bu terimden şunları anlıyorum:
İnsan haklarını en ileri biçimde koruyan, en ileri hukuk sisteminin temelini oluşturan, Hukuk Devletinin vazgeçilmezi olan prensipler ve hukuksal yapılar manzumesi.
Benim bu tanımlamama katılmayanların az olmayacağını düşünüyorum.
Bu tanımın içinde tüm insan hakları da var, bu hakları sağlayacak ve koruyacak Hukuksal Yapılar da var.
Bu tanım elbette herkesin kabul ettiği bir tanım olamaz.
Çünkü böyle bir tanımlama her insanın işine gelmez, hoşuna gitmez.
Çok Uluslu Şirketleri (ÇUŞ) düşünün; birçoğu insan sağlığına zararlı GDO’lu gıdaları, ZARARLI KİMYASAL KATKILAR İÇEREN yiyecek ve içecekleri üretip, tüm dünyaya satmıyor mu?
Nerede en temel insan hakkı olan “SAĞLIĞINI KORUMA HAKKI”...
Silah satan ÇUŞ’lar ne yapıyor?
Gelişmekte olan ülkeleri birbirleri ile savaştırıp, iki tarafa da aynı silahları satmıyorlar mı?
Bu yolla fakir ülkelerdeki insanların kanını emmiş olmuyorlar mı?
Nerede insanların YAŞAM HAKKI.
Bu en temel insan haklarını dünyanın gözü önünde çiğneyenlere engel olacak hukuk normları varsa, bence ancak o zaman Evrensel Hukuktan bahsedebiliriz.
Hepsi bu kadar da değil...
İletişim çağındayız ama iletişim araçlarında korkunç kısıtlamalar var.
Birileri iletişim araçları ile suç işleyecek, “bazı kişileri karalayacak” bahanesi ile sosyal medya araçlarını yasaklamak, engellemek adeta olağan hale geldiyse; haberleşme hürriyetinden söz edebilir miyiz?
Bu yasaklama ve engellemeler; birkaç kişinin yapabileceği “kötü niyetli kullanımı” bahane ederek tüm toplumun haberlesme hakkını ortadan kaldırmak demektir.
Bu yasaklama ve engelemelerin neye benzediğini söyleyeyim: Bir şehirde elektrik borcunu ödemeyenler var diyerek o şehrin tamamındaki elektriğin kesilmesine benziyor...
Kaza olur diyerek otomobil kullanmayı herkese yasaklamak gibi...
“Bana muhalif yazı yazar”düşüncesiyle (beni karalar) diyerek gazete patronlarına muhalif yazarları kapıya koydurmak, “söz dinlemeyip direnen” patronları rekor vergi cezaları ile yıldırmaya çalışmak gibi...
Örneklerini daha da çoğaltabileceğimiz bu hareketler; çeşitli bahanelerin ardına gizlenmek suretiyle yapılan çeşitli insan hakkı ihlalleri değil midir?
Bu hukuku hiçe sayan davranış sahiplerinin EVRENSEL HUKUK’TAN BAHSETMESİ NE BÜYÜK BİR İRONİDİR.
Bütün HAK İHLALLERİNİ imkansız hale getirecek bir hukuk sistemi varsa, işte ona EVRENSEL HUKUK diyebiliriz.
Uluslararası tahkim yoluyla ÇUŞ’ları az gelişmiş ülkelerin iç yasalarından koruyan,
Ya da (demokratik görünümlü) dikta rejimlerinin kağıt üstünde kalan yasalarını ve “ben bu yasaya uymuyorum, o’nu bana uydurun” diyenlere sessiz kalan – SÖZDE - hukuk sistemlerini EVRENSEL HUKUK olarak takdim edebilir miyiz?
Güçler ayrılığı, bağımsız yargı, bağımsız yasama, ve bağımsız medya oluşmadan hukuk evrensel boyuta ulaşabilir mi?
“Denetim” kelimesini ; “kendi kontrolüne almak” zanneden kafalarla bu konuda yol alınabilir mi?