Gürkan, “Türkiye Cumhuriyeti zorlu dönemlerden geçerek bugünlere gelmiştir. Cumhuriyet ilan edildikten sonra, çağımız uygarlığını, bütün icaplarıyla birlikte kabul etmek kararına varılmış, ondan sonra hayatın her safhasında manalı ve esaslı değişmelere sebep olan devrim hareketlerine girişmek mümkün olmuştur.” dedi ve şunları kaydetti:
Halkın kendi kendini idare etmesi, önce modern ilköğretime dayanmaktadır. Cumhuriyet ancak ve ancak böyle temelleşir. Bu gerçeği kavramış yöneticiler eğitim alanında büyük hamleler yapmışlardır.
Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda okuma yazma oranı çok düşüktü. Bunun yanında nüfusun %80'lik bölümü köylerde yaşıyordu. Geleneksel öğretmen okullarında yetişmiş öğretmenler için köylerde öğretmenlik yapmak, istenerek yapılacak bir görevden çok zorunluluk olarak algılanıyordu. Tüm Anadolu'nun okulsuz ve öğretmensiz olduğu gerçeği gözönüne alındığında dönemin başbakanı İsmet İnönü'nün himayesinde, Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç'un çabalarıyla köylerden ilkokul mezunu zeki çocukların bu okullarda yetiştirildikten sonra yeniden köylere giderek öğretmen olarak çalışmaları düşüncesiyle 17 Nisan 1940 yılından başlayarak, tarım işlerine elverişli geniş arazisi bulunan köylerde veya onların hemen yakınlarında Köy Enstitüleri açılmıştır.”
Köy Enstitülerinin işlevinden de söz eden Gürkan, “İşte Köy enstitülerini hayata geçirerek öğrenim konusunda dünyada benzeri görülmemiş bir örnek oluşturulmuş ve bu gelişmeler birçok akademik inceleme ve araştırmaya da örnek teşkil etmiştir. Ülkemizin gelişmesine katkı sağlayan Köy enstitülerinin kuruluşunun 72. yılında, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor, değerli eğitimcilerimizin Cumhuriyetin ışığı altında nice başarılı öğrenciler yetiştirmelerini diliyorum.” dedi.