Edirne’de sürekli artış gösteren yeni bir “dilencilik biçimi” peyda oldu.
Ne yazıkki azalmıyor, artıyor, çeşitleniyor. Bahsettiğim kişilere rastlayan çoktur sanıyorum.
Hepsinin “etkileyici” bir hikâyesi var...
Ya hasta çocuğuna ilaç parası lazımdır, ya da yolda kalmış, memlekete dönecek yol parası yoktur.
Ya da bunlara benzer başka bir “acil” ihtiyaç vardır.
Verecek cevap bulmakta zorlanırsınız. Birçok kişi de birkaç lira verip, vicdanını rahatlatma yolunu seçer.
Bana en son rastlayanı dinlemedim, yürüdüm. Genç ve iri yarı birisiydi... “Bir şey söyleyebilir miyim” diyerek yaklaştı.
-Söyleme istersen, hikâyeni biliyorum, dedim.
Anında ortadan kayboluverdi.
Bu “yeni” dilenci tipinin gasp ve benzeri eylemlere başvurmayacağını kim garanti edebilir?
Esasen yaptıkları bir nevi “dolandırıcılık teşebbüsü” değil midir?
İnsanların merhamet duygularını istismar ederek paralarını almak, bence nitelikli bir dolandırıcılık vakası olarak değerlendirilebilir.
Sanal ortamda işlenen suçları önlemek için FBI ile işbirliği yapabilen Edirne Emniyeti, doğal şehir ortamındaki bu vakalar için de önleyici çalışmalar yapabilir düşüncesindeyim. Sayın Vali’mizin de bu konuya eğilmesi tüm Edirnelileri memnun edecektir.