Yazılı bir açıklama yapan 21’nci Dönem Milletvekili Şimşek, “Trakya Bölge halkı olarak Ergene nehri temizliği ile ilgili sürdürdüğümüz haklı mücadelemiz yıllardır devam etmektedir.
Bir zamanlar Ergene nehrinde yüzmüş, suyundan içmiş ve balık tutmuş bir kişi olarak, Milletvekili dönemimde aşağıda da bilgi notu olarak açıklamaya çalıştığım üzere Çevre bakanlığı, Trakya Üniversitesi ve Avrupa yatırım bankası nezdindeki yaptığımız çalışmalar sonuçlandırılmıştı. 3 Kasım 2002 yılında yapılan Milletvekili seçimlerinden sonra gelen iktidara Ergene nehri temizliği ile ilgili dosyalar devredilmişti.
11 yıldan beri temizlenmeyen Ergene nehrinin 2 yıl içinde hükümet şahsıma kurumlarda koordinatörlük yetkisi verdiği takdirde temizlenmesini sağlayacağıma söz veriyorum..Göreve hazırım” ifadelerini kullandı.
Yapılan bir şey yok
Başta Edirne olmak üzere, bölgemizin kanayan yarası olduğunu ifade eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “büyük çevre sorunu olan, çiftçimizin ekim alanlarını yok eden ERGENE NEHRİnin temizlenmesi ile ilgili Hükümet tarafından 11 yıldan beri yapılan bir şey yoktur.
Basınımızda yer alan Ergene nehri ile ilgili haberler çok can sıkıcı olmaktadır. Ergene Nehri kirliliğinin siyasete 11 yıldan beri malzeme olması bizleri derinden üzmektedir. İnsanın biraz utanması ve sıkılması gerekir....11 yıldan beri ısıtıp, ısıtıp aynı şeyi halkımızın önüne konulması ayıptır....
Bizim milletvekilliği dönemimizde ergene nehri ile ilgili yapılan çalışmaları siz değerli basınımızın aracılığıyla kamuoyu ile paylaştım. Sözün kısası Trakya bölgemizin kanayan yarası ergene nehri çözümlenmek istenmiş olsaydı, Bu iş 2004 yılında bitirilmişti. Ancak hesap farklı bu işten rant edilmesi gerekliliğine inanıldığı için, İstanbul'un arka bahçesi gibi görülen Trakya Bölgesini sözde kalkındırılacağı vaadiyle, "TRAKAB" projesini ortaya sürülmüştür. Burada bir gerçek var. O da Trakya bölge insanı değil de, siyasi yandaşlar kalkınacak olmasıdır.
Bölge insanımız ve verimli tarım arazilerimiz can derdine, acelesi olmayan biraz daha toprak satın alayım, çiftçinin ürününü ucuza alayım, girdi fiyatlarını yükselteyim, çiftçiye bol keseden kredi kullandırıp, elindeki tarlasını yok pahasına alayım, diyen siyasi yandaşlar da daha fazla et derdinde artık bu tür oyunlara gelmeyeli”