Ayrıca, Padişahın teveccühüne mazhar olan İskender Çelebi, İbrahim Paşaya Serasker kethüdası olarak bu sefere birlikte çıkarken, Padişah İbrahim Paşaya İskender Çelebinin sözünden çıkmamasını emretmişti. Tabi bu İbrahim Paşa için vesayet anlamına geliyordu. Halepten itibaren Arab ve Acem defterdarı da denilen, İskender Çelebinin makamına göz diken Suriye defterdarı Nakkaş Ali her fırsatta, İskender Çelebiyi İbrahim Paşaya kötülemekteydi.
Safevilerin Azerbaycan Valisi iken, Osmanlı Devletine sığınan ve Bitlis Beylerbeyiliğine getirilen, daha sonra birtakım siyasi sebeplerle İbrahim Paşa tarafından başka bir vazifeye getirileceği vaadi ile azledilmiş olan Ulama Paşa, İskender Çelebi ile birlikte hareket etmekteydi.
Bu şekilde oluşan iki guruptan İbrahim Paşa ve Ali Bey tarafı müthiş bir iftira tertibi ile bir gece ordu içerisinde bir gürültü çıkarıp, Defterdar İskender Çelebinin Hazine develerini yağma ettirmeye kalkıştığını iddia ederek Çelebinin adamlarından haksız yere otuz kişiyi idam ettirmişlerdi[25]. Başdefterdar İskender Çelebi ile Ulama Paşa kesinlikle Osmanlı ordusunun Tebriz tarafına yönelmesinin uygun olacağını, çünkü Şah Tahmasbın Horasan taraflarında olduğunu, Tebrizin ele geçirilmesi ile Bağdatın ve diğer şehirlerin daha kolay fethedileceğini ileri sürerek, İbrahim Paşayı Tebriz fatihliğine teşvik etmişlerdi[26]. Bunun üzerine 22Haziran 1534 yılında İbrahim Paşa kendi görüşüne aykırı olarak, İskender Çelebi ve Ulama Paşanın görüşleri doğrultusunda, Tebriz istikametine yürümeye karar vermişti.
Diyar-ı Acem hududunda vaki olan Bingöl dimekle maruf yaylakda durub ol mahalde Anadolu ve Diyar-ı Karaman ve Rum ve Memalik-i Arab (Şam ve Halep) asakiri külliyen muşarun ileyhin yanında cem olub ... Azerbaycan Vilayetinden nice memleket ahalisi, Kızılbaş zulmünden bizar olmuş adalet-i padişahiye iltica idüb taze hayat bulmuş idi. Bingölde yirmi gün kadar ikamet edilerek bütün leşkerin toplanması sağlanmış, bu arada ordunun hareketi ile yeniden bizzat ol vilayedde olan kalaların miftahların getirüb teslim idüb, Avnik ve Bayezid (Ağrının merkezi) ve Eleşgird ve Erciş ve Adilcevaz ve Aktamar(Van Gölündeki en büyük adanın kalesi) Kalaları ve bunun emsali nice kalalar dahi taht-ı teshire alınub azim fütuholdu.[27]
Serasker İbrahim Paşa, Van gölü çevresindeki kasaba ve kaleleri, Kürt boy ve oymaklarını Osmanlı Devletine itaatle bağlamış olan Tekeli Ulama Paşayı, Azerbaycan hükumetine Beylerbeyi olarak 23 Haziran 1534de tayin etmiş ve Ulama Paşa otuzbin asker, develer ve mevsim boyunca yetecek yiyecekler ile Tebrizi ele geçirmek üzere bolca ihsanlarla önden gönderilmişti.[28] Irak hükumeti Bayındıroğlu Murat Beye verildi. Irak-ı Aceme tayinler yapılıp, Akkoyunlu hanedanı mensupları ile beylerine verilip, Nahçıvan sancağı, Ulama Paşanın kardeşi Veli Beye, Merağa sancağı Tekeli Veli Cana verilmişti[29].
Burada şunu ifade edelim ki, Tabakatul- Memalik müellifi Celalzadeden itibaren bazı kaynaklar farklı bilgi vererek, Tebrize doğru yöneldiği sırada hayli kaleler fetheden İbrahim Paşanın askerleri arasında: Şaha Şah gerek imiş, mahalli zarurette askere penah gerek diyerek, Padişahı başlarına istedikten sonra, Başvezir Serasker İbrahim Paşanın Kanuni Sultan Süleymana sefer için mektup yolladığını bildirmektedirler. Halbuki, İbrahim Paşa Halepten 7 Nisan 1534 tarihli mektubuyla Kanuni Sultan Süleymanı sefere davet etmişti [30]. İbrahim Paşanın, Padişaha elimizde bulunan ikinci arzı, 22 Zilhicce 940/ 4 Temmuz 1534 tarihli olup, Doğu Anadoludaki fütuhatı bildirmek üzere yazılmıştı[31] .
Bostan(Ferdi)ın açıkladığı üzere, Serasker İbrahim Paşa Diyarbakırda kırk-elli gün kadar kalıp, Kürdistan Ümerası ile sefer tedbirinde bulunduktan sonra, 1534 yılı haziran sonlarında Tebrize müteveccihen hareket etmişti. İbrahim Paşa Doğu Anadoluda iki hafta içerisinde yapmış olduğu fetihleri, Kürt Beyleri ile Safevilere karşı birlikte hareket planlarını, yirmi gün kadar Bingöl yaylasında, bütün umera ve askeri toplama ve bekleme işlerini bu mektubunda belirtmişti[32]
İbrahim Paşanın Kanuni Sultan Süleymana gönderdiği bu uzunca mektubunda belli başlı şu hususlara yer verilmişti: Diyar-ı şark istihlasına azimet olundukda Azerbaycan eyaleti Beğlerbeğilik tarikiyle Hazret-i Sahib kıran-ı alempenahın kullarından birisine ihsan olunmak vech ve münasib görüldüğüne binaen Azerbaycan Beğlerbeğiliği Ulama Paşa bendelerine tevcih olunub,